Medya: Boran ve Can'ın damatlığı :)
Sabahı sanırım zor etmiştim sanırım. Bugün düğünüm vardı. Neden hâlâ bu olanlara alışamadım bilmiyorum. Kabullendim her şeyi ama alışamadım. Bu evlilik daha başlamadan içimi parçalıyor, acı veriyordu. Bu yaşıma kadar evlilik planlarına hiç girmedim. Zaten daha çok gençtim ve bu düşüncelere boğmamıştım kendimi. Ama birazdan nikahım kıyılcaktı.
Yataktam kalkıp odada ki banyoya ilerledim. Soğk bir duş beni kendime getirirdi sanırım.
Duşumu aldıktan sonra Boran kapıya gelmişti bile. Yine o yüzümdeki mükemmel somurtmayı kapıyı açarak Boran'ın yüzüne sergiledim."Hadi kahvaltiya inelim. Geç bile kaldık, herkes avluda bekliyor."
"Sanada günaydın dağ ayısı."
Yüzüme yine koyu kahvelerini sert şekilde dikip baktı öylece. Beraber aşağıya doğru inmek için odanın önünden ayrıldık.
Avluya giderken elimi inatla sürekli tutmaya çalıştı ama her fırsatta elimi itmiştim.
Sonunda bahçedeki masaya gelmiştik. Boran'ın babası başa oturmuş, Boran'da hemen onun yanındaki yere oturmuştu. Bende yanındaki boş yere oturmuştum. Bütün gözler üzerimizdeydi. Tanımadığım bir çok akrabası vardı. İçlerinden yalnız Gülbahar ablayı biliyordum. Kötü birisi değildi. Pek fazla sohbetimiz olmamıştı ama bana bir zararı da yoktu.Boran sırayla aile bireylerini tanıtmaya başlamıştı.
Karşı sandalyede ki kişileri tek tek tanıtmaya başlattı.
"Abim Mehmet.Gülbahar yengemı zaten tanıyorsun. Bu da kızları Rojin.
Kızlarının benden 2 yaş küçük olduğunu öğrendim.
Daha sonra Mehmet abinin yanlarındaki ikiliyi tanıttı.
"Bunlarda kuzenlerim Tolga ve Onur."
Sanırım Tolga ve Onur'da kuzenlerdi. Onur daha büyük duruyordu. Tolga'nın suratında anlamsız enerji vardı sanki.
Tolga'nın annesi Fazilet Hanım ve Onur'un annesi Hatice Hanımlada tanıştıktan sonra bana alttan alttan bakan kadına gelmişti.
"Ortancı abim Burhan ve eşi yengem Ayşen."
Ayşe'nin kucağıda 5 6 yaşlarında, adının Hazal olduğu öğrendiğim kızını tutuyordu.
Sanırım Ayşe kendini eltilik işine çoktan kaptırmışı. Bu konakta beni rahat ettirmeyecğini sanıyordu ama bilmiyordu ki ben ona neler yaparım...Herkesle tek tek tanıştıktan sonra kahvaltimiza dönmüştük. Kahvaltı bitince Boran'ın abileri şirkete gitmek için kalmışlar, eşleride onları kapıdan geçirmeye götürmüşlerdi.
Sanırım Bora'nın da işe gitmesi gerekti ve Boran'ın annesi Kezban Hanım bana kaş, göz yaparak Bora'yı yolcu etmemi istemişti.
Bende artik daha fazla alttan alttan bakışlarına dayanamayıp Boran'la masadan kalkıp bahçe kapısına ilerledim."Seni hergün böyle geçirmem mi gerekiyor yani?"
Bu durum Boran'ın hoşuna gitmiş olacak ki
Sırıtıp;"Ne güzel işte kocanı işe gönderiyorsun."
Dedi ve göz kırptı.
Daha fazla bu saçmalığa katlanmadan yanından ayrıldım. Masaya geri döndüğümde hanımlar bana ters ters bakıp duruyordu.
Ağzımi açıp yukarı çıkacağımı söyleyecekken Kezban Hanım atıldı."Yeni damat bi kahve yap bakalım da içelim."
Demesiyle sinir oldum. Bu evde çalışan yok muydu niye ben yapıyordum. Bu seferlik görmezden gelip kabul etmiş mutfağa ilerlemiştim. Içeri girdiğimde çalışan ablayı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asil Ağa | BxB
Teen FictionCan, okulu tatil olduğu için memleketine döner. Ama nerden bilebilirdi abisinin kaçırdığı kızın ailesi onu bu berdel evliliğe zorlayacağını? Boran ve Can'ın zorlu evliliği Eşcinsel evliliğin kabul edildiği zamanda geçmekte