21-Parlayan Gözler

1.2K 121 63
                                    

Medya bölümün şarkısı🩶
Emir Can İğrek - Saman Sarısı

Arabanın durmasıyla elimle üstümü son kez düzelttim ve dosyayı aldım. Mahir abi gelip kapımı açınca teşekkür edip hızlıca arabadan indim. Şuan tam restorantin önünde duruyordum. Etrafı lüks arabalarla çevrilmiş, şık ve büyük bir yerdi. Otomatik kapıdan içeriye girip etrafa bakmaya başladım. Dışı güzel olduğu gibi içide bir o kadar güzeldi.

Etrafıma bakmaya devam ettim ama bir türlü Boran'ların masasını görememiştim. Resepsiyondaki kız bana gülerek yaklaştı.
"Hoşgeldiniz efendim. Rezervasyonunuz var mıydı?" Etrafımı süzerek konuştum. "Ben Boran Karahan'ın masası için geldim de."
Kız elindeki deftere kısa süreliğine göz attıktan sonra bana döndü. "Boran Bey'in masası şurada efendim." Kızın gösteriği tarafa baktım. Masada 2 adam, Boran ve bide sarı yılan vardı. O tarafa doğru ilerledim hemen. Umarım şık gözüküyorumdur.

Masaya yaklaşınca ilk Hande farketti beni. "Bunun burda ne işi var ya?" Dedi fısıldayarak ama duymuştum. Boran yemekten kafası kaldırıp benden tarafa baktı. Beklemediği için biraz şok olmuştu tabi. Masanın tam başına geldiğimde Boran ayağa kalktı. "Can?" Şaşkın bir şekilde yanıma geldi. "Aslında dosyayı gönderecektim ama bu kadar önemli madem, ben getireyim dedim." Masadaki iki adamda meraklı gözlerle bize bakıyordu. "Teşekkür ederim. Zahmet oldu sanada ama-" lafını kesip atladım hemen "Yok canım ne zahmeti?" Hande'ye çevirdim bakışlarımı "Kocam istemiş getirmez miyim hiç?" Sinirli gözlerle bana bakıyordu şimdi. Oh olsun.

"Boran Bey, bizi tanıştırmayacak mısınız genç delikanlıyla?" Orta yaşlarda olan amcaya çevirdim kafamı. Iyi birine benziyordu. Siyah çerçeveli gözlükleriyle sırıtıyordu.

Boran elini belime koydu ve amcalardan tarafa çevirdi beni. "Aa kusurumu bağışlayın efendim." Bana bakarak konuştu. "Eşim Can. Bu beyefendiler de yeni lansmanımız için ortaklarımız, Polat ve Mehmet Bey." Dedi gülümseyerek. Kibar adam ya. Keşke benimlede bu kadar kibar olsan Boran efendi.

Amcalara dönerek samimi bir şekilde gülümsedim. "Memnun oldum efendim." Onlarda kafalarını sallayıp gülümsediler. "Bize katılmaz mısın Can oğlum?' Mehmet Bey'in konuşmasıyla Boran'a çevirdim kafamı "Evet. O kadar yol geldin yemek yiyelim." Eli hâlâ belimdeydi. "Bilmem, ayıp olmasın şimdi pat diye geldim." Dedim masumca. Tabiki masaya oturmak isriyordum ama kendimi davet ettirmem gerekti. " Aslında bu bir iş yeme-" Hande'nin bozularak konuştuğu sırada Boran ona bakış atıp susturdu. "Yabancı yok Hande. Kendisi eşim sonuçta." Dedi açıklama yaparak. Kurban olunur bu adama. Şu kadına laf vermedin ya helal olsun sana yiğidim.

"Tamam. Kalayım madem." Dedim Hande'ye kudurtucak bakışlar atıp. Hemen boş sandalyeye Boran'ın yanına oturdum. Boran'ın diğer tarafında da sarı yılan oturuyordu. Yerime yerleştim ve Boran'a baktım. Beni süzüyordu.
"Bir şey mi oldu?" Dedim fısıldar tonda. "Hayır. Çok güzel olmuşsun." Gülümsedi. Bende gülümsedim ve önüme döndüm. Çok fazla iltifat ettiği olmuyordu o yüzden biraz heyecan yaptım sanırım.

Hande kıskanç bakışlarıyla bize bakıyordu. "Ee Can? Nasılsın?" Gülümsedim ve cevapladım.
"Iyiyim Hande. Sen nasılsın?" Histerik bir gülüş attı. "Iyiyim. Boran'la uğraşıyoruz işte." Dedi
Sen birazdan görürsün. Bakalım o gülüş kalabilecek mi gece sonunda?

****

Önümdeki eti çatallayıp ağzıma götürdüm. Hep beraber yemek yiyorduk. Boran'lar iş konuşuyordu. Bende en masum kişiliğimi ortaya koyarak gülümsüyordum. Iş konuşması bitmiş olacak ki Polat amca bana dönerek konuştu.
"Ee Can oğlum sen konuş biraz." Dedi sevecence. Sevmiştim bu adamı babacan bir tavrı vardı. Babamı hatırlatmıştı bana. Onu çok özlemiştim.

Asil Ağa | BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin