20-Operasyon Adı: HANDE

1.3K 132 34
                                    

Iyi okumalar bebeklerim💙🩶

"Of film başımı ağrıttı." Yanımdaki ikiliye bakarak konuştum. Ben,Tolga,Eren birlikte sinemaya gitmiştik ve şimdi kahve içmeye gidiyorduk. "Film fenaydı he." Tolga'nın konuşmasıyla ikimizde ona döndük. "Valla iyiydi de sen korkup mısırı kafama boşltmasaydın daha iyi olacaktı." Diye cevapladı Eren. Dediğine ikimizde gülmeye başlamıştık.
Ikimizde kahkahamızı durduramıyorduk. Tolga bize sinirli sinirli bakıyordu. "O değilde, bon korkmom saçmolomoyun dedikten sonra korkman nasıl komikti amına koyim." Tolga'nın taklitini yaparak söyleyince gülmem daha çok arttı. Erenle iyiki arkadaş olmuşum,komik birisydi.

Aklıma gelen soruyla onlara döndüm "E siz nasıl tanışmıştınız?" Ikisi birbirine bakarak sırıttılar. "Barda tanıştık işte." Dedi Eren.
Anladım der gibi kafamı salladım. Ikisinin enerjisi uyumluydu.

"Bir ara hep beraber gelelim film izlemeye." Dedi Eren bana bakarak. "Sen,ben,Tolga,Boran enişte." Boran böyle yerlere gelen birisi miydi bilmiyorum. Onun hakkında çoğu şeyi bilmiyordum zaten. En sevdiği renk ne? Nelerden hoşlanır? Ne tür film izler? Bunları bilmiyordum mesela... ama biber dolmasını sevdiğini öğrenmiştim. "Neye sırıtıyorsun?" Tolga'nın sesiyle kendime geldim. Bana bakarak merakla gülümsüyordu. "Hiç. Öyle." Dedim gülümseyerek. "Olur gelelim tabi." Dedim Eren'in sorusuna. Tolga heyecanla atladı lafa "Onur'da gelir." Dedi heyecanla. Onur'un ismiyle yüzü düşerek yürüyen Eren'e baktım. Az önce keyfi yerindeydi ,Onur ismini duyunca yüzü neden asıldı ki? Ona baktığımı fark edince yüzune samimi gülümsemesini takındı hemen.

Elimdeki telefonum titreyince ekranı çevirip baktım. Boran arıyordu. Yanımdaki ikiliye bakış atıp telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim?"
Sakin ve karizmatik sesi geldi. "Napıyorsun." Sesi eskisinden daha garip geliyordu bana sanki. Boğuk ama çekici bir sesi vardı. "Sinemadan çıktık şimdi." Anladım der gibi hmlamıştı. "Sen napıyorsun?" Diye sordum. Derin bir nefes aldı. "Napim işte akşam için uğraşıyorum. Yoruldum ama buna değicek eminim." Dedi yorgun bir sesle. "Umarım iyi geçer. Iyi şanslar sana." Dedim gülümseyerek. Buna ihiyatcım vardı, bence artık iyi geçeceği kesinleşti." Dedi yumuşak ses tonuyla. Yüzünü görmüyordum ama sırıttığını hissediyordum.
İs yerindeyken sürekli beni aramaya başlamıştı. Her seferinde bir bahane buluyor gibi geliyordu. 'Canım sıkıldı, dosyam oralarda mı?,annemler napıyor' sürekli böyle nedenlerle arıyordu beni.

"Can? Hadi." Eren'in bağırmasıyla ona baktım. Arabanın yanına varmışlardı bile. "Geliyorum Eren,bekleyin." Diye bağırdım bende. Telefondan Boran'ın sert ve sorgulayıcı sesi geldi. "Eren kim?" Tolga ile cıkacağımı söylemiştim. Belki birsz eksik söylemiş olabilirim...

"Tolga'nın çok yakın bir arkadaşı." Diye açıkladım. "O niye gelmiş?" Ses tonu hâlâ aynıydı. "Ya Tolga kıramadı çağırdı,beraberiz şimdi üçümüz." Dedim bıkmış şekilde. Ne zaman bu kadar meraklı birisi olmuştu bu adam? "Peki." Acaba söylemese miydim? Kendimi rahatsız hissediyordum şuan nedense
"Bir sorun mu var?" Dedim yoklamak amaçlı.
Umursamaz ses tonuyla "Yok. Dikkat et sen." Dedi. "Tamam. Sende dikkst et." Dedim ve telefonu kulağımdan çekerken onun sesini duyar gibi oldum. "Ulan Tolga siktim belanı."
Doğru duyduğuma emin değildim. Belkide ben öyle sandım. Her neyse.

Bizimkilerin yanına yürümeye başladım.

                                       ***

Uzun bir günün ardından eve gelmiştim. Saat çoktan 9 olmuştu. Kahve içtikten sonra alışveriş yapmıştık. Eski kıyafetlerimden çok sıkılmıştım. Daha güzel şeyler bulunca biraz gezmiş,almıştım. Elimdeki kumaş pantolonu askıya astım. Aldıklarım çok güzeldi. Aşkı memnu daki Nihal'in Matmazele 'yeni cicilerime bakın.' Der gibi özenle yerleştiriyordum. Bana düğün alışverişinden aldıkları saten iç çamaşırlar hâlâ duruyordu. Bırak giymeyi daha paketinden bile çıkarmamıştım. Aşırı açık alev alev şeylerdi. Bunları gerçekten giyeceğimi falan mı düşünüyorlardı acaba? Ölsem giymezdim. Sabır çekip önüme döndüm. Tişörtümün üstünde yuvarlanan Çipil'e baktım.
"Dur kızım! Yırtılcak şimdi." Yerim ben bu kediyi ya, kurban olurum şu kulağa, kuyruğa bak maşallah.

Telefonuma gelen aramayla elimdeki kıyafeti yerleştirip elime aldım. Boran arıyordu. Bir sorun mu olmuştu acaba? Şuan yemekte olması gerekti. "Alo Boran?" Telaşlı gelen sesiyle bir sorun olduğunu anlamıştım. "Can çok fazla vaktim yok, senden bir şey isteyeceğim." Dedi telaşla. "Bir sorun mu var?" Dedim merakla.
"Masanın çekmecesinde mavi kapaklı bir dosya olacak." Derin nefes alıp devam etti. "Onu bana gönderebilir misin? Çekmeceye uzanıp açtım. Dosya burdaydı. Hem önemli diyor hemde dosyayı unutuyor dağ ayısı. Ya sabır.

"Burda evet." Dedim dosyayı elime alıp. "Heh tamam onu Mahir'e verir misin bana getirsin?'
Dedi rahat nefes vererek. "Tamam veririm. Başka bir şey lazım mı?" Diye sordum. "Yok sadece o dosyayı gönder sen. Mahir kapının önünde aracı hazırladı seni bekliyor." "Tama-" diyecekken arkadan gelen kadın sesiyle durakladım. "Boran'cım hallettin mi dosyayı?" Hande'nin sesini duymuştum. O da mı oradaydı? Hani adamlarla gidecekti yemeğe? Sarı yılanın geleceğini söylememişti bana. "Hadi seni bekliyoruz." O gıcık sesini duyunca gözlerimi devirdim. Bir insanın sesi bile mi itici olurdu?

10 yıl da gecse sevmiycem 1000 yıl gecsede sevmiycem, ben sana gıcığım.

"Can?" Boran'ın sesiyle kendime geldim. "Tamam yolluyorum." Dedim ve telefonu kapattım. Hem adamlarla iş yemeği diyor hem Hande'nin geleceginden bahsetmiyor. Istemsiz vücudumu saran sinir dalgasıyla sinirle of çektim. 'Boran'cım' hâlâ Boran'cım diyor. Evli o adam evli. Hiç utanmadan yılışıyor. Ne arsız bir kadın ya, kendine saygısı yok.

Elimdeki dosyaya baktım. Aklıma birden gelen fikirle sırıttım. Ben götürecektim dosyayı. Bakalim beni görünce ne yapacaksın Hande Hanım?

Hızla dolabima doğru ilerledim. Az önce yerleştirdiğim kıyafetlere baktım. Çok fazla vaktim yoktu,bu yüzden şuan en güzel kombini yapmaya calışıyordum hızlıca. Üstüme elime aldığım kumaş pantolona baktim bunun üstüne güzel bir gömlek giysem olurdu.

Elime aldığım kıyafetleri hızla giymeye başladım. Gömleğimin 3 düğmesini açık bıraktım. Dekolte sevenlerdendim. Kumral saçlarımı güzelce taradım. Boynuma güzel, küçük figürlü yıldız kolyemi taktım. Düğün alışverişinde aldığım parfümü de sıktım. Şimdi hazırdım. Aynadan kendime baktım çok yakışıklı görünüyordum. Zaten yakışıklıyım ama değerini bilen yoktu da neyse...

 Zaten yakışıklıyım ama değerini bilen yoktu da neyse

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aynanın önündeki tenime uygun kapatıcıyı aldım. Makyaj yapan birisi değildim ama kapatıcı,güneş kremi, aydınlatıcı gibi şeyler kullanırdım. Yüzüme kapatıcıyı yedirdim hızlıca. Elime dosyayı aldım.  Evet şimdi hazırdım. Sırf Hande'ye gıcık olduğum için gidicektim. Içimde ona karşı sinir oluşuyordu. Tabiki kıskanmıyordum.

Saçmalama Can, ne kıskanması? Biz aynı seviyede bile değildik. Hem niye kıskanayım?

Odamdan çıkıp merdivenlerden adımladım.
Bahçeden kapının önüne çıktım. Mahir abi siyah  jeep ile benu bekliyordu. Kapıyi kapatıp yanına vardım. "Hadi gidelim." Dedim enerjik bir şekilde. "Sende mi geleceksin ağam?" Dedi şaşkın şaşkın bakarak. "Gidip bir bakalım,sahnenin tozunu attıralim değil mi?" Dedim gülerek.

Abartma sende diskoya gitmiyosun ne toz attırması? Kendimi şuan starboy gibi hissetmem normal miydi?

Mahir abi kapımı açtı ve geçmem için yer verdi. Bende arabaya binip yerimi aldım. Gidelim bakalım

Hande Operasyonu başlasın...




Bu bölümü yazarken niye bu kadar yükseldim
bende bilmiyorum dmdkdjdk

Bu arada güzel gidiyor mu kurgu? Ilk kurgum olduğu için cidden yazıp,beğenmediğim yerler çok fazla oluyor.

Kırmızı halı serilsin, bir Starboy geliyor Hande Hanım. ⭐️😎

Asil Ağa | BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin