Bölüm 1- Tanrı...

26 2 0
                                    

    "Yazgı hadi artık kalk!"kapının gerisinden gelen tiz ses Yazgı'nın kulaklarına ulaştığı an başını yastığın altına sokup uyumaya devam etdi.Ablası asla uyumasına izin vermiyordu.Çalınmadan açılan kapıyla beraber üstündeki pike yeri boylamış incecik pijamasıyla kalmıştı Yazgı.

"Of,Zeynep! Sal beni Allah aşkına ya,"komedine uzanıp telefonuna baktı "daha sabah bile değil,gün aymamış ne istiyorsun sen!"diye çemkirdi sinirle.En nefret etdiği şeydi uykusundan böyle uyandırılmak.Uyku bir nimetdi Yazgı için,uyumayı çok severdi.

"Tam olarak 10 gün sonra düğünüm var benim,o gelinliğin içine gireceğim ayrıca balayı için hazır olmam gerek ki,yalnız başına spor yapmak hiç bana göre değil o yüzden kalk çabuk"Zeynep ellerini kalçasına yaslamış tepeden kardeşine bakıyordu.

"Harika! Muhteşem bir azim!"yatdığı yerden doğrulup oturdu yatakta "ama,canım ablacığım bu azminden bana ne! Git Esin'i kaldır o seninle seve seve koşuya çıkar"dedi ve yerdeki pikeyi alıp yeniden uyku moduna geçti.

Üç gün önce tüm Asrındağ ailesi çiftliğe dinlenmek için gelmişlerdi.

"Hayır ya! Hadi kalk,gitmek istemiyorum onunla" Zeynep hiç hazz etmezdi kuzenlerinden.Yine Esin biraz daha ılımandı ama Çınar tam bir şeytandı.

Zeynep son kozunu kullanarak yatağa kardeşinin yanına oturup "şimdi sen birtanecik ablanı kıracak mısın? Kırk yılın başı senden bir şey istedim,ne olurdu sanki"yavru köpek bakışlarına asla karşı gelemezdi Yazgı.Zeynep kardeşini iyi tanıyordu.Ve asla kırk yılın başı olan bir şey değildi.

"Off,tamam başımın belası tamam! Sen mi benim ablamsın ben mi senin ablanım orasını da anlamıyorum ya,neyse"Yazgı istemeye-istemeye yataktan kalktığında Zeynep ona kocaman sarılmış,sulu-sulu yanağından öpüp "birtanem,aşağıda bekliyorum seni"deyip çıktı.Yazgı sinirle yanağını silip "öpme dedim kaç kere sana şöyle!"sinirle elini yüzünü yıkayıp mırıldana-mırıldana üstüne spor takımlarından birini geçirdi.Omuzlarına kadar inen dalgalı saçlarını tepeden topuz yapıp odadan çıkmadan önce çekmeceden aldığı şeyi beline görünmeyecek şekilde yerleştirdi.Zeynep'in ona gelmesinin nedenlerinden biri de etrafta koruma istememesiydi.

Aşağıya indiğinde Zeynep elindeki su mataralarından birini ona uzatınca ikili birlikte çıktı evden.Daha doğrusu çıkamadılar çünkü kapıyı açtıkları an önlerinde iki koruma ve tam diplerinde en gereksiz kuzenleri belirdi.

"Nereye böyle gün aymadan?"diye sordu Çınar kibirli ses tonuyla.Yazgı sinirlerine hakim olarak "koşuya,çekil önümden"dedi ve bir adım atdığı an kolundan tutan kuzeniyle geri çekildi.Gözlerini sıkı-sıkı kapatıp sakinliğini korumaya çalışan Yazgı "bir kez ve tek kez söyleyeceğim o elini... çek!"dişlerinin arasından çıkan tıslamayla beraber Çınar kolunu bırakmıştı.

"Korumalar,Yazgı.Onlarda sizinle gelecek"dedi emir verir gibi.Tabi bir de anlasa karşısında kimin durduğunu.

"Korumaya ihtiyaç yok,Çınar.Kendimi koruyabilirim ben.Bas geri!"Çınar daha tek kelime etmeden evden ayrılan ikili orman yoluna koşmaya başladılar.

Zeynep kardeşiyle gurur duyarak bakıyordu ona.Ondan iki yaş küçüktü Yazgı ama sanki o Zeynep'in ablası gibiydi.Yazgı bütün aileye sahip çıkan kişiydi aslında.

Dakikalar sonra soluk soluğa duran ikili karların arasında bir ağaca yaslanıp dinlendiler.Zeynep sormak isteyip de sormadığı o soruyla kıvranıp duruyordu.

"Sor hadi?"diyen kardeşinin sesiyle ona döndü.Nasıl anlamıştı?

Yazgı matarasını yere bırakıp ablasına yaklaştı ve ellerini tutup "sen benim ablamsın,senin gözlerini kaçırmandan anlarım ben senin derdini.Sor hadi?"dedi temkinle.Zeynep gülümseyip "yanında mı yine o şey?"sordu korkuyla.Ne olursa olsun Yazgı gitdiği her yere mutlaka kendini korumak için bir şey götürürdü.Bu da genellikle dayısının ona sekiz yaşındayken hediye etdiği özel yapım siyah çelik silahtı.Odasından çıkmadan önce yanına almıştı.

Zorluklardan YıldızlaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin