Günler gelip geçmişti.En sonunda da hep istediğimiz gibi yolumuz memlekete düşmüştü. Memleket gibisi var mıydı? Taşı toprağı,havası,suyu bambaşkaydı buranın.
Babamın kiraladığı uçaktan inip burdan tasis etdiğimiz arabalara binmiştik.İstikamet yayla evimizdi.Dayım buradaki işleri için dün gelmişti.Eda ise evimizi temizletip hazırlatdığını söyleyip dayımla beraber akşam yemeğe geleceklerini bildirmişti.
Direksiyonuna oturduğum arabayı ezbere bildiğim yollarda sürerken bir yandan da asistanımın atdığı ses kayıtlarını dinliyordum.Evet tatil diye gelmiştim ama burada da işlerim başımdan aşıyordu.
Pars'la o gün restorandan çıkıp holdinge gitmiştik.Bir toplantısı vardı ve kısa süreceği için odasında beklememi söylemiş sonrada beraber at binmeğe bizim çiftliğe gitmiştik.Onu Kuzgun'la tanıştırmıştım,oğlum beni Pars'dan kıskansa da Pars hiç oralı olmamış bütün günü bana temas ederek geçirmişti.Düşüncelerimle yüzüme bir gülümseme yerleşti.
Karadenize geldiğimden haberi yoktu,sormamıştı ben de söyleme gereği duymamıştım.Gerçi o günden beri pek konuşamamıştık.Aklında bir şeyler vardı,onu uzun zamandır tanımasam da tanıdığım kadarıyla Hades boş oturmazdı.Oğuzhan Karatay hakkında ne öğrenmişti bilmiyorum ama bir şeyler bildiğini biliyordum.
Arkadaki araçta babam ve annem vardı,sadece üçümüz gelmiştik.Ablam ve Gökhan işleri yüzünden gelememişlerdi,amcamların da gelmesini babam istememişti.
Kısa zaman önce Volkan ve Esin'i sade bir nikahla evlendirmişlerdi.Esin'in karnı az az belli olmaya başlamıştı.Bebeğin doğacağına karar vermişlerdi ve bu da beni çok mutlu etmişti.Suçsuz bir bebeğin canına zarar gelmemişti.Esin mutluydu,Volkan için gelirli bir iş ayarlamış ikisini de Bursaya göndermiştim.Bütün bu olaylardan uzakta güzel bir aile kurmaları ve bebeklerini büyütmeleri bir dahada İstanbula dönmemelerini söylemiştim.Bazı zamanlarda yengem gidip görüyordu kızını ama amcam Esin'in yüzünü bile görmek istemiyordu.
Arabaları evimizin bahçesine park edip indik.Dedim ya buranın havası başka diye.Sıcacık havası vardı ama,bir o kadar da serindi.
"Oo hoş geldinuz,hoş geldinuz sulatnum"Eda koşa koşa başındayı yazmasını düzeltip anneme sarıldı.Onun bu tavrı annemi güldürürken beni de mutlu ediyordu.Annemden sonra babama sarılmış sonra da sıra bana gelmişti.
"Enişte biz çay toplamağa gidiyoruz.De hayde kalın sağlıcakla"Eda kolumdan çekiştirmeye başladı.
"Bi dur ula! Üstümü değiştireyim çıkarız sora!"çemkirip valizimi alıp eve girdim.Kısa bir duşa girmek istesem de çaylıktan döndükten sonra girmeğe karar verip üstümü değiştirdim.Şortla rahat edemezdim bu yüzden pantalon ve bluz giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
