❀ ~26~ ✿

102 15 1
                                    


Güzel oğlan gözünün nemini sonunda giderebilmişti; artık irisleri puslu puslu bakmıyor, dudaklarını büzmüyor ve yanaklarını şişirmiyordu. İçinde acayip bir dürtü duyuyordu sanki fakat bunu yanında duran oğlana söylemeye bir anlığına çekinmişti. Çekinmesine gerek yoktu, bunlar zaten hamileliğinde başına gelmesi kaçınılmaz olan şeylerdi üstelik öncesinden gayet istediklerini de açık dille söylerdi. Bir bebek onun kişiliğini baştan yazamazdı, biraz öyle görünse bile.

Kahve saçlı oğlan şatafatlı kıyafetleri ile gerçek bir Prens gibi gözükürken elleri arkasında çiçekleri seyrediyordu güler yüzle, gözleri eşinin biricik bahçesinde gezerken bir an için ezilmiş olan kümeye takıldı. Prens Bang Jisung'un onun dudaklarına ciddi bir şekilde değdiği ve ıslanmasını sağladığı ilk yerdi bu ezilmiş kümenin olduğu yer. O zamanki karmaşa arasında çiçeklere bakım yapılmasının unutulmuş olduğunu anladı.

Prens Bang ise dudaklarını tekrardan büzmüş olduğunu bile farketmeyerek minik adımlarla pıtı pıtı Prens Lee'nin yanına ulaşmaya çalışıyordu. Eşinin soyadında bir değişiklik yoktu, Saray yeni bir soyad kazanmamıştı ama Jisung için değişen şey kalbinde duymuş olduğu hislerdi. Tarih tekrarlıyor ve sanki Lee Felix ile olan evliliğini en başa alıyor gibiydi fakat şu an önündeki ne Felix'ti ne de ondan nefret ediyordu..

'Lee' soyadından kurtulacakmış gibi durmuyordu.

Sonunda Minho'nun yanına ulaştığında elinin yarısını kapatan yenini bile umursamadan onun kıyafetinin kolunu tutarak kendine çekti eşini, dikkatini kendisine vermesini istiyordu. Minhoysa ona döndüğünde Jisung'un onun gözlerine bakmaktan ziyade bahçenin bir köşesinde uzaklara dalmış olduğunu farketti, bir sorun olduğunu anladığı için gülümsemesi biraz solsa da bozuntuya vermeden bütünüyle ona  çevirdi bedenini.

"Bir şey mi oldu bebeğim?"

"Aslında..." Söylemek istediklerini bir cümlede toparlayamayan Küçük Prens çenesine değen parmakla yutkundu sertçe.

Başı Minho'nun parmağı sayesinde artık ona dönmüştü ve istediği gibi gözlerine bakabilirdi.

"Benim canım fındık çekiyor, fena şekilde.."
Karnındaki minik bebek de onun damak tadına destek veriyormuş gibi duruyordu.

Minho ise istemeden karşısında bir kahkaha patlattığı için masum yüz ifadesini silip sinirle bakmaya başlamıştı ona, bunun komik olduğunu düşünmüyordu, hem de hiç!

"Çok mu komik buluyorsun, hm? Ben istemiyorum zaten bebek istiyor, küçük şeytanın suçu bu! Zaten kimlerin diline düşmüşümdür bu halde, kendisini ailesini korumaya adayan Prens Bang Jisung dışarıdan gelen bir adamdan taşıdığı bebeği ile ilgileniyor artık! Bütün hareketlerim kısıtlı, hiç bir şey yapamıyorum!?"

Minho anında gülüşünü kesmişti karşısında esip gürlemeye başlayan Prens'e karşı, aslında bunu komik bulduğu için değil sevimli olduğunu düşündüğü için gülmüştü. Fakat Prens'in yanlış anlamalara oldukça açık olduğunu ve karşı yakadaki eyaletler için endişeli olduğunu farketmişti, kendini ortada henüz bir şey yokken bile bu kadar savunmaya başlaması kalbini kırmıştı birazcık.

"Bebek büyüyor Güzel Prens'im, artık kimin ne dediği hakkında endişeli olmanıza gerek var mı? Ben fazla sıkıntılı olduğunuzu düşünüyorum, belki buradan biraz uzaklaşmanız gerekiyordur?"

Sanki dilinde tatlı ve mayhoş bir ilaç taşıyordu oğlan, bu her ağzından firar ettiğinde de Küçük Prens ona hak vermekten geri kalamayarak bakakalıyordu sadece gözlerine. Bunlar ondan sadece bebek isteyen bir adamın gözleri değildi, olamazdı da, Prens Lee çoktan kendi gelinini bulmuş ve dünyasına sadece onu almıştı.

Kingdom Of Irises ~ Minsung(Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin