❀ ~21~ ✿

115 19 4
                                    


Ortam çok boğuk gözüküyor, sanki duvarlara su fırlatılmış ve içerisi nemlenmeye yemin etmiş gibi. Dizayn edilen tahta evin içinde çıplak ayaklar, durmadan adım atıyor ve tahta zeminin üzerindeki berrak su sessizliği delerek ses çıkartıyor. Duvarlarda kenarları kırık ve camları çatlak, fotoğrafları sağlam duran resimler var. Parşömen üzerindeki bu fotoğraflar elle çizili; içinde kırmızı ve altın renklerine bürünmüş, koyu bakır saçlarının üzerine süsler takılmış ve yılların gelini gibi gözüken bir sahte gelin duruyor. Onun arkasında ise siyah ve kırmızı ile kutsanmış gibi gözüken bir adam gözüküyor: gözleri çekik ve koyu kahveleri bir kuyuymuşcasına derin, kiraz renkli dudakları pürüzsüz ve dolgun, teni melek tenine eş değer gibi gözüken, kararlı olan.

Tablonun kenarına yazılmış yazılar ise çin alfabesinden, küçük ve okunması zor gibi.
'Kraliçe Bang ve Kral Lee'nin anısına..'

Gözleri kararlılık ve heyecandan parlayan koyu bakır saçlı, kırmızı-altın renkli kıyafetlere bürünmüş, başında gösterişli süsler bulunan adamsa bütün odağını fotoğraftan çekerek önüne dönüyor minik bir sırıtışla. Daha sonra bitmek bilmeyen yoldan bir çift ayak sesi daha duyuluyor, suyu delip geçmeye yemin etmiş gibi duran. Gittikçe birbirlerine yaklaştıkça belli oluyor yüzleri etraf inanılmaz bir bulanıklıkla kaplansa da, kendi bakış açısından bakan adamsa aniden ayağının altındaki suyun ısınmaya başladığını hissediyor.

Karşısındaki uzun kahve saçlı, başına büyük bir taç takmış bulunan, siyah ve kırmızı kıyafetler ile vücudunu ondan saklayan heybetli adam ellerini narin bedenin kollarına gezindiriyor, geniş omuzları buna karşı daha da açılıyor. O sırada su artık kaynar, baloncuklar sıcaklıkta can yakmaz bir şekilde ayaklar altında patlar. Karşı karşıya gelmiş iki oğlanın kıyafetlerinin eteklikleri ise sırılsıklam, koyu renkli. Nefes nefese, dudak dudağa yaklaşıyor, ten tene değmeye hazırlanıyor ve bu sayede etrafa Süsen çiçeği kokusu yayılıyor. Uçsuz bucaksız Süsen çiçeği bahçesi bu ana unutulmazlık katmak ister gibi bütün kokusunu salıveriyor nemli Han'ın içine.

Fakat her şeyden öte, bu güzel anı iğrenç bir his bozmaya yetiyordu ayrıca, berbat bir mide bulantısı..

Kırmızı giyen gencin midesi inanılmaz derecede birbirine girerken, başı yumuşaklara değen Küçük Prens'in de alnı terledi ve kaşları çatıldı. Gözleri kapalıyken kirpikleri titredi ve demin kulaklarına varan dudağı bir çırpıda inerek düştü, bu sayede ön dişi ile dolgun dudağını dişlemek zorunda kaldı. En sonundaysa burnundaki çiçek kokusu son bulmaya başladığında bunu daha fazla yapamayacağını düşünerek ayaklandı.

Derin bir nefes verişle yerinden kalkmıştı ve alnının terini bile umursamadan, gözlerinin çapağını bile silemeden dehşetle doğrulmuş halde yatak örtüsüne odaklanmıştı. Fakat durmak ona iyi gelmiş gibi durmuyordu, hayallerini bir çırpıda kafasından silen bu bulantı gittikçe daha çok artıyordu. Gözleri ardına kadar açıkken bunun geçeceğini düşünüp yatmaya çalışsa da aniden midesindeki her şeyin sıra sıra boğazına dizildiğini hissedince eliyle ağzını kapatarak bir çırpıda odasının kapısına koşuvermişti. Can havliyle tahta kapıyı yana doğru iterek orayı terketmiş, odalarından küçük bir bahçeye açılan eşikten ayrılmış ve çimene bütün içini boşaltmıştı.

Kesinlikle berbattı, ağzındaki iğrenç tat da yüzünün ekşimesine sebep oldu. Prens Bang Jisung, hamileliğinin neredeyse dördüncü haftasını doldurmuş haldeydi. Bebeğinin bir aylık olmasına sadece iki gün kalmıştı ve bundan önce bugün de, ilk defa kusuyordu. Her zaman küçük mide bulantıları ve baş ağrıları geçirse de ilk defa bulantısı artmakla kalmayıp kendisini salmıştı, bu ilk deneyiminin de berbat olduğunu düşünmeye başlamıştı şimdiden. Bununla birlikte gözleri dolmuştu Küçük Prens'in, uzun süredir böyle bir şey yaşamadığı ve aniden şoka uğradığı için.

Kingdom Of Irises ~ Minsung(Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin