Sesler
Gecenin bir zamanı evine gelince
Kilitte duyuyorsan anahtarın sesini
Anla ki yalnızsın
Elektrik düğmesini çevirince
Çıt diye bir ses duyuyorsan
Anla ki yalnızsın
Yatağına yatınca
Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan
Anla ki yalnızsın
Odanda kâğıtlarını kitaplarını
Duyuyorsan zamanın kemirdiğini
Anla ki yalnızsın
Bir ses geçmişlerden
Çağırıyorsa eski günlere
Anla ki yalnızsın
Değerini bilmeden yalnızlığının
Kurtulmak istiyorsan
Kurtulsan da yapayalnızsınAziz Nesin
🌊🌊🌊
Saatler sonra bitirebildiğim iddianamede eksikler var mı diye son kontrolleri yapıyordum. Uzun süredir peşinde olduğumuz bir grubun daha doğrusu mafya olduğunu öne süren kanun kaçaklarının son serbest günleriydi.
Kara para aklama, kadın pazarlama, madde satışı, uyuşturucu kaçakçılığı, vergi kaçakçılığı, fuhuş gibi bir çok suçtan dolayı uzun süredir peşlerindeydik. Polis dün gece yaptığı baskın sonucunda hepsini yakalamış ve emniyette misafir olarak ağırlamıştı. Bugün ise nöbetçi mahkemeyle birlikte davaya girecek tamamen cezaevine girmelerini sağlayacaktık.
İddianameyi kaydetip kendime hem mesaj olarak hemde pdf olarak atmıştım ayriyeten flaş belleğe de atmıştım. Güvenliydi. Uzun süre oturmaktan dolayı sırtımın ağrısıyla kalktım. Bir elim istemsizce belime giderken bilgisayarı çantaya koyarak hazırlanmak için odaya geçtim.
Siyah ceket elbise ve siyah stilettolarımı giyerek yine siyah olan küçük bir çantamı alıp odadan çıktım. Salonda koltuğun üzerinde yatan Deniz'le mutfağa ilerleyerek mamasını aldım. "Deniz gel kızım! Ne kadar büyüdün sen hemen ya."diyerek yanıma çağırmış mama kabını doldurmuştum.
Kısa sürede bu kadar büyüyeceğini düşünmüyordum. İlk geldiği küçük halinden eser yoktu şu an. Bu haline gülerken kapıya ilerledim. Bilgisayar çantamı ve cübbemi alarak evden çıktım. İstanbul annesi hastalandığı için bir haftalığına yoktu. Zaten kendisine ev ayarlamıştı, ne kadar birlikte kalmamızdan memnun olsam, ev arkadaşı olmayı teklif etsem de kendisi bahçeli bir ev tercih etmişti. Kendi kararı olduğu için bana da bir şey söylemek düşmüyordu.
Arabamın yanına ilerlerken dün gece arabası benim arabamın yanında park edili olan Barlas'ın arabası yoktu. Demek ki çok erken bir saatte tabura gitmişti. Telefonuma baktığımda bildirim olmamasıyla derin bir nefes aldım. Sabahın çok erken saatinde uyanıp iddianamenin son düzenlemelerini yaparken telefonuma hiç bakmamıştım.
Adliyeye gelince hızlı adımlarla odama geçtim. İddianamenin fotokopisini çıkarıp duruşmada hakime sunulacak dosyayı hazır hale getirdim. Kolumdaki saate bakınca duruşmaya az bir zaman kaldığını fark edip odadan çıktım. Dakikalar sonra mahkeme salonuna girildiğinde karışımızda çete lideri olan adam vardı.
"Sayın hakim, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde Organize Şube ile birlikte yürüttüğümüz araştırmada Metin Tok'un Organize suç şebekesi ele başı olduğu kendi emrinde birden çok kişi çalıştığı, dosyada da belirtildiği gibi bir çok suça yataklık yaptığı anlaşılmıştır. İddianamede görüldüğü gibi..."soğuk kanlılıkla akıcı bir şekilde yaptığım savunmadan sonra taraflar dinlenmeye başlanmıştı.
"Sayın hakim, müvekkilimin avukat olması onun dokunulmazlık hakkı olduğunu öne sürer. Avukat birinin böylesine kötü işleri yaptığına dair bir belge yok. Müvekkilim masumdur. Beraatine karar verilmesini istiyorum."hakim karşısında ve mesleğimin başında olmasam bu savunmaya okkalısından bir küfür ve göz devirmeyle karşılık vermeyi çok isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERA KARADENİZ
Ficción GeneralBir kadın var eksik büyümüş. Hayatın acı gerçekleriyle küçük yaşta karşılaşmış. ... Ve bir adam var. Vatanı için ailesinden vazgeçen bir asker var. Vatanını seçtiği için evladından vazgeçen bir ailesi var. ... Bir kadın var. Karadeniz kadar inatçı...