Şarkıyla okuyunuz. 💌
~5 ay sonra. ¦¦
Howard ile alışverişe çıkacaktık, odamda hazırlanıyordum. O günden beri Kış askerinden haber alamamıştık. Peggy hala araştırsada sonuçlar pek iç açıcı değildi, onu bulmayı bende Peggy kadar istesemde umutsuz bir ilerleyiş içersindeydi vaka.
Hazırlanmak için birkaç saatim vardı, acele etmeliydim. Howard'ın zoruyla alışverişe gidiyorduk, ama ikimzide biliyorduk ki Howard'ın istediği alışveriş değildi. Ne de olsa en yakın arkadaşım, değil mi? Evet işte tam bu yüzden bugün oraya gidiyorum.
Kıyafet olarak beyaz minik bir etek ve kırmızı kısa bir crop giyindim. Siyah saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Rimel, allık ve klasiğim kırmızı rujumu sürdüm. Çantamın içine birkaç şey sıkıştırıp evden çıktım.
Meydana geldiğimde insanlar arkadaşlarıyla vakit geçiriyor, herkesin yüzünde bir gülümseme beliriyordu. Biraz daha ilerlediğimde Howard'ı görüp gülümsedim, yanında sarışın uzun boylu bir kadın vardı. Acaba nereden bulmuştu o kadını?
Howard elini kadının elinden çekip bana doğru koşmaya başladı, yüzünde korkmuş bir ifade vardı. Ne olduğunu anlamamıştım."Cassie!" diye bağırdığında Yanımdaki dükkanın cam levhasından kendi yansımamı gördüm. Arkamda metal kollu, uzun saçlı bir adam bana silahını doğrultmuştu. Gözlerim ıslanmaya başlamıştı, bütün hayatım gözümün önünden geçiyordu.
Kaçmayı ya da ona saldırmayı denememiştim bile. Sadece Howard'a baktım..
Arkamı dönmeye uğraşmadım bile. Benim için ölüm kaçınılmazdı. Tek yapabildiğim gözlerimden akan yaşlarla Howard'a bakmaktı.
Yükselen silah sesiyle Howard'ın durması bir oldu, yüzündeki ifadeyi gördüğümde kalbimin acıdığını hissettim. Sıcak kan hızla vücuduma yayılıyordu. İnsanlar kaçışıyor, Howard dehşetle açılmış gözlerle bana bakıyordu.
Beyaz eteğim yavaşça kırmızıya bürünüyor, gözlerim kararıyordu. Dizimin bağları çözüldüğünde Howard beni tuttu. Islak gözlerle bana bakıyordu. Benimse görebildiğim tek şey buğulu bir görüntüydü.
Konuşamıyordum, ağlayamıyordum, çünkü biliyordum benim hikayemin sonu burasıydı. Al kırmızısı kanım beyaz eteğimi kırmızıya çevirmişti, kalbimden oluk oluk kanlar akıyordu, vücudumu hareket ettiremiyordum.
Howard 911'i aradığında Peggy çoktan gelmişti. Beni öyle görünce birden gözleri doldu, eğilip ceketini kalbime bastırdı.
Düşündüğüm şey ölüm olmalıydı.
Ama değildi. Vücudumun her bir zerresinde hissettiğim buzul gözleriydi. Beynim Beni az önce vuran adamı düşünmeye zorladı bedenimi....
Gözlerimi açtığımda loş ışıklı bir hastane odasındaydım, odada kimse yoktu, ışık rahatsız edici derecedeydi. Gözlerimi kırpıştırdım. Doğrulmaya çalışsamda derin bir acıyla tekrar oturdum. "Howard?" ses gelmedi. Tekrar seslendim "Howard, Peggy?" sıkıntılı bir nefes çektim. Ürpermeye başlamıştım. Kapının açılmasıyla içeri giren kişiyi gördüğümde göz bebeklerim büyüdü, yutkunamadım.
Metal koluyla bana yaklaşmaya başladı, derin derin nefes almaya başladım. Yüzümün kızarıp gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum, metal kolunu vücudumda gezdirmeye başladı, bacaklarımdan boynuma kadar parmağını ilerlerletti. Kolundaki soğukluğu hissettiğimde irkildim.
Elimle ona hamle yapacakken metal eliyle bileğimi sertçe sıktı. Gözlerimden yaşlar süzüldü. Konuşmaya çalışsamda sesim titriyordu. "Lütfen, Lütfen..." ellerimin titremeye başladığını hissettim. Bileğimi bırakıp maskesini ve gözlüklerini çıkardığında gözlerimi gözlerinden alamadım, siyahlarımı mavilerinde gezdirmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG MEMORIES || BUCKY BARNES 🦾
FanfictionBelirsizliğin içinde kaybolmuş bir askerenin yoluna ışık olan Cassie, imkansız bir aşkın içine düşeceğinden habersizdir.