9 ~ lovers

40 8 4
                                    

Keyifli okumalar.. 💌

Yüzüme yansıyan güneş ışığı ile açtım gözlerimi. Yavaşça doğrulup ayağa kalktım, yüzümü yıkadım ve kısa bir duş aldım. Aklıma dün olanlar geldiğinde büyük bir suçluluk duygusu içine kapandım.

Odamdan çıkıp kahvaltı salonuna girdim. Sadece meyve suyu aldım, meyve suyumu içerken onunla karşılaşmamak için dua ediyordum. Meyve suyum bittiğinde çöp kutusuna attım. Ayda bir olan kontrollerin yapılması için laboratuvara gidiyordum, bir şeyler hatırladığımı belli etmeyerek sordukları soruları cevapladım. Laboratuvardan çıktığımda odama girip unutmak istemediğim şeyleri yazdım. Çantamı alıp defteri sakladıktan sonra antrenman odasına gitmek için odadan çıktım.

Odaya girdiğimde onu gördüm, şınav çekiyordu. Oldukça terlemiş gözüküyordu. Kapıdan onu izliyordum, bacakları ve kolları titriyordu. Vücudunun daha fazla dayanamadığı her halinden belli oluyordu. En sonunda pes edip kendini zemine bıraktığında nefes nefese kalmıştı. Çantamdan suluğu çıkartıp ona uzattım. "Teşekkür ederim." bir şey demeden başımı salladım.

Arkamı dönüp ağırlıklardan birkaç tanesini aldım. Ağırlıkları demir çubuğa yerleştirip kaldırmaya başladım. Cassie'ye döndüğümde bir köşede oturuyordu, bacakları titriyordu. Derin bir nefes alıp ağırlıkları kaldırmaya devam ettim. Yüzümde biriken teri elimin tersiyle sildim. Ağırlıkları bir kenara bırakıp metal kolumla köşedeki kum torbalarından birini aldım, torbayı astığımda derin bir nefes alıp yumruklamaya başladım. Cassie'nin bacağı giderek dahada titriyordu. Terliyordu, bir şeylerin yanlış olduğu belliydi. tabi her şeyin yanlış olduğunu saymazsak.

Torbayı yumruklamayı bırakıp Cassie'ye doğru yürüdüm. Yanına geldiğimde yavaşça başını kaldırdı. Eğilip ona baktığımda yutkundu. Ona karşı sert olmalıydım. Odada başka askerler de vardı, eğer herhangi biri bir şey fark ederse ikimiz içinde hiç iyi olmazdı. Ayağa kalkıp konuştum. "Kalk." bir şey demedi. Gözlerini gözlerimden ayırdı. Ayağa kalkmadan önce astım spreyini aldı, arkasını dönüp spreyi içine çekti ve yanıma geldi. Derin bir nefes alıp bir şeyler söylecekken yüzüme yediğim yumrukla şaşırdım, onun yüzünde ise zafer gülümsemesi vardı. Ona kendi yüzümü göstermeliydim, bu kadar yumuşak olmamalıydım.

Gülümseyip ona birkaç yumruk savurduğumda acıyla yüzünü buruşturdum, ellerini yüzünü kapatmak için kullandığında bacağına bir tekme attım, yere savruldu. Acıyla inledi, gülümseyip arkamdan suyumu alıp içtim. Ayağa tekrar kalktığında kısa sürede pozisyonunu aldı. Gülümseyip konuştum. "Saat kaçtan beri buradasın? Geldiğimde de çok yorgundun." gülümsedi, yumruklarını kesmeden konuştu. "Sen odadan çıktığından beri." duraksadım, oda bunu fırsat bilip yüzüme yumruğu çaktı. Nasıl yani, hatırlıyor muydu? Yumruklarından kendimi savunurken bir yandanda ona karşılık veriyordum. "Hataydı. Sana karşı koymalıydım çok sarhoştun." gülümsedi. Sinirlenmeye başlıyor gibiydi.

Bana tekrar yumruk atmaya çalıştığında metal kolum ile elini durdurdum, sırtı bana doğru olacak şekilde onu çevirdim. Kolunu arkasına çekip çevirdim. Acı dolu çığlıkları odada yankılanıyordu, odadaki askerler çoktan gitmişlerdi. Çığlıkları dahada yükseldi, ama pes etmedi. Hala ayaklarını çırpıyordu, metal kolumu boğazına dayadım. Çığlıkları yavaşça sessizleşti. Ona yetecek kadar nefessiz kaldığında onu bıraktım. Dengesini kaybedip yere düştü. Öksürmeye başlayınca suyu uzattım. Havluyla kurulanıp arkamı döndüm ve odadan çıktım. Arkamdan gelen adım sesleri ile arkamı döndüğüm anda yediğim tokat ile elimi yanağıma koydum. Acıdığı için değildi, şaşkınlığımdan dolayıydı. "Hiçbir şey olmamış gibi devam mı edeceksin? Hataydı demekle mi yetineceksin?!" arkama bakıp kimse olmadığına emin olduktan sonra ağzını elimle kapatıp antrenman odasına doğru ilerledim. "Ne dediğinin farkında mısın sen?! Ya birisi duysaydı!? İkimizide öldürteceksin!" güldü. "Ölüm bana bir ikramiye olur. Seni bilemem." Derin bir nefes aldım. "Cassie dün olanlar için üzgünüm tamam mı? Karşı koyamadım. Sarhoştun, o odaya girmemeliydim bile." benden ne bekliyordu anlayamıyordum. "Haklısın. Hataydı." yutkundum, gözlerim dudaklarına kaydı. Sanırım bu hata en çok yapmak istediğim hataydı. Gözleri gözlerimi bulduğunda gülümsedim. Adımın seslenmesiyle o tarafa döndüm. Arkamdan bana bakıyordu, ona doğru birkaç adım attım. "Ben gelene kadar çalışmaya devam et. Aptalca bir şey yapmaya çalışma sakın." yüzünü buruşturdu, arkasını dönüp giderken mırıldandığını duyabiliyordum. "Bin gilene kidir aptalca bir şiy yipmi.. ninini" tanrım ya sabır.

WRONG MEMORIES || BUCKY BARNES 🦾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin