27. Bölüm.

2.6K 252 395
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın olur mu bal ailesi. Upuzun bir bölüm ile buradayız.🍯

🍀

Akasya'da ve bu evde olduğu gerçeği aklına bomba gibi düşerken yutkunarak karşısındaki kadına baktı. Yengesinin evinde yere bir şey dökse hemen temizletiyordu yengesi. Beğenmez bir daha yaptırdı hatta. Yengesinden dolayı üstünde etki kaldığı için yerdeki sulara vakarak, "Hiç sorun değil. Temizleyebilirim," dedi.

Sanki tuhaf bir şey demiş gibi herkes birbirine bakmıştı.

"Neyi temizleyeceksin?" diye sordu kadın.

"Vilada verin bana. Islak yerleri kurularım," diye cevap verdi kadın.

Kadın gülümsedi. "Meryem abla vallaha beni vileda diye kullanır."

Anlam veremeyerek baktı. "Neden? Temizlik yapmanın nesi ayıp? Benim yüzümden yerler battı sonuçta."

Kadın gülümseyerek baktı. Diğer iki kadının fettan bakışlarına nazaran yumuşakça bakıyordu. "Sen bu evin göz bebeğisinde ondan. Yeni geline iş yaptırılmaz. Hele bir alış, öğren ne nerede, kendin bileceksin ne yapman gerekeni. Hem senin kendini temizlemen gerek önce."

Siyah saçlı, Amir'in fotoğraflarda kardeşim, Gül, Alaşan'ın ikizi diye bahsettiği kız küçümseyici bir tavırla konuştu. "Alışmıştır temizliğe canım. Ne var bunda?"

Amir hızla kardeşine bakarken, Meryem Aladağ ifadesiz kaldı. Müdahale etmek istemiyordu. Müdahale etmek nefret getirirdi ve kızın kendi kendini savunmasını istiyordu. Gelinhan olarak kız, başkasının savunmasına muhtaç kalmamalıydı. Hemde konuşup, kaynaşsın istiyordu. Dişleri şöyle bir dişlerine değsin istiyordu. Konuşarak ancak kaynaşırlardı. Bu, laf dalaşı bile olsa bile

Efsun kıza dönüp baktı. Kalçasında oyalandı bakışları. Nereden vuracağını hemen çözmüştü. "Kalçamı yağlatacağıma, yerleri silerim daha iyi, dedi, etli butlu kalçasını baştan aşağı süzerken.

Erkekler, "Ooooo," derken, Alaşan sırıttı. "Kapak geçirdi, hava girmiyor."

Gül Aladağ, "Hah," dedi. Ama çaktırmadan kalçasına bakmıştı, Alaşan'a da çimdik atmıştı. "Kız vardır para yer, kız vardır ancak hava yer güzelim. Babam, Allah rahmet eylesin, her ihtiyacımı gördü."

Efsun sinirlendi bu sözlere sinirlendi. Parasıyla insanları ezebileceğini mi sanıyordu? Alayla sırıttı kıza. "Babanın bıraktığını yersin anca. Ben babamın mülkünü değil, ismini yükseklere taşıdığımda selâm yollarım sana." Kızın gözleri açıldığında, ağzı açılıp kapandı.

Alaşan Gül'ün kulağına eğildi. "Kız Gül nerdesin. Bir yere mi girdin göremiyom."

Gül, öfkeyle baktı Efsun'a. "Nasıl konuşursun benimle böyle? Ne cürete?"

"Geleceğin varsa göreceğin de var. Elim armut toplamaz, merak etme," diyerek gözlerini karşılık verdi Efsun.

İkiside sinirlenmişti ve kimse müdahale etmiyordu. Gül, abisine döndü şikayet ederek. "Abi bir şey desene."

Hah dercesine güldü. "Abin ne diyebilir bana ha?" Amir hızla Efsun'a baktı. "Abin dahil kimse bir şey diyemez bana. Kendi ayakları üzerinde duran bir kadınım ben. Kimse diş geçiremez bana Gül hanım. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe! Ben kendi hayatımın hükümdarıyım."

Amir'le, Meryem Aladağ hızla baktı. Şaşkınca baktı. Halbuki Efsun bunu Gül üzerinden ana ve oğula söylemişti. Buraya getirdiler diye üzerinde hüküm kurduklarını sanmasınlar diye. Hemde bu sözü babası söylerdi. Babasından sıkça duyardı.

ÇIKMAZIMSIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin