Bu kadar uzun ara verdiğim için gerçekten özür dilerim.Fazla uzatmayacağım.İnşallah beğenirsiniz.Medyada Asya var.
James Arthur - Impossible dinleyerek okuyun.
İyi okumalar!
***
Bade saçımı okşamaya devam ederken gözlerimden hala ufak damlalar akıyordu.Canım gerçekten yanıyordu.
Ayaz gittikten sonra belki gelir diye beklemiştim.Ah, ne kadar da salaktım.Geleceğine inanmıştım.Aklım yerine geldiğinde Bade'yi aramıştım.Kerem'le birlikte gelip beni almışlardı.Beni böyle ilk defa görmüşlerdi.Saçım darmadağınık,gözlerim şişmiş ve kızarmış haldeydi.
Ama sabırla beklemiş, benim anlatmamı beklemişlerdi arabada.Yol boyunca kafamı Bade'nin kucağına koyup ağlamıştım.
Kerem'in evine geldiğimizde herşeyi anlatmıştım.Ben anlatırken Bade de ağlamıştı benim gibi.Biz böyleydik.Birimiz acı çektiğinde, diğeri de hissederdi.
Sonra Kerem'e bir telefon gelmişti ve ''Benim çıkmam lazım.'' diyip gitmişti.Ve bizde yaklaşık 1 saattir bu durumdaydık.
Avuç içimi ağrıyan gözlerime bastırdım.Tanrım, acı geçmiyordu.Kafamı yavaşça Bade'nin kucağından kaldırarak dik bir şekilde oturdum.
''Hala sana böyle bir şey nasıl yapar anlamıyorum.'' Gülümsedim.Ama acı dolu bir gülümsemeydi bu.
''Ben duygularımı ona açmamalıydım Bade.Benim hep bir görünmez duvarım vardı erkeklere karşı.Canımın yanmasını istemedim, her gece yattığımda birisini düşünmeyi istemedim.Ben en büyük hatayı duygularımı açmakla yaptım.O güvenmez duvarlar Ayaz'la da aramda olmalıydı.Bak ne oldu? Hoşlandığımı söyledimde ne oldu? Ben kalp kırıklıklarımla kaldım her zamanki gibi.''
Bade destek olmak istercesine elimi tuttu.Gözlerimi ona çevirdim.''Ama en kötüsü ne biliyor musun Bade?'' Kafasını yavaşça hayır anlamında salladı.
''En kötüsü o kalp kırıklarının her gün daha da derine batması..''
Kerem'in Ağzından
Karanlık sokaklardan geçerken adımları hızlandırdım.Bir yandan ''Black BAR'' denen yeri bulmaya çalışıyordum.
Asya'nın yanındayken Ayaz aramıştı.Bana ihtiyacı olduğunu ve Black Bar'da olacağını söyleyip telefonu yüzüme kapatmıştı.Bende kızlara hiçbir şey çaktırmayarak evden çıkmıştım.
Sonunda kocaman Black Bar yazılı tabelayı gördüğümde içeri girdim.Kapıda görevli olmaması şansımaydı.
Acayip yüksek sesli müziği duyduğumda kulaklarım patlayacak sandım.İnsanlar sigara,alkol ne varsa içiyorlardı.Hepsinin kafası yerinde olmadığı çok belliydi.
Çok uzak bir locada Ayaz'ı gördüğümde yanına ilerleyip karşısına oturdum.Önü boş bardaklarla doluydu.Çok içmişti.Daha fazla dayanamayıp konuştum.
''Dökül bakalım.'' Elindeki bardağıda bırakarak bana baktı. ''Ağladı mı?''
Kafamı evet anlamında salladım.''Çok.'' Sinirle masadaki bütün bardakları devirdiğinde kolundan tutup dışarı çıkardım.
Ama sinirle kolunu çekip bütün sokakları inletecek şekilde bağırdı.
''Yapamıyorum lan! Yapamıyorum işte! Canını yakmaktan, kalbini kırmaktan korkuyorum! Ben alışırsam bir daha bırakamam! Alışmamam lazım, benden uzak durması lazım!''
Sakince yanına gittim.''Artık çok geç kardeşim.Senden hoşlandığını biliyorsun.Bu zamanla sevgi, hatta aşk-''
''Sus! Duymak istemiyorum!'' Bağırarak sözümü kestiğinde derin bir nefes aldım ve onu karşı kaldırıma oturtarak bende yanına oturdum.
Elimi omzuna koydum.''En azından deneyin kardeşim.Ne kaybedersiniz ki? Hem sanırım Buğra Asya'dan hoşlanıyor.Sen Asya'yla çıkmazsan o çıkabilir.''
Büyük bir hırsla ayağı kalktığında bende kalktım.''Ne Buğra'sı lan! O kız benim! Herkes de bunu çok yakında öğrenecek!''
***
Asya'nın Ağzından
Bana bakılan bakışları umursamamaya çalışarak Bade'nin koluna girdim.Ne olduğunu anladı ve kulağıma ''Boşver onları, takma kafana.'' diye fısıldadı.
Okula girdiğimizde Bade lavaboya gideceğini söylediğinde başımla onayladım ve okul dolabımın önüne gittim.Şifreyi girerek kapağı açtım ve elimdeki kitapları içine koydum.Tam kapatacağım sırada bir not düştü.
Eğilerek notu aldım ve okumaya başladım.
Lately I've been thinkin', thinkin' 'bout what we had
Son zamanlarda düşünüyorum, sahip olduklarımız hakkında düşünüyordum.
I know it was hard, it was all that we knew, yeah.
Biliyorum bu zor, hepsi bildiklerimizden ibaretti evet.
I wish that I could give you what you, deserve
Sana hak ettiğin her şeyi vermiş olmayı dilerdim.
'Cause nothing could ever, ever replace you
Çünkü hiçbir zaman yerini başkası alamaz.
Nothing can make me feel like you do.
Hiçbir şey beni senin hissettirdiğin gibi hissettiremez.
Bu sana yazdığım şarkının sadece bir kısmı.Hepsini dinlemek için akşam karşı kafede ol.
- Ayaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Döndüğünde
Romance"Bundan sonra hayatımda ona yer yoktu.Artık onun canı yanacaktı.Onun canı yanarken, ben hayatıma devam edecektim.Tıpkı bir zamanlar onun yaptığı gibi."