19.Bölüm

204 11 0
                                    

Herkese Merhaba! Bu kadar ara verdiğim için üzgünüm, ama güzel bir bölüm yazmaya çalıştım.Medyada Bade var.

Şebnem Ferah - Hoşçakal dinleyerek okuyun.

İyi okumalar!

***

Bade'nin Ağzından

Televizyondaki komedi programına lanet okuyarak baktım.Komik olduklarını filan sanıyorlardı heralde? Oflayarak televizyonu kapattım.Sıkıntıdan patlayacaktım.

Sıkıntımı bölen zil sesiyle koltuktan doğruldum.Sehpadaki telefonumu alarak açtım ve kulağıma götürdüm.Arayan Asya'ydı.

''Efendim?''

''Ne yapıyorsun aşkım?'' Güldüm.Biz birbirimize böyle seslenirdik.

''Sıkıntıdan patlıyorum bitanem.Sen n'apıyorsun?''

''Ayaz'ın evine gidiyorum.Sürpriz yapacağım.''

''Vay demek eve gitmelerde başladı?''

''Ee bu erkek milletini boş bırakmaya gelmez.''

''Haklısın.Bende şimdi Kerem'i arayacağım.''

''Tamam o zaman.Bende zaten evin önüne geldim.Hadi öptüm, görüşürüz.''

''Görüşürüz.'' diyerek telefonu kapattım.

Asya için o kadar mutluydum ki.Kardeşimin mutlu olması, beni de mutlu yapıyordu.Ayaz her ne kadar öküz filan olsada Asya'ya değer verdiğini gözlerinden anlayabiliyordunuz.Ama bu Asya'yı üzerse elimde bıçakla kapısının önüne dikilmeyeceğim anlamına gelmiyordu tabiki.

Aklıma Kerem'i arayacağım gelince rehberden Sevgilim kişisini buldum ve araya bastım.Bir kaç çalıştan sonra yüzüme kapattığında kaşlarımı çattım.Neden yüzüme kapatıyordu?

Bir kez daha aradığımda yine yüzüme kapatmıştı.Ama ben pes etmeyerek bir kez daha aradığımda bu sefer açmıştı.

''Neden yüzüme kapatıyorsun Kerem?''

''Iıı şey işim vardı da ondan.'' Tedirgin sesi kaşlarımı çatmama sebep oldu.Bir şey saklıyordu.

''İşin vardı öyle mi?''

''E-evet.'' Şimdide kekelemişti.Kerem bunları yalan söylediğinde yapıyordu.

''Bende bana gelirsin de film filan izleriz diye düşünmüştüm.''

''Y-yok bitanem başka bir zaman yapsak olur mu?'' Gittikçe daha da tedirgin oluyordum.

''Tamam o zaman.Görüşürüz.''

''Görüşürüz canım.''

Sinirle telefonu koltuğa fırlattım.Ne saklıyordu benden? Aklıma bin türlü şey geliyordu ve ben korkuyordum.Deli gibi korkuyordum.Beni hayal kırıklığına uğratmasından, güvenimi sarsmasından korkuyordum.

Bunları öğrenebilmenin tek yolu vardı.Arkamdan neler çeviriyor öğrenecektim.

***

Siyah paltomun cebine ellerimi sokarken yavaş adımlarla yürüyordum.Kerem'in evine çok yaklaştığımda, başka bir binanın arkasına geçerek evden çıkmasını bekledim.

Evde olduğunu babasını arayarak öğrenmiştim.Bunu yapmak zorundaydım.

Sonunda evden çıktığında gergince etrafına bakındı.Kimsenin olmadığına emin olduktan sonra sağa doğru yürümeye başladı.

Benden biraz uzaklaştığında bende binanın arkasından çıktım ve onun gittiği yöne doğru yürümeye başladım.

Bir kafeye girdiğinde ne yapacağını deli gibi merak etsemde kafeye girmedim.Yandaki ağaçların birine yaslanıp beklemeye başladım.

İlerde Merve'yi gördüğümde gözlerim kocaman açılmıştı.O bu arada ne arıyordu?

Yürüyerek buraya doğru geldiğinde ağacın altına eğildim.O da Kerem'in girdiği kafeye girdi.Yoksa Kerem Merve'yle mi buluşmaya gelmişti?

Sakin olmaya çalışarak bu düşünceyi kafamdan attım.Kerem bana asla böyle bir şey yapmazdı.Umarım.

Aradan geçen yarım saatten sonra artık bekleyemez hale gelmiştim.Ne işler karıştırıyor öğrenecektim.

Hızla kafenin kapısından girdiğimde gördüğüm şeyle donup kaldım.Kerem masanın üstünden Merve'nin elini tutmuştu.Yüzlerinin arasında ise bir santim vardı.

Gözlerim dolu bir şekilde aklımdan geçen şeyi yapmamasını diliyordum.Beni gerçekten seviyorsa yapmazdı.

Ama yaptı.

Merve'yi öptü.

Bense paramparça kalbimle onlara bakıyordum.Gözümden akan yaşlarla birlikte daha da kötü hale geliyordum.Geri geri giderken arkadaki büyük vazoyu devirdiğimde kafedeki bütün gözler bana döndü.

Onlar da dahil.

Kerem hızla ayağa kalktığında bana doğru gelmeye başladı.

Elimi gösterek durdurdum.''S-sakın bana yaklaşma.''

Kerem'in arkasından bana sırıtan Merve'ye baktım.

O kazanmıştı.

Bense kaybetmiştim.

Gittikçe çoğalan gözyaşlarımla arkamı döndüm.Ve hızla kafeden çıktım.Koşarak ordan uzaklaşırken bana bunu nasıl yapabildiğini düşünüyordum.

Ben onu sevmiştim.Ona aşık olmuştum.Onun için nelerden vazgeçmiştim ben.Sadece onun için.

Beni sevdiğine inanmıştım.Gerçekten değer verdiğine.

O kadar canım yanıyordu ki.Kelimelerle anlatamazdım.

Elimle gözyaşlarımı sildim.Ama durmadan yenileri geliyordu.

Telefonumu cebimden çıkararak Asya'yı aramaya çalıştım.Elim o kadar titriyordu ki.Sonunda aramayı başabildiğimde hıçkırıklarımı durdurmaya çalışıyordum.

''Alo?''

''A-asya.'' Ağlamaktan konuşamıyordum.

''Bade bir şey mi oldu!? Neden ağlıyorsun?'' Yavaşça kaldırıma geldim.Karşıya geçip eve gidicektim,Asya da bizdeydi zaten.O beni anlardı.Zaten beni gerçekten seven tek o kalmıştı.

''A-asya ben, ben çok kötüyüm..''

''Tamam bitanem sakin ol.Sadece bana nerede olduğunu söyle, seni almaya geliyorum.''

Asya'ya cevap vermeden önce karşıya geçmem gerekiyordu.Arabaların durmasını beklemeden hızla yola çıktığımda gelen arabayı zar zor görebilmiştim.Ama artık çok geçti.

Araba bana çarpıp beni metrelerce sürüklediğinde son duyduğum şey Asya'nın telefondan gelen bağırışlarıydı.

Bu garip bir veda olacak

Çünkü aslında hep içimdesin

Ne kadar uzağa gitsem de

Gittiğim her yerde benimlesin

Söylenecek söz yok

Gidiyorum ben

Sen DöndüğündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin