Sabah sıcak yatakta kalktım. Hazırlanıp boranı uyandırdım. O da uyanınca beraber arabaya gittik ve bindik.
Yol boyu utancımdan yüzüne bakamadım. Okula geldiğimiz zaman güneyi kantinin önünde gördüm. Yaptıklarından sonda onu öldüresim vardı. Aşağı inip kantine ilerledim. Araba sesi gelince boranın gittiğini anladım.
"Gece."
Arkamı döndüm. "Ne var?" Dedim sinirle.
"Ben dün için-"
"Bir daha olmasın, benle konuşma. Benden uzak dur." Yanından ayrılıp ömerin yanına ilerledim. Beraber sınıfa çıktık.
Ders boştu, sohbet ediyorduk. "Selin sana sürekli hakaret ediyorum." Dedi ömer ciddiyetle. "Ama cidden sen güzel bir kızsın, alınıp üzülme maymun."
"Özürü bile kabahetli olurmu bir insanın?!"
Ömer sırıttı. "Özür dilesem inan bana muz buketi verirdim sana maymun."
"Yeter tamam." Dedi kerem kıkırdarken. "Ablam hepimizi kafesinde çalışmaya davet ediyor, okulun bitmesine de az kaldı."
Ömer sırıttı. "Olur bana uyar, işsiz kalacağıma tanıdıkta çalışırım."
"Ay çok güzel olur! Pembe pasta yaparız!" Dedi selin sevinçle.
"Olur, geri kalan hayatımda sizle olayım yeter bana." Dedim açıkça.
"Dur gözüm sulandı." Ömerin dediğiyle kıkırdadım.
"Okey, söylüyorum ben ablama. Yine ayrılmıyoruz."
***
Okul bittiği zaman boran beni almaya geldi, aebaya bindiğimde konuşmadım. Farklı yollardan gidişimizi fark ettim ve araba durdu. Burası sahildi!
Aşağı indiği zaman bende indim.
"Yenge!" yiğitin sesiyle irkildim. "Gece gece sizdemi sahile geldiniz?" Yiğitin yanında bir kız vardı. "Bu benim kız arkadaşım."
"Memnun oldum." Dedim sırıtarak.
"Bende, memnun oldum."
"Biz kaçalarım o zaman."
Yanımızdan ayrıldıklarında boran elimi tuttu. "Sana göstermek istediğim bir şey var."
Beni sahile kadar yürüttü. Sahile geldiğimizde kumu ayakabımla eşeledim. Güzel kokuyu içime çektim. Dalgalar birbirini boğarken gülümsedim.
"Çok güzel."
"Evet."
El ele sahili izlerken boran sırıttı. "Ne dedin güneye?" Dedi merakla."Benimle konuşmaması için onu uyardım."
"İyi yapmışsın, aksi takdirde o elini keserdim."
"Biliyorum." İşini tam olarak bilmesemde, tehlikeli biri olduğunu anlamıştım. Ama ben onu her haliyle kabul etmiştim, o ne olursa olsun benim sevdiğim adamdı.
Derin bir nefes aldı. "Arkamızdaki köprüyü görüyor musun?" Hemen arkamı dönüp büyük köprüye baktım. "Annem orda öldü." Kanım donmuştu, bunu nasıl söyledi? Acısını analmak isterdim. "Buraya annemle konuşmak için gelirdim hep. Şimdi de sevdiğim kadını getirdim."
Gülümsedim. "Sevdiğim adamla sahile gelmek güzel oldu. Annen de beni görmüş oldu."
Tepki vermedi ama şaşırdığı belliydi. "Sen? Senin küçüklüğün nasıldı?"
Daldım. Babamın çok kötü olmadığı zamanlar geldi aklıma. "Ben küçükken pembe bir etek almıştık annemle, eve geldim heyecanla açtım poşeti. Eteği giyip bütün gün öyle gezdim, ve gece oldu." yutkundum. "Babam geldi ve eteğimi yaktı, çok kısa olduğunu söyledi."nefes verdim. "Minik ellerimle eteği elleyip avuçlarımı yaktım. Ama o eteği hiç bir zaman unutmadım."
"Sana en kısa sürede pembe bir etek alıcam, söz veriyorum." Dedi büyük bir ciddiyetle, bunu beklemiyordum.
"Pembe Eteği napıcam bu yaştan sonra, boşver." Gülümsedim, denizin temiz ve güzel kokusunu içime çektim.
"Umrumda değil, ben o eteği sana alıcam."Boran karşıma geçti, elini belime sardı. "Seni seviyorum. Hayatıma aldığım ilk kadınsın sen. Senin istediklerin görevimdir."
"Bende seni seviyorum."
Dudaklarıma dudağını dokundurup çekti. "Bundan sonra benimle kalıcaksın, aile evinde daha fazla acı çekmene ve seni her gördüğümde morluklarının olduğuna dayanamıyorum. Sana bakmaya kıyamazken seni harcayan evi yakmıyorsam senin için."
Annem? Babam annemi ben olmasam öldürürdü. Maffederdi kadını. "Boran-"
"Sen düşünme onları." Aklımı okumuş gibi konuştu. "Ben hallettim."
"Nasıl halettin?"
Boran eline eldiveni geçirdi, gözlerinde kin vardı. Yüzü soğuktu ve yalvaran adama kinle bakıyordu.
"Dur!" Dedi adam göz yaşlarıyla. Sarhoştu ve stres başını ağrıtıyordu. "Yapma, benim bir ailem var."
"Hm öyle mi?" Dedi boran sakince. "İşinden atılmışsın, annenden kalan evi kiralamış onun parasıyla geçiniyorsun. Ama o paranın yarısını içkiye ve kadınlara harcadığını duydum." Boran eline baltayı aldı, sopasını tutup havaya attı ve tuttu. "Karın ve kızının yüzündeki morlukları bütün mahallen konuşuyor. Konuş, pişmanmısın?"
"Ben özür dilerim..ben-"
Boran elini yumruk yaptı ve adamın yüzüne sağlam bir tane geçirdi. "Başını kaldır." Dedi sakince. "Konuş, pişmanmısın?"
"Pişmanım." Dedi adam acıyla, gözlerinde korku vardı. "Bir daha yapmayacağım, lütfen affet!"
Boran ağzından sesli bir nefes üfledi. "Yapamayacaksın, çünkü vurucak bir elin hakaret edecek dilin kalmayacak."
Adamın gözleri korkuyla büyüdü. "Hayır! Lütfen dur. Pişmanım dedim!"
"Pişmanlık." Sırıttı boran. "Bende çok şey için pişmanım, ama onları geri alamadım. Alamam da. Sen de alamazsın, kimse alamaz. O yüzden ceza çekeriz, ceza çekmelisin."
"Dur! Söz veriyorum içkiyi bırakıcam ve kadınlara gitmicem! Karıma ve kızıma iyi bakıcam. İşe..işe bile giricem!"
"Yalan söylemediğini nerden bileyim?" Boran eğildi, gözlerini korkunç şekilde adamın üstüne dikti. "Her hareketini görebilirim. Her hareketini, sülaleni hatta gittiğin kadınları, o kadınlarla kaç saat eğlendiğini, her şeyi biliyorum. Yanlış yaptığın anda." Cebindeki çakıyı çıkarttı ve adamın iki kaşının ortasına ucunu bastırdı. "Tam burda bir kurşun izi olur."
"Konuşarak." Dedi boran alayla. "Annene bir yanlışı olayacak, olamaz."
Dedikleriyle parmak uçlarıma çıktım ve boranın yanağına bastırarak öpücük bıraktım. "Sen harikasın!" Dedim sevinçle.
"Teşekkürümü isterim." Dediklerini anlamadığım için suratına baktım. "Yorgun değilsen bu geceyi de benimle geçirirmisin güzelim?"
"Yorgun olsamda geçiririm."
"Nazik olmayacağım." Dedi alayla. "Şimdiden kendini hazırla."
"Bu sefer bende seni ısırım mi?"
Boran tek kaşını kaldırıp bana baktı. Başını omuzuma gömdü, kokumu içine çekiyordu. "Isır güzelim, sana hayır diyemem."
Sırıttım. "Nazik olmayacağım." Dedim onun dediklerini tekrarlayarak.
Başını kaldırıp, tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Seni taklitci!"
Kıkırdadım. "Öyleyimdir! Ama ısırıcağım doğru."
"İz bırak, belimdeki tırnak izlerin gibi."
"Olur." Alnını anlıma dayadı. Gözler gözlerimi bulduğunda yavaşça gözlerimi kaldırıp gözlerine baktım. Ciddiyetle konuştum.
"Hayatımın şansısın."
"Anneme getirdiğim ilk, ve en güzel gelinsin."
Son.
Kitabı yazarken bana destek olan herkese teşekkür ederim, aile içi bir problem yaşadım o yüzden kitap erken final yaptı. Yinede olabildiğince güzel bitti.🎀💝
YOU ARE READING
Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)
Kısa Hikayeailesinden psikolojik baksı gören ona rağmen hayatı yaşamaya çalışan ve ayık olmadığı zaman olmayan gece, beklemediği ve görmediği ilgiyi ona vericek adamla tanışır.