Yorgunluk ile bayılmama az kalmıştı. Gözlerim artık dalıp gidiyordu.
"Ömer." Dedim yorgunlukla. Başını bana çevirip sırıttı. "Ben gidiyorum, çok sıkıldım."
"Bencede bu kadar yeter." Dedi kerem. "Evde işlerim var, Ömer sende benle geliyorsun."
Boranla beraber arabaya giderken yorgunluk ile nefes verdim. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. "Geldiğin için saol." O şöför koltuğuna binerken, bende şöför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum. "Aşırı güzeldi-"
Konuşup cümlemi böldü. "Tebessüm ediceksen, bunu içten yapmalısın." Bu adamın uzaylı ve ya başka bir şey olduğundan şüphelenmeye başlamıştım. Başını bana çevirince gözlerimi yere indirdim. "Boynundaki morluğun acısını çektikten sonra saklasan ne fark eder?" Dedi büyük bir soğuk kanlılıkla. "Kendini güçlü sanıyorsun değil mi?" Gerçeklerle yüzleşmenin siniriyle kaşlarımı çatıp başımı kaldırdım. Gözlerim onun gözlerine sabitlenmişti. "Gülüceksen gerçekten gül, çocuk." Başını önüne çevirip kısa sürede arabayı çalıştırdı.
Ellerimi yumruk yapıp dudaklarımı sinirle ıssırdım. "Beni tanımıyorsun bile, bu tahminlerin sadece tahmin!" Dedim ani sinirle. "Bunların..!" Boğazım düğümlenmişti, konuşmakta güçlük çekiyordum. "Hepsi yanlış!" Koltuğa yaslandım. "Keyifimi kaçırdın." Diye mırıldandım. Dudaklarıma tuhaf bir tat gelince yutkundum. Babamın bana vurup, patlattığı dudağımı ıssırmıştım. "Siktir."
Bana bakmadan bir peçete uzattı. Sinirle peçeteyi eline dokunmadan alıp dudağıma yapıştırdım. Ani sinirle sert yapıştırdığım için ağzımdan inleme sesi kaçtı..yer yarılsada içine girsem!
Gözlermin ucuyla ona baktığımda sırıttığını gördüm, kaşlarım çatıldı ve geri önüme döndüm. Lütfen yer yarılsada içeri girsem.
***Onun evine geldiğimizde beni salonda bırakıp işinin olduğunu söyledi ve odasına gitti.
Sıkıntıdan etrafa bakarken, boynumdaki fondötönü silmeyi unuttuğum geldi aklıma. Ayrıca kısa bir duş almam da lazımdı.
Daha önce odasına gittiğim için odasının kaçıncı katta olduğunu biliyordum. Ayaklanıp karanlık salonda yürümeye başladım, çoktan kapısına geldiğimde kapıyı kavrayıp açtım.
Koca bir siktir..siktir! Yatağın kenarına oturmuş, elinde iğne iplik ve gömleği yoktu. Pürüzsüz kasları karşısında kızardım. Göğsünün hemen üstündeki yarayı fark edince, bunun bir kurşun yarası olduğunu anladım.
"Ben..ee.." bahaneler aklımdan bir bir silinirken başımı eğdim.
"Kapı çalmayı öğretmem lazım sana." Sesi sinirli değildi, sakinde değildi. "N'oldu?" Dedi yarasını dikerken. Yarasını dikişini görünce yüzümde tiksindiğini belli eden bir ifade oluştu.
Bir kaç adım yanına yaklaşıp ellerimi arkada birleştirdim. Göğsündeki yarayı dikişini izlerken bana baktı. "Hoşuna mı gitti?" Benle dalga geçtiğini anladığımda, yerimden sıçradım. Yüzüm kızarmış şekilde karşısında duruyordum.
"Hayır tabikide! Tipim değilsin bey baba." Dediklerimle beni süzüp sırıttı. "Öylemiymiş?" Ani heyecanla dediklerim aklıma gelince kendimden nefret ettim. Her şeyi bir kenara bırakıp ağzımı araladım. "Benim duş alıp boynumu temizlemem lazım." Dedim teker teker. Başını olumlu anlamda sallayıp işini yapmaya devam etti. "Bana nasıl güveniyorsun?" Dedi pat diye. Yatağın üzerindeki makası kavrayıp iğnenin ucundaki kalan ipi kesti.
Yaranın üzerine sargı bezine benzer bir şey yapıştırıp ayağı kalktı. Gölgesi üzerime çökerken korkuyla titriyordum, üzerime adımlaması ile daha çok korkmuştum.
Hayır bu kadar korkan bir insan değilim ben, ben bana fırlatılan bıçağa kahkaha atmış kızdım ama şu an bütün vücudumun kasıldığını ve sadece ayaklarımın geri geri gidebildiğini hissediyordum.
Duvara çarpan belimle gözlerimi kaldırıp gözlerine baktım. "Hiç bir şeyimi bilmeden evimde kalıyorsun, ve odama izinsiz geliyorsun. Cesurmusun yada ayrangönüllümü?"
Gözlerim ile anlamsız, soğuk bakan gözlerini taradım. Sıcak nefesini üstüme üflerken yüzüm kızardı, siktir..bu ses tonu ve sıcak nefesi..elimin tersiyle ağzımı kapattım. Bakışlarımı başka bir yöne çevirdiğimde başını bana yaklaştırdığını hissettim. "Çocuk.." sıcak nefesi tenime çarparken sarhoş olduğunu gelen içki kokusundan anladım. Ama öyle yoğun bir kokusu vardı ki ben bile mayışmıştım.
"Sen..sen içtin mi?" Dedim zar zor. Gözlerine bakarken korku beni tekrar titretti. "Kokuyorsun, içki kokuyorsun." Sarhoş olduğundan dı saçmalaması. Onu elimle itmek için elimi göğsüne götürüyordumki, hemen geri çektim. Aynı şekilde gidip gelen elimi takip ediyordu gözleri.
"Korkuttum mu?" Dedi sakince. Sarhoşken kafası yerindeydi, hala düzgün düşünebiliyordu. Fakat boran burda yoktu, aynı hissiyatı vermiyordu. "Dediklerime aldırma." Dedi tek nefeste. "Biraz fazla içmişim."
"Sorun değil." Duvardan uzaklaşıp derin bir nefes aldım, kapıya zar zor yürüyüp kapıda durdum. "İyi geceler." Zorla konuşup odadan ayrılınca derin nefesler aldım. Vücudum alev alıyordu, sıcak nefesini hala tenimde hissediyordum. "Sikicem.." zar zor odama gelip kapıyı açtım, kapıyı kapatıp kapıya yaslandım. "Ben az önce ne yaşadım?"
Bölüm sonu, nefes kesen bir bölüm dimi dimi
![](https://img.wattpad.com/cover/371284111-288-k762450.jpg)
YOU ARE READING
Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)
Nouvellesailesinden psikolojik baksı gören ona rağmen hayatı yaşamaya çalışan ve ayık olmadığı zaman olmayan gece, beklemediği ve görmediği ilgiyi ona vericek adamla tanışır.