Travma tetikleyici aile kavgası vardır bu bölümde, rahatsız olanların okumaması ricamdır.
Kısa bir hava almanın sonucu arkadaşlarımın yanına tekrar gidiyordum, bara girdiğim anda kolumu sertçe biri kavradı, ne olduğunu anlayamadan dışarı tekrar çıkarıldım.
"Pis kaltak!" İğrenç garson kolumu bırakıp karşıma geçti, sırıtıp bu durumdan keyif aldığını da belirtti. "Seni yalnız yakalayamayacağımı mı sandın?"
"Siksinler gururunu." Sözümü tamamlar tamamlamaz yüzüme sert bir tokat attı. Sarhoş olduğumdan sendeleyerek ayakta durmam zor oldu. Elimin tersiyle dudağımı sildim. "Bu kadar mı?" Sırıttım. "Ben kafanda şişe parçalamıştım."
Küçümseyerek bana baktı. Gözlerinde kin görüyordum. "Kes sesini, kaltak." Elini tekrar kaldırdığı sırada ayağımı kaldırıp bacak arasına sert bir tekme attım, kasıklarını tutarak eğildiğinde ağzından küfür yuvarladı. "Seni kaltak, naptın sen?"
Dengemi kaybedip geri geri adımladım, içkinin yarattığı baş dönmesiyle popomun üstüne çöktüm. "Siktir." Ağzımdan küfür yuvarlayıp ayağı kalkmak için ayağımı kendime çektim ve ayaklandım. Adama son kez bakıp sırıttım. "Noldu, yakışıklım? Neden kasıklarını tutuyorsun, uf mu oldun?"
Kıkırdayarak yanından ayrılınca karşıma biri geçti. Uzun boylu, esmer tenine zıt yeşil gözlüydü. Dalgalı kısa saçları özenle şekillenmiş gibiydi. Beyaz gömleği ve siyah pantolonu ütülüydü. Bu amınakoduğum da kimdi?
"Oo." Dedi ve anında ıslık çaldı. "Naptın öyle sen? Bende müdahale etmeye geliyordum ama sen baya iyi idare ettin."
"Aynen öyle." Dedim omuz silkerek. "Neyseki beyaz atlı prense ihtiyacım yok." Dedim onu kastederek.
Dediklerime sırıttı. "Baya iyi." Dedi ve vurgulayarak tekrar etti. "Baya iyi." Dediklerine anlam vermeye bile çalışmadım.
"Diyeceğin yoksa gidiyorum."
"Tabiki, seni tutmak istemem güzelim."
İrkildim, ettiği iltifat midemi bulandırmıştı. Onu geçip arkadaşlarımın yanına gittim. Ömer selinin kucağına kafasını yaslayıp uyumuştu. Selinse keremin omuzuna kafasını yaslamış yarı baygın duruyordu.
"Bunlar ne ara bayıldı?" Dedim gülümseyerek. "Zincirleme bir de."
"Ne bileyim." Kerem de sırıttı. "Kendimi anne gibi hissediyorum." Dedi alayla.
"Peki kerem anne, bizi eve bırakırmısın?"
Kerem dediklerime somurttu. "Tabi annecim, uyandır şu amınakoduklarımı da bırakim sizi evinize."
Ben selini uyandırmak için salladım, ama kılını bile kıpırdatmadı. En son kolunu omzuma attım ve onu ayakta sürükleyerek arabaya sürükledim. Kerem ömeri omuzuna atmış arkamızdan geliyordu.
"Amına koyayim sanki danayı sırtlamışım!" Kerem bağırarak isyan ederken sırıttım. Selini arabaya bindirmek için bacakalrının altından elimi geçirdim, kısa süre onu kucağıma alıp arabanın arka koltuğuna oturttum. "Selin duymasın ama çok ağır!" Dedim bende yakınarak.
Kerem de ömeri arka koltuğa koydu. "Arkalarını toplayan var, tabi yatıcaklar." Keremin sinirle söylediklerine güldüm.
O şöför koltuğuna otururken bende yan koltuğa oturuyordum. "Kerem." Dedim, sesim kısıktı. "Hiç kalbini kırdım mı?" Bakışlarım ona döndüğünde, kerem düşündü. Sesimdeki ciddiyet onu da ciddi bir hale sokmuştu.
"Gece." Derin bir iç çekti. "Senin ağzından bizi aşşalayan bir söz bile çıkmaz, genelde dalga geçersin ama ciddi olmazsın. Sadece sana acımamızdan ve ya üzülmemizden nefret edersin, ve bunu yaptığımız zaman küfür eder ve ya mızmızlanırsın." Sırıttı, sanki bir anneden çocuklarının huylarını dinliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/371284111-288-k762450.jpg)
YOU ARE READING
Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)
Cerita Pendekailesinden psikolojik baksı gören ona rağmen hayatı yaşamaya çalışan ve ayık olmadığı zaman olmayan gece, beklemediği ve görmediği ilgiyi ona vericek adamla tanışır.