Evime vardığım da Ömer ile vedalaştım. Kapıyı yedek anahtarım ile açıp içeri girdim.
Çantamı yere fırlatıp yavaş adımlarla odama yürüdüm, odamın yanındaki yatak odasından sesler duymaya başlayınca titredim.
"Ne..?" Cidden olamazdı, olmamalıydı! Ciddilermiydi?
O anlık karar ile annem gilin kapısını açtım, gözlerim şaşkınlık ile açıldı, göz bebeklerim küçüldü. Gördüğüm manzara karşısında nefesim kesildi.
"Siz.." dedim ağzımda geveleyerek. "Siz ciddi olamazsınız..?" Babam anneme işkence etmemiş, beni yerden yere vurmamış gibi yatakta..yatakta..sevişiyorlardı.
"Siz iğrençsiniz.." kelimeleri toparlayamıyordum. Düşündüklerimi, söylemek istediklerimi dile dökemiyordum.
Kapının önünden çıkıp salondan hızlı adımlarla geçtim, kapıya geldiğimde babam pantolonunun fermuarını çekerek yanıma geldi.
İğrenç bir sırıtış yerleştirdi yüzüne. "Gördün dimi?" Kıkırdadı. Ve devam etti. "Anneni nasıl becerdiğimi."
Kulaklarımı hızla kapattım, kollarım ile başımı sıkıyordum. Beynimde sesler çınlıyor, dedikleri tekrarlanıyordu.. "iğrençsiniz!" Başımı kaldırıp ellerimi indirdim, büyük şok ile konuştum. "Kadının.." gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. "Daha morlukları.." sesli şekilde hıçkırıp kendimi toparlamaya çalıştım. "Morlukları daha suratında, siz.. size inanamıyorum." En güzel günlerimin katilleri..
"Sen.. siz iğrençsiniz!"
"O benim karım." Dedi babam sözümü kesip. "Ona tabiki dokunucam." Yüzündeki iğrenç sırıtış büyüdü ve daha da iğrençleşti. "Sana da dokunucaklar."
Evden nasıl çıktım, nasıl nefes alıyorum? Bilmiyorum.. kendimi o an dışarı attım, sarhoş gibi tutunarak olanları sindirmeye çalışıyordum.
Göz yaşlarım durmuştu, öyle bir şoktaydım ki ağlayamıyordum. Bir kaç adım atıp sarsıldığım zaman duvara tutundum. Ben ne görmüştüm öyle? Ben ne duymuştum öyle?
Psikolojimin içine sıçıyorlardı. Bu kadarı fazlaydı.. daha dün yüzü kan içinde olan annem, babamın altında zevkle inliyordu.. ben ne görmüştüm öyle?
Gözlerim bulanıktı ama hala yaş akmıyordu.. başımı kaldırdığım zaman yine tanımadığım bir sokakta olduğumu gördüm.
Bir kaç adım daha attım, insanlar kızarmış ve dağınık saçıma, sendeleyerek içmiş gibi yürüyüşüme bakıp bana acıyordu. Acıyan suratlar..acıyan suratlar..
Kafamı kaldırdığım zaman karşımda yine onu gördüm. Bir kaç adam ile ayakta konuşuyordu, ciddiyetlerinden önemli bir toplantı olduğu belliydi.
Düşünemiyordum..ona doğru ilerliyordum ama bunu fark etmiyordum. Etsem bile ne yapacağımı bilmiyordum sanki bacaklarımı kullanmayı unutmuştum.
Onun önüne geldiğimde diğer adamlar bana merakla baktı, o ise bana her zaman baktığı gibi ciddi ve soğuk bakıyordu, hep böyle bakıyordu.
"Ne oldu?" Dedi sakin ses tonu ve tavrıyla. Bütün vücudumu baştan sona süzdü. Hava soğuktu, üstündeki siyah ceketi çıkardı, siyah gömleği ve bol takım elbisenin parçası olan pantolonu ile kaldı.
Paltoyu omuzlarımın üstüne atıp önden birleştirdi. Bense, o bunları yaparken gözlerinin içine bakıyordum.
Başını bana doğru eğip yüzüme yaklaştı. "Ne oldu?" Dedi tekrar. "İyi görünmüyorsun." Gözleri ıslak kirpiklerimi ve gözlerimi buldu. "Neden ağladın?"
YOU ARE READING
Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)
Short Storyailesinden psikolojik baksı gören ona rağmen hayatı yaşamaya çalışan ve ayık olmadığı zaman olmayan gece, beklemediği ve görmediği ilgiyi ona vericek adamla tanışır.