Küçük kıskançlıklar

41 3 3
                                    

Sabah kalktığımda yataktan kendimi yere attım. "Kalçam! Acıdı." Diye mırıldanarak kalçamı okşadım. Emekleyerek kapıya ilerlerken çarşaf ayağıma dolandığı için emekleyemedim. Ayağımı sallayıp çarşaftan kurtulmaya çalışırken daha çok ayağıma doladım. Bıkkınlık ile nefes verip başımı yere yasladım. "Yeter." Diye bağırarak isyan ettim.

Ayağı kalkıp çarşafı ayağımdan yavaşça çıkardım. Zafer ile nefes verip odanın lavabosuna girdim. Elimi yüzümü yıkarken aynadan boynuma baktım. Elime bir peçete alıp ıslattım, az biraz sabun da sıkıp boynuma götürdüm. Dokundurduğum an boynum zonkladığında ağzımdan kısık bir inleme kaçtı.

Derin bir nefes aldım ve derimi yırtarcasına peçeteyi boynuma sürttüm. Gözlerim doluyordu. "Neden..baba?" Dedim içtenlikle, nedendi bunlar? Biz neden iyi bir aile olamadık?

Morluklarımın etrafı tahriş olduğunda parçalanan peçeteyi çöpe attım, boynuma elimle su atıp yakama gelmeden havluyla kuruladım.

Gözlerimi silip merdivenin tutamaçlarına oturdum. Ayaklarımı havaya kaldırıp aşşağı kata kadar dümdüz kaydım. Uca geldiğimde yere atlayıp mutfağa ilerledim.

Mutfağa geldiğimde masada boranı, yanında hiç görmediğim bir kadını gördüm. Karşılıklı sandalyede oturmuş sohbet ediyorlardı, kadının gözleri bana dönünce samimiyetsizce gülümsedi. "Tünaydın tatlım." Dedikleriyle yüzümü buruşturdum, nolur kusmim..

Boran arkasını dönüp beni süzdü. "Kahvaltı etmek istersen-" lafını hızla böldüm. "Hayır, geç kalıyorum." Dedim. "Pekala, ben seni bırakamam." Kadın daha çok gülümseyince, kadının yanında durmak için bırakamicağını anladım. Zaten dün olanlar aklıma gelince yanında durmak beni rahatsız eder diye düşünüyordum. "Şöföre haber verdim."

"Gerek yok. Arkadaşlarımla gidicem." İkisine son bir bakış attım, arkamı dönüp başka bir şey söylemeden dışarı çıktım. Hızlı adımlarla evin bahçesine geldim, siktir..ormanlık alandı.

Arabaya binip şöföre yolda bırakmasını söyledim. Arka koltuğa oturdumki şöför koltuğu açıldı, oturan borandı..hemen öne yan koltuğada o kadın oturdu. "Noluyor?" Dedim ani sinirle dudaklarımı deşecek kadar ıssırırken.

"İşim çıktı." Dedi boran arabaya oturup kapıyı kapatırken. "Seni de yol üstü okula bırakırız."

Kaşlarımı çatıp kapıyı açtım. Kendimi dışarı atıp telefonu çıkardım, keremi son aramalardan buldum ve aradım.

*alo? Gece.*

"Kerem konum atıyorum, hızlı gel."

Konuşmasına fırsat vermeden yüzüne kapattım. Telefonu cebime sıkıştırırken hala arkamda olan arabayı fark ettim. "Siz gidin." Dedim ağzımda geveleyerek. "Ben arkadaşlarımla gidicem."

Borana dönmek istemiyordum, yüzündeki ifadeyi görmek istemiyordum..heleki dün yaşamanlardan sonra..

"Pekala." Dedi boran. Arabayı çalıştırıp yanımdan ayrıldıklarında derin nefes aldım.

Normelde kapşonumdan tutup beni arabaya sürüklerdi. Neden şimdi böyle yapmamıştı? Başka misafir çocuğu gelince unutulan ilk misafir gibi hissettim kendimi.

Kereme konumu gönderdiğimde çok geçmeden geldi, arabaya binip arkadaki birbirini öldürmeye çalışan selin ile ömeri umursamadan kemeri taktım. "Neden kavga ediyorlar?" Dedim kasvetli havamı bozmaya çalışırken.

"Ön koltuğa kim oturucak kavgası." Dedi kerem kıkırdarken. Yüzünü bana çevirdiğinde kıkırdaması durdu. "Neden sinirlisin, kaşlarını çatmayı bırak." O söyleyince çatık kaşlarımı fark ettim, kaşlarımı düzleştirip derin nefes aldım. "Burası o adamın evi mi?"

Ömer pencereden bakıp sırıttı. "Hadi enişteye selam verelim." Selin kafasına çarptığında, ömer seline ölümcül bakışlar attı.

"Selam mı? Gerek yok."
***

Okula geldiğimizde ilk dersin matematik olduğunu öğrendik. Ömer arkada hocadan nefret ettiği için zırlarken, selin makyajını hoca karışıyor diye siliyordu. Kerem ise az çok matematik yapabiliyor diye pek bir tepki vermiyordu.

"Hayır!" Diye yakardı ömer. "Ben bu derse giremem."

Telefonu elime alıp hala aramayan babamı ve annemi fark ettim. Hiç mi merak etmiyorlardı? "Dersten kaçalım." Dedim. Zaten aramıyorlardı, önemsemiyorlardı.

"Ne?" Dedi ömer heyecanla. "Sen varya sen." Ayağı kalkıp iki dakka önce zırlayan halinden eser kalmamış şekilde sırıtıyordu.

"Eminmiyiz?" Dedi kerem. "Banada uyar."

"Bekleyin ben lavaboda makyajımı yapıp geliyorum." Dedi selin. Hızla makyaj çantasını alıp aşşağı indi.

On dakikaya yakın bir zaman geçti, selin yanımıza geldiği zaman hızla aşşağı indik. Arka bahçeye giderken ömer sırıtıyordu. "Kurtulduk, ayy karı bayanı çok teşekkürler." Ömerin dediklerine gülerken kereme çarptım. "Kerem niye duruyon!" Diye çemkirirken hocaları ve müdür beyi gördüm. "Siktir.."

"Ne yapıyorsunuz burda?" Dedi matematik hocası. "Sınıfa gidin." Bir kaç öğrenciyi yanlarında gördük. Tuvel ve boya vardı. Etkinliğe yakalanmıştık..

Sınıfa gittiğimizde Ömer yine zırlamaya başlamıştı. Selin makyajını silerken Ömer zırlıyordu. "Neden?" Diye yakardı Ömer. "Neden ben!" Matematikçi sınıfa girdiğinde ömer iç çekti.

Bölüm sonu bu bölmü düzenleyenedm bek yanlış varsa yorumdan söyleyin düzeltim yeni bölüm yakındaa gelir

Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)Where stories live. Discover now