Ağzımdan çıkan küfür ile gerildim. Bana bakan bit çift göze ne tepki vereceğimi düşündüm.
Başını bana bakmak için eğdi. "Hava yağmurlu." Dedi ve beni süzdü. "Bu satte çoktan evde olman gerekmiyor mu?" Sorularına vereceğim cevabı düşündüm, ama aklımda verebilicek bir cevap yoktu. Ellerini cebine koyup yüzüme doğru eğildi. "Dilini mi yuttun." Birden bire sırıttı. "Dilsiz dicem ama içkini döktüm diye demediğini bırakmamıştın."
Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "O gün sarhoştum." Dedim dürüstçe. "Ayrıca içkimi döktün. Verdiğim tepki gayet doğaldı."
"Hm?" Dedi sadece. Başını kaldırdı. "Ben içkimi sana verdiğimi hatırlıyorum."
Boş sohbet zaman kaybıydı ve benim bir an önce içmem gerekiyordu. Damarlarım içki için yalvarırken sinir sistemim iyice bozuluyordu.
"Eve bu saate gitmek tehlikeli, bu saate kadar ne yaptın da geç kaldın?" Sorgulayan gözlerine baktım.
"Size açıklama yapma gibi bir zorunluluğum yok. Ben evime gidiyorum."
Tek kaşını havaya kaldırdı ve alayla gülümsedi. "Tabi, gidebilirsin."
Yanından ayrılıp hızla yürüdüm. Her bir adımımda boş konuşam adamı geride bırakıyordum.
Küçük bir bakkala girdim, mahalle bakkalı olduğu için içki satıyordu. En küçük ve ucuz olanı aldım. Kısa sürede ödeyip, geceyi geçirdiğim parka gittim.
Banka oturup içkiyi açtım, yavaş yavaş yudumlayıp etrafı izledim. "Siktir, çocukluğumu özlüyorum." Ne derdim vardı ne de ailemin saçma kavgaları. "Ama o zaman içki içemezdim, vazgeçtim ben mutluyum."
Saatler geçmişti ama benim uykum hala gelmiyordu. Yaklaşık iki gündür dışarıda kalıyordum, koktuğuma emindim.
Yanıma yaklaşan bir kaç adama baktım, yüzlerinde iğrenç bir sırıtışla bana doğru geliyorlardı. İçki etkisini göstermeye başladığında güçsüzleştim. "Siktir, şimdi olmaz." Elim ile anlımı tutup ayağı kalktım, bütün vücudumu zehirleyen içki beni yavaşlatıyordu da.
Sendeleyerek uzaklaşmaya çalıştım, ama bu imkansızdı. Bileğimi sertçe kavradı.
"Nereye kaltak? Bu saatte dışarıda olman çok saçma." Üstümdeki okul eteğini ve okul kazağına baktı, arkadaşlarına dönüp sırıttı. "Kaltak taze." Bana döndü, yüzüne irenircesine bakıyordum. "Taze kaltak görmeyeli çok oldu."
"Bırak kolumu." Kolumu daha fazla sıkmaya başladı, ne yapmam gerekiyordu bilmiyordum. Üst üste içtiğim için kafam yerinde değildi. Ani bir haraket ile elini ıssırdım, ıssırdığım için elini çekti. kendime biraz olsun gelmiştim, tabana kuvvet koşmaya başladım.
"O kaltağı bana getirin!"
Hızla koşuyordum, arkama bile bakmıyordum. Ayağım kaldırıma takıldı, kafamı duvara vurdum, dizlerim yere sürttü. Acı ile ağzımdan inleme sesi kaçtı. "Hayır hayır kalkmam lazım."
Kolumu sertçe kavradı, beni yerde sürükleyerek parka geri götürdü. Adamın önüne, yere fırlattı beni.
"İçtiğim içkiyi sikeyim." Diye mırıldandım, kafamı kaldırıp adama baktım. "Seni de sikeyim!"
Yüzünde tatmin duygusu oluştu, önüme eğilip sırıttı. "Benden kaçamazsın kaltak, bu saate dışarı çıkıp etek giymen senin hatan."
"Kızı bırakalım, daha çok küçük belli." Arkadan sadece olanları izleyen adam konuştu. "Benimde bir kızım var ve-"
Beni sürükleyen adam onun yüzüne sağlam bir yumruk indirdi, öyleki adam olduğu yerde sarsıldı.
"Kızının namusu bozmamı istemiyorsan kapa çeneni." Diye bağırdı.
Ayağı kalkmaya çalıştığımda saçımı sertçe tutup kafamı geriye yasladı. Acı ile inledim. "Oruspu çocuğu!" Diye bağırdım, yüzüme yediğim yumruk ile sesim kesildi. Kısa bir kahkaha duydum, ve tekrar yumruk yediğimde kulağımın sızladığını ve sadece çınladığını hisettim.
"Soyun."
Gözlerim kocamanan açıldı, karşımda ayağı kalkıp atletini soydu. İğrenç bedenini bana bakan iğrenç sırıtışına baktım.
Yalvarsam işe yaramazdı, kaçmaya çalışsam ah, ayağı bile kalkamıyordum. Kendimi..kendimi teslim mi etmeliydim.. ?korkuyordum, gözle görülür halde titriyordum. Bana bakan iğrenç suratlar ve dedikleri başımda çınlıyor, bozuk radyo gibi geri sarıyordu.
"Sana denileni yap." Dedi ve devam etti. "Acımicak desem.." kıkırdadı. "Üzgünüm kaltak canını biraz yakıcak, ama zevk de vericek."
Gözlerim kocaman açıldı, aklımda kırk tane şey dönüyordu. Yapmamve yapmamam gereken kaçış planlarımı ayırt ediyordum ve hiç bir planım olmuyordu.
Titreyen ellerim toprağı sıktı, avucum kum ile doldu. Yüzümde korkmuş bir ifade vardı.
Hızla dizlerimin üstünde durup avucumdaki kumu adamın suratına fırlattım. Acı ile çığlık attı ve gözlerini elleri ile ovuşturdu.
"Seni kaltak! Geberticem seni."
Zevk ile gülümsedim, ama uzun sürmeyecekti eninde sonunda gözündeki kumlar gidicekti.
Saçımdan sürükleyen adam bir şişe su ile adamın yüzünü yıkadı, kumdan dolayı gözleri kızarmıştı ama nefreti ve bana olan kini görünüyordu. Sanırım sıçmıştım..
Bölüm sonu, kitap zaten çok okunmuyor bari okuyan yorum bıraksın 🎀 ve oylasınn lütfenn
YOU ARE READING
Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)
Historia Cortaailesinden psikolojik baksı gören ona rağmen hayatı yaşamaya çalışan ve ayık olmadığı zaman olmayan gece, beklemediği ve görmediği ilgiyi ona vericek adamla tanışır.