Boranın gözleri beni bulunca yutkundum. Korku dolu adımlarla ona ilerledim. Yanına geldiğimide patlamaya hazır bir bombaya benzediğini fark ettim.
Bana doğru bir adım attığında geriledim. Gerilediğimi görünce tek kaşını kaldırdı. "Neden geldin?" Dedi başını yan yatırırken. "Burda olduğumu nerden biliyordun?"
Bakışlarımın yiğite kaydığını görünce boran arkasını dönüp yiğite baktı. "Hain piç." Diye mırıldandı.
Yiğit etrafa alınmıyormuş gibi bakıp ıslık çaldı. "Piç olmadığımız kalmıştı." Dedi kaşlarını çatarken. "Neyse siz konuşun, ben yokmuş gibi davranın."
Boran kaşlarını çatıp bana doğru geri döndü. "Sabır!" Ellerimi arkada birleştirip geriledim. "Neden geldin dedim?"
"Ben..sana şey dedim." Bakışlarım yere indi. "Özür dilerim." Bakışlarım bir kaç saniye kalkıp gözlerinde oyalandı. "Düşünmeden konuştum. Özür dilerim."
Boran tek kaşını kaldırmış, başını yana eğmiş bana bakıyordu. Yüzündeki soğukluk ve haraketleri altında ezildim.
"Özür dilerim! Bana çok yardımcı oldun ve ben.." Ağzımda küfür yuvarladım. "Sen bana çok yardımcımı oldun ama ben seni kırdım." Dişlerimi sıktım. "Tabi bileğimi sıktın, morardı. Dağ ayısısın! Ben niye özür diliyorsam. Büyüklük bende kalsın tabi."
"Ay ben duygulandım." Yiğitin konuşmasıyla kıkırdadım. "Siz devam edin."
Boran yüzüme eğilince konuşmayı kestim. Ağzını araladığı sırada önünde durduğumuz eski araba tamircisinin büyük kapısı açıldı.
"Boran yılmaz."
Ses tonunda alay olan adamın cız sesi kulağımda yankılandı.
"Tek gelmemişsin, sadece yiğit ile gelirsin sanmıştık." Sırıttı, yüzündeki iğrenç ifade anlatılmazdı. "Görmeyeli kendine sevgili de yapmışsın."
Kanım donmuştu, olduğum yerde titremiştim.
"Dokunamıyorsun, dokunamadan içine nasıl sokuyo-""Kes çeneni."
Midem bulanmıştı, ben nasıl düşmüştüm buraya?
"Sakin ol, ne bu sinir?" Adam sırıttı, sırıtmak yakışmıyordu. "Demek kız senin için özel."
Yiğit benim yanıma geldi. "Gece, sakın konuşma."
Bir şey demedim, neyin içine düşmüştüm ben amına koyayim?
"Siz arabada bekleyin." Dedi boran sinirle.
"Seni bu genel eve yalnız göndermem!" Yiğit büyük bir ciddiyetle konuşmuştu.
"Yiğit." Dedi boran dişlerinin arasından. Yiğit vazgeçmeyecek gibiydi. Boran çok üstünde durmadı ve ikisi içeri adımladı. Boran durdu, arkasını dönüp duran bana baktı. "İçeri gel. Neden duruyorsun?"
Hızla onların yanına adımladım, beraber içeri girdik. Dışarısına rağmen içerisi kırmızı ışıklarla donatılmıştı, dışarıdaki eski görüntüye zıt içerisi bar ortamıydı.
Boran, bir adamın olduğu masaya gitti ve oturdu. Oturur oturmaz cebinden sigara çıkardı, ağzına götürüp çakmakla yaktı.
"Gece." Yiğitin adımı seslenmesiyle irkildim. "Yanımdan ayrılma ve kimseye üç saniyeden fazla bakma."
"Neden ki?"
"Sen dediğimi yap." Dedi büyük bir ciddiyetle. İşler ciddi gibi gözüküyordu, en iyisi sorgulamamaktı.
"Boşaltın burayı!" Yükselen sesle farklı masadaki insanlar ayağı kalktı, kısa sürede herkes dışarı çıkmıştı. Etrafta sadece adamlar vardı.
YOU ARE READING
Ölü Ruhların Çürük Bedenleri (tamamlandı)
Kısa Hikayeailesinden psikolojik baksı gören ona rağmen hayatı yaşamaya çalışan ve ayık olmadığı zaman olmayan gece, beklemediği ve görmediği ilgiyi ona vericek adamla tanışır.