12 (İlk Kalp Yeşil Oramana Ait)

1.1K 66 105
                                    

Herkese selam.

Umarım bölümü okurken telefonu yemezsiniz.

__________________☁️__________________

İlâhi bakış açısı

Bulut ve Yağız enfes bir akşam yemeği hazırlamışlardı, daha doğrusu yemeği hazırlayan Yağız'dı Bulut sadece sofrayı hazırlamış ve salatayı yapmıştı.

Yemek hazırlamak bitince Yağız kendini koltuğa bırakmıştı, Bulut'sa Yağız'ın hemen yanına dikkatlice oturmuştu. Ne kötü ki Bulut'un sırtındaki yara hala eski yerde duruyordu. Ve bu yara Bulut'un canını biraz da olsa yakıyordu. Ama geçirdiği yaralar bunun yanında bir hiç kalıyordu bu yüzden üçlü ne kadar Bulut'a dikkat etseler de Bulut yarayı umursamıyordu.

Birkaç dakikalık sessizlik sonrasında Bulut ayağa kalktı ve merdivenlere yöneldi. Ağır ağır merdivenleri çıktıktan sonra karşıdaki tek kapıyı açıp içeri girdi.

Bulut başını yana yatırdı ve gülümseyen gözlerle yatakta yatan Çınar'a baktı. Sonra içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Yatağa doğru sessizce yürüdü ve Çınar'ın tam yanıda durdu.

Yzune doğru eğildi ve ellerini hızlıca Çınar'ın karnıma koyup onu gıdıklamaya başladı. Çınar ne olduğunu anlamdan uyandı ve kahkahalar atamaya başladı.
"Bulut ne yapı-"

Bulut Akın'dan

Yemek için Çınar'ı uyandırmak istedim ve aklıma şaka niyetinde efsane bir plan geldi. Çınar'ı gıdıklarken sırtımda acıyan yarayı birkaç dakikalığına unuttum.

Ama hayatım boyunca asla unutamayacağım bir an yaşadım.

Hâlâ Çınar'ı gıdıklamaya devam ederken Çınar beni durdurtmak için omuzlarından tuttu ve beni yatağa çekti. Ve ben her zamanki gibi ÇOK yanlış bir yere düştüm.

Geçen düştüğümdeki olayı unutanlar için asla unutulmayacak bir olay daha yaşadım.

Ben dengemi korumak için Çınar'ın iki yanına ellerimi koydum, pekala madem ellerimi kontrol edebiliyorum da düşerken neden kafamı da düzgün tutamıyordum?

Basım yatakta yatan Cianrin başına çarptı.

Duraklarım da onun dudaklarına dokundu.

Sadece 1 saniye sürmüştü, 1 saniyelik an benim ilk öpücüğüm olmuştu.

Önce gözlerimi büyütüp bana benim gibi bakan Çınar'a baktım ve hemen üstünden kalkıp camın önüne gelip dışarıya baktım. Baktigim yer aslında ev dışı değil kalp içimdi.

Bir süre sessizlik oldu sonra aşağıdan Yağız'ın sesini duydum.

"Hadi gelin, yemek hazır!"

Çınar yataktan kalktığını duydum ama ben ona bakamadım. Bir süre ayakta bekledi ve kapının açılıp kapanma sesini duydum. Gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım.

1 saniyecik temas öpüşmek mi oluyordu?

Bence hayır olmuyordu...(?)

Peki Çınar ne  hissetmişti?

Belkide benden iğrenmişti ya da bana kızmıştı. Belki de hiçbir şey hissetmemişti. 

Ya Ateş ve Yağız'a ihanet ettiğini mi düşünüyordu?

Ben daha fazla soru sorarken kendime kapı açıldı, başımı kapıya çevirdiğimde kapıdan kafasını uzatan Ateş'i gördüm.

"Ne oldu Karadenizde gemilerin mi battı? Düşünmeyi bırak da yemeğe gel. Yoksa hepsini ben yiyecegim. Ve sen kalacaksın."

Ona hafifçe gülümsedim, kapıya doğru ilerledim ve dışarı çıkıp arkamdan kapıyı kapattım. Ateş önde ben arkada merdivenlerden hızlıca inip sağa döndük ve mutfağa doğru ilerledik. Masaya oturduktan sonra bir kaç saniye Çınar'la göz göze geldik. İlk göz temasını bozan Çınar'dı. 

Yemek Ateş ve Yağız'ın ufak(!) sürtüşmesiyle geçti. Yemekten sonra herkes hemen yandaki salona toplandı ve koltuğa oturup mayışma moduna geçtiler. Bende dahil. Bir de o yetmiyormuş gibi bu sıcak yaz gecesinde sıkış tepiş 3 lü koltuğa 4 kişi oturmuştuk. Hemen yanımdaki Ateş koltukta dönmeye çalışırken dirseğini karnıma geçirdi. Sıkıntıyla bağırıp Ateş'in kafasına bir tane yapıştırdım.

"Bulut acıdı!"

"Geber!"

Ateş benim taklidimi yapıp koltukta daha çok yayılmaya çalıştı. Ve Ateş'in bi hareketinin sonucunda koltuğun en ucunda oturan Yağız yere düştü. Ateş ona bakıp kahkaha atarken ben elimi anlıma vuruyordum. Yağız yerden kalçasını tutarak kalktı ve patlamış mısır gibi patladı.
"Yeter, biz dördüz müyüz de 35 derece sıcakta yapışık oturuyoruz? Yemin ederim ki daraldım bunaldım ya. Evin bütün pencerelerini de hangi vatan haini kapattıysa ona yazıklar olsun. Ev seraya döndü. Nefes veriyoruz içeride oksijen yok diye ben burada 5 saattir Ateş'in bütün karbondioksitlerini soludum. Fotosentez yapıyorum evde ya!"

Herkes Yağız'a şaşırırken Çınar yelenden kalktı ve Yağız'ı omuzlarından tuttu. Onu iki defa sarstıktan sonra konuşmaya başladı.
"Rahatladın mı?"

"Hayır,"

"Pekala Yağız'ım öncelikle biraz sakin ol. Pencereleri kapatmamız gerektiği sen söyledin. Ve balkonun kapısını da kapatırdın. Sırf içeriye sivri sinek girer diye."

Ateş boş yere kıçını kaydırdı ve konuşmaya girdi.
"Çok tatlısınız bölüyorum ama acaba evden çıkıp bir etrafı mı turlasak? Ya da biraz ileri-de yeni bir bar açılmış oraya gidebiliriz bence hem kafa dağıtmış oluruz ne derinsiz?"

"Ben varım!"
Diye öne atıldı Çınar.

"Bende geliyorum."
Diye girdi Yağız.

Sonra bütün başlar bana döndü. Ellerimi teslim oluyormuş gibi havaya  kaldırdım.
"Bana bakayım bu Allahın bela üçlüsü nereye ben oraya."

__________________☁️__________________

Herkes sonraki bölüme hazır olsun.

Hadi bay

Araba Faciası (BxBxbxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin