Evet 3 bölüm durulup 4. Bölümde olaysiz geçen kitap mı olur düşüncesine sahip yazarınız her zamanki gibi ortalığı karıştırıyor.
Zevkle okuyun.
________________🌩____________________
Sabahleyin kahvaltı çok eğlenceli geçmişti. Sebebiyse Ateş'in sözünü tutmuş olmasıydı. Ateş kahvaltıya bir geldiğinde gözleri kıpkırmızıydı. Ve o kadar komikti ki biz gülmekten ayağa kalkamamıştık. Açıkçası biraz da gurur duymuştum. Ateş sonuçta sözünü tutmuş ve geceleyin uyumadan bizi izlemişti.
Değer görmek çok güzeldi.
Kahvaltıdan sonra Ateş dinlenmek için yukarıya çıkmıştı. Bizse televizyonun önünde oturmuş sohbet ederek Çınar'ın zorla açtırdığı Müge Anlı'yı izliyorduk. Yağızlar o kızı sormamışlardı ne de ben söylemiştim. Sanki bir sırdı da kimse bilmemeli gibilerdi.
Aradan geçen ha gülmeli ha kavgalı 3 saatin sonunda Ateş de bize katılmıştı. Birlikte otururken çok sıkıldığımı fark ettim. Koltuktan kayıp yere oturdum. Ve başımı koltuğa yaslayıp tavana baktım. Sonra da yerden poponu kaydırıp tamamen yere uzandım. Ellerimi iki yana açıp isan ettim.
"Ben çok sıkıldım ya!""Ne yapalım?"
Dedi Yağız telefonuna bakarken."Bilmiyorum."
Diye söylendim. Yine.Çınar koltuktan kalkıp yanıma uzandı. Aynı şekilde uzanıp kollarını iki yana açtı. Sonra o da konuştu.
"Bende çok sıkıldım. Müge abla zaten bulur. Bir şey yapalım Ateş!"Ateş gözlerini ovdu ve söze girdi.
"Hâlâ uyku sersemiyim. Ama öndeki nehre gidebiliriz. Uzak da değil.""Gidelim!"
Dedi Çınar.Yağız karşı çıktı.
"Çınar sen boğulursun orada.""Ya Ateş şu çakma annemizi ikna edebilir misin?"
Dedi Çınar.Arkada ne oldu onu görmedim ama Yağız da ikna olmuştu. Birlikte yedek kıyafetler alıp yola çıkmıştık. Bu sefer arabayı Yağız sürüyordu. Çünkü Ateş'in ayakta duracak hali yoktu. Zaten bir önceki gece de uyumamıştı. Yerini yadırgamış paşam.
Yolculuk o kadar da uzun değildi. Pekala nehir yakın gibi duruyordu ama 4 km yol katetmiştik. Aslında buraya gelirkenki gibi hızlı geçmişti yolculuk. Tek fark Ateş'in önde değil de arkada Çınar'ın kucağına başını koymuş uyumasıydı. Ve götünü bana dönmüş olmasıydı. Nehrin kenarına vardıktan sonra zorla Ateş'i uyandırmış ve eşyaları alıp suyun kenarına gitmiştik. Bizden başka insnalar da vardı etrafta. Ama kendi hallerinde takılıyorlardı.
Suyun kenarı taşlıktı. Küçük bir ıskele de vardı. İskele bile denmezdi daha çok birbirine çivilenmiş tahtaları suyun birkaç santim üstünde olmasıydı. Nehir demeye de bin şahit isterdi burası daha çok küçük bir göle benziyordu. Sadece ucu açıktı ama akmıyordu. Ve bir de suyun öteki tarafında küçücük bir şelale vardı. İnsanlar da oraya toplanmıştı. Ve kayadan akan başka suların oraya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araba Faciası (BxBxbxb)
Romance[TAMAMLANDI] Bir araba kazası her şeyi değiştirir. Tıpkı Bulut Akın'ın hayatını değiştirebileceği gibi. Araba kazasından sonra Bulut hastaneden kaçma girişiminde bulunurken ona çarpanlarla karşılaşır. Ve işler karışır. Bulut kendini bir aşk çemb...