Ayyy sınavı Nevşehir'de kazandım ama dikey geçile Ankara'ya gidebilirim kurtuluyorum burdan øhh
Kurtulmama özel bir bölüm daha atıyorum suprizeee"minho, Felix."
Minho son gücü ile üzerindeki çocuğu itti ve dudağını elinin tersi ile sildi.
"Hyunjin..."
Şaşkınlık ve kırgınlık içerisinde bakan hyunjin'in yanına ilerledi minho.
"Bak cidden gördüğün gibi değil, ben onu itmeye çalıştım! Kendisi geldi yemin ederim!"
Hyunjin dudağını ısırdı ve dolu gözlerini tuttu.
"Minho, sus.""Bebeğim, özür dilerim... Cidden zorla-"
"Minho susacak mısın artık!?"
"Hayır, inanıyor musun bana?"
Hyunjin sinirle saçlarını geriye attı ve dolu gözlerinden bir damla yaş süzüldü.
"Ne söylememi bekliyorsun? Sevdiğim adam ve en yakın arkadaşım! Hah! İki türlü cevabı da sikeyim. Sen haklıysan Felix haksız olacak, Felix haklıysa ki çok zor... Sen... Sen haksız olacaksın."
İkisine de çok değer veriyordu. Ne pahasına olursa olsun en yakın arkadaşını da kaybetmek istememişti. Neden böyle olmuştu ki?
"Hyunjin yemin ederim ben yapmadım o üzerime atladı zaten sana aşığım ben."
Felix sessiz kalmasına rağmen ikiliyi dinlerken durdu ve konuştu.
"Bana aşık değil misin?"
Başını sağa yatırıp söylediği şey ile gözlerinden sinirle alev çıkan minho ona döndü."NE AŞKINDAN BAHSEDİYORSUN SEN? BENİM İÇİN SADECE HYUNJİN VAR SEN ARTIK BENİM İÇİN YOKSUN ANLA ARTIK!"
"Artık derken?"
Hyunjin'in sorusu ile minho durdu ve içinden bir siktir çekti. Elbette bu konu bir gün açılacaktı ancak sakin bir günde olmasını dilerdi.Felix hemen lafa atladı. "Eski sevgilim ile çıkıyorsun hyunjin."
Hyunjin hayal kırıklığı ile baktığı Adamın yüzüne daha fazla bakabilecek gibi hissetmiyordu. Boğazında oluşan yutkunmasını engelleyen o ağrı büyüyordu. Gözünden devamlı yaşlar düşüyordu.
Ağzından çıkan bir hıçkırık ile daha fazla göz yaşı dökülmeye başlamıştı. Minho kollarını hemen hyunjin'e sardı. Kıyamıyordu ona.
Hyunjin ona sarılan kolları itmeye çalıştı ancak o kadar üzgün hissediyordu ki gücü yetmemişti onu terslemeye.
Sardığı bedeni daha da sıktı minho, sevdiğinin kokusunu içine çekti ve kendisi de bir damla yaş sarf etti gözlerinden.
"Bebeğim, yemin ederim bana inanmalısın..."
Felix yapacağı herşeyi yaptığı için yavaşça ayrılmalarını bekledi.
Hyunjin'in hıçkırıkları yavaşça azaldı ve minho'dan ayrılıp felix'e baktı.
"Çık dışarı."
Sakinliğini koruması Felix için büyük bir mucizeydi ancak Felix bu lütufun kıymetini bilmeyecekti."Önce beni dinleseydin hyunjin. Sana minho'nun bana nasıl yalvardığını, nasıl aşık olduğunu ve daha nicelerini anlatabilirdim."
Minho sinirle cevap verecekken hyunjin susmasını işaret etti.
"Siktir git Felix. Hemen, yoksa bu kadar sakin kalmayacağım. Arkadaşlığımız adına bu kadar sakinim şu an defol git."
Felix tek kelime daha etmeden odadan çıkarken yere bakan başını kaldırdı hyunjin. Gözleri bakmaktan sakındığı güzelliğe gitti.
Minho yavru kediler gibi dolmuş gözleri ile hyunjin'e bakıyor ve ona inanması için binlerce kelime sarf ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir sikim doğru gitsin
Teen FictionBirileri oda arkadaşının dikkatini çekmek istiyordu (hyunho) ! uyarı var okumadan önce haberiniz olsun!