Heyecandan uyuyamamıştım. Çok gergindim. Uykusuz bedenim ve gözaltı morluklarım ile şirkete girdiğimde dikkat cekmemeye çalışarak ilerlemeye çalışıyordum. Programına sadık kaldım, çalışma odasına gidip uykulu bir şekilde esneme hareketlerine başladım.
O sırada kapı açıldı. Beklediğim kişi Jisung hyungdu. Ancak gelen kişi Bay Lee'ydi. Ayağa kalktım hızla. "Merhaba," Dedi yumuşak bir ses tonu ile.
"Merhaba.."
"İyi misin? Kötü görünüyorsun."
"Dün gece uyuyamadım."
Gülümsedi burukça. "Niye?"
"Bilmiyorum. Sanırım heyecan yaptım. Sizi düşünmekten uyuyamadım belki de."
O doğrudan gözlerime bakarken gülümsemeye çalıştım. "Konuşmak için mi geldiniz?"
"Öyleydi ama iyi görünmüyorsun."
"Sorun değil. Ben söyleyeceğimi söylemiştim zaten. Sizi dinleyeyim."
"Bugün bir göreve gidiyorum. Benimle gelmeni istiyorum. Ayrıntıları odamda anlatacağım."
Kaşlarımı çattım. "Bu muydu?"
"Evet. Kolay gelsin."
Yere uzanıp yüzümü yere elime yasladım. Ardından gözlerimi yumdum. Kafamı kaldırdığımda koltuktaydım. Saat beşti. Sanırım uyuyamadığım tüm günlerin acısını çıkarmıştım. Nerede olduğumu anlamak için etrafa bakınırken esnedim. Burası Bay Lee'nin odasındaki deri koltuktu. Gözlerimi yumup Bay Lee'nin gelmesini bekledim.
Çok geçmeden gelmişti. Ayağa kalkıp masasının önündeki karşılıklı koltuklardan birine geçtim. "Dinliyorum."
-
Bir clubın önünde bodyguard görünümde insanlara kimliklerini sorup içeri alırken oldukça sıkılmıştım. Bay Lee beni buraya koyarken ne düşünüyordu cidden? Bıkkın bir nefes verdim. Uzakta gördüğün beden ile gözlerimi kısıp kaşlarını çattım. Jeongin bu tarafa doğru geliyordu.
Kulağımdaki kulaklığı etkinleştirdim, "Kardeşim burada."
"Sorun olur mu ki?" Diye sordu.
"Elbette olur Bay Lee."
"Ona görünmemeye çalış o zaman. Oradan ayrılamazsın."
Gözlerimi devirdim. Yolun etrafından dolanarak karşı binanın yangın merdivenine tırmandım. Yangın merdiveninde otururarak cluba girip çıkanları tespit etmek çok daha kolaydı. Ama Bay Lee bana güvenmemişti. İnsanları arkadan ayırt edemeyeceğimi düşünmüştüm. Halbuki yapabiliyorum.
Baktığımız adamın cluba doğru ilerlediğini görünce cebimdeki minik dürbünü dışarı çıkarttım. Oradaki bodyguard onun kimliğini sorduğunda verdiği kimlikleri bilgileri not aldım. Ne işe yarayacaksa artık, Bay Lee istemişti.
"Oh.. Merhaba."
Duyduğum ses ile arkamı kafamı çevirip omzumun üzerinden bana yangın merdivenine evin içine girilen kapının önündeki gence baktım. Gözlerim kocaman açılmıştı ama o gözlüğümden göremezdi. O Chris'ti.
Çömeldiğim yerden ayağa kalktığımda hayret içinde sordu, "Kimsiniz?"
"Liseli aptal bir çocuğum bayım." Güldüm. "Arkadaşıma eşek şakası yapmak için buradayım. Rahatsız ettiğim için üzgünüm."
Kaşları havalandı. "Öyle mi?" Güldü. "Sana ne yaptı da ona eşek şakası yapıyorsun?"
"Sevgilimle yattı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maybe - minmin
FanfictionUzun zamandır beraber çalışan iki disiplinli ve başarılı ajan yanlış olduğunu bilseler bile gözlerini kör eden aşkın esiri olmuşlardı. - tamamlandı - minmin - aksiyon, romantik - düzyazı, texting - şiddet 090724 150924