Gece, barın kapanış saatine doğru yavaşça sona ererken herkesin yüzünde hafif bir yorgunluk, ama daha çok da keyifli bir gülümseme vardı. Müzik bir süre önce kesilmişti ve artık masalar yavaş yavaş boşalıyor, herkes vedalaşmaya hazırlanıyordu. Saliha, arkadaşlarına bakıp gülümsedi; gece boyunca yanında olan bu insanlarla vakit geçirmek ona gerçekten iyi gelmişti.
Zeynep, Emre'ye dönüp, "Hadi biz çıkalım, sabah erken kalkmamız lazım," dedi.
Emre başını salladı ve ayaklanarak Saliha'ya döndü. "Bu akşam gerçekten eğlenceliydi, Saliha. İyi ki geldik."
Zeynep, Emre'yi dürtüp, "Belli belli, bayağı eğlendiniz," dedi.
"Ya beni bırak, sen de Ebrar'ın içine düşüyordun," diye karşılık verdi Emre.
"Ya oğlum, ne alakası var?"
"Neyse, Saliham, ben bu çapkını evine bırakayım da yolda başkaları kapmasın. Sen kızlarla döneceksin, değil mi?"
"Evet evet, onlarla gideriz. Siz gidin. Bu gece için teşekkür ederim," dedi Saliha.
Zeynep, Saliha'nın kulağına eğilip, "Hande'yle aranızdaki enerji gözden kaçacak gibi değil," diye fısıldadı ve ardından gülerek geri çekildi. Saliha, hafif bir utangaçlıkla Zeynep'e baktı ama bir şey demedi.
Elif de vedalaşırken Saliha'nın yanına gelip, "Hadi abla, biz de çıkalım artık," dedi.
Hande, masadan kalkıp Saliha'nın yanına gelerek, "Ben sizi götüreyim isterseniz," diye teklif etti.
"Yok, sen zaten yorgunsun, git dinlen. Biz kızlarla geçeriz."
"Ama içim rahat etmez ki."
"Etsin etsiiin, aşkım."
"Aşkım..."
"Evet, aşkım..." dedi Saliha, biraz utanarak.
"O zaman çıkışa kadar geçireyim," dedi Hande.
Saliha, Hande'ye başını sallayarak kabul etti ve birlikte dışarı doğru yürümeye başladılar. Barın çıkışında herkes tekrar birbirine sarılıp veda ederken, Hande Saliha'nın elini bırakmıyordu. Parmakları, Saliha'nın parmaklarına hafifçe dokunuyordu. İkisi de bu küçük temastan büyük bir huzur buluyordu.
Sonunda herkes ayrıldığında, Hande ve Saliha baş başa kaldı. Hande yavaşça Saliha'ya dönüp elini bırakmadan ona daha da yaklaştı. Gözleri Saliha'nın gözlerine kilitlenmişti. Saliha'nın yüzündeki yorgunluk ifadesi, Hande'nin ona olan bakışıyla birlikte yavaşça yerini bir tebessüme bıraktı.
Hande, Saliha'nın elini biraz daha sıkıca tuttu, ardından hafif bir sesle, "Saliha," diye fısıldadı. Kimsenin onları görmediğinden emin olduktan sonra, yavaşça Saliha'nın dudaklarına bir öpücük kondurdu. Hande, öpücüğün ardından hafifçe geri çekilip Saliha'ya gülümsedi.
"Bu gece için teşekkür ederim," dedi, sesi derin bir samimiyetle doluydu.
Saliha da gülümsedi, "Ben de teşekkür ederim," diye karşılık verdi. Hande'nin elini hâlâ bırakmamıştı.
Hande, son bir kez Saliha'nın elini sıktıktan sonra yavaşça geri çekildi. Birbirlerinden ayrıldılar ama hâlâ gözleri birbirinden ayrılmamıştı. İkisi de bu anın büyüsünü bozmak istemiyordu.
Elif, ablasının koluna girip, "Gözlerini yengemin üstünden çek artık, takılıp düşeceksin," dedi.
"Uğraşmasana ablanla ya."
"Aynen öyle sıpa, taksi bulalım artık, ayaklarım acıyor, çok yoruldum."
"Tamam tamam, hemen buluyorum," dedi Hande.
