3. Bölüm👻

172 29 47
                                    

Merhabaaa minik hayaletlerimm👻

Nasılsınııızzz

Keyifli okumalaaarrr

***

Bu sabah günlük rutinimi bozmuş, on yedi yıl kadar süren hayatımda bir ilki gerçekleştirerek alarmdan önce uyanmıştım.

İlk işimse banyoya koşuşturmak olmuştu. Hayalet çocuk orada mıydı gerçekten? Bunu öğrenmek istiyordum. Fuhuş operasyonuna dalar gibi banyoya daldığımda karşılaştığım şey koca bir hiçti. Hayalet çocuğu göremediğimi bile bile bu değişik aksiyona giriştiğim için kendimi biraz aptal gibi hissettim.

Yeni uyanmış olmanın getirisi olan boğuklaşıp çatallaşan sesimi umursamadan ''Hayalet çocuk? Burada mısın?'' diye sordum. Dışarıdan gören biri beni deli sanabilirdi ama değildim. Sanırım...

Hayalet çocuktan ses gelmeyince tekrar konuştum. ''Eğer buradaysan bir işaret ver.'' Sabahın köründe odağımı ne kadar fazla toparlayabilirsem o kadar toparladım. Tüm duyularımı aktifleştirerek banyoda bakışlarımı gezdirdim.

Nedendir bilinmez ama gerçekten burada olmasını umuyordum. Ah salak kız! O kadar yalnız kaldın ki bir hayaletle bile arkadaş olmaya razısın, değil mi? Kendi gerçeklerimi kendi yüzüme vururken banyoda bir hareketlilik oldu.

Diş fırçam havalandı. Üstüne bir de diş macunu havalanıp mercimek tanesi kadar macun diş fırçama sürüldüğünde hayalet çocuğun burada olduğunu anlamış oldum. Bir zahmet anlayayım, değil mi? Her gün yaşanan, sıradan olaylar değildi bunlar sonuçta.

Şu an belki korkuyor olmam gerekiyordu ama korkmuyordum. Hem de hiç. Sanki yıllardır tandığım biriymiş gibi gelmişti bu hayalet bana. Gerçi hayattan vazgeçen biri için dünya üzerinde korkunç bir şey yoktu belki de. Ondan kaynaklı da olabilirdi elbette.

Diş fırçam havada süzülüp bana doğru yaklaştığında istemsizce gülümsedim. Hep olduğum yerde durup tüm işlerimin halledilmesini isterdim. Şimdi de istediğim oluyordu. Elimi bile sürmemiştim ama diş fırçam hazır bir şekilde elime varmıştı. Utanmasam dişlerimi fırçalamasını bile isterdim ama utanıyordum işte. Daha bir günlük tandığım -hatta tanıyamadığım- hayaletten böyle bir şey isteyemezdim.

Diş fırçamı aldığım gibi dişlerimi fırçalamaya başladım. Ağzım köpükle dolarken buna inat olarak konuşmaya çalıştım. ''Sen beni odada bekler misin? İşlerimi halledip geliyorum ben.'' Bu sözlerim üzerine kısa bir süre içinde açık bıraktığım banyonun kapısı kapatıldı.

Vay be! Çıkmış mıydı şimdi? Belki sadece kapıyı kapatıp orada öylece durmuştu. Nereden bilecektim? Yapacak bir şey yoktu. İster ona güveneyim ister güvenmeyeyim o istediğini yapabilirdi. Onu görmüyordum sonuçta.

Bir iç çekip dişlerimi fırçalamaya devam ettim. Sıradan işlerimi hallettikten sonra tişörtümün ucunu biraz kaldırıp onu kokladım. Dedikleri kadar kötü kokuyor muyum diye merak etmiştim. Burnuma kötü bir koku gelmese de duş kabinine girdim.

Sabah sabah duş aldığım için donup hasta olacak olsam bile bunları göze aldım. Dedikleri gibi kirli olmak istemiyordum. Belki de kirli olduğumu düşündükleri için nefret ediyorlardı benden. Kim bilir? Artık bundan sonra her gün duş alacaktım. Gerçi beni sevip sevmemeleri umrumda değildi. Rahat bıraksalar yeterdi bana.

Sıcak bir duş aldıktan sonra bornozumu üzerime geçirdim. Saçlarımı havluyla kuruta kuruta odaya geçtim. Yatağımın üzerinde uçan günlüğüm ters tarafa döndüğünde hayaletin arkasını döndüğünü anlamıştım. Edepli hayalet mi? Severiz.

Hayalet ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin