9. Bölüm👻

171 14 39
                                    

Hello hi no bye bye😁 (Biraz dil çalışınca girdiğim tripler:) vgbhnfjcmkdk

Nasılsınızzz?? Her şeyinn yolunda olmasını umuyoruum

Keyifli okumalarrr🤍

***

Gergince etrafıma bakındım. Görünürde kimse yoktu neyse ki. Birazdan yapacağım şey ne kadar mantıklıydı, bilmiyordum hiç. Erkeklerin soyunma odasına doğru ilerlerken bir kez daha arkama baktım. Hâlâ kimse yoktu. Herkes dersteydi zaten. Bunu fırsat bilerek gelmiştim buraya.

Şimdiki görevim ise erkeklerin soyunma odasına girip mektubu Çağrı'nın dolabına bırakmaktı. Odanın hemen karşısında durduğumda içime derin bir cesaret nefesi çektim. Ciddi anlamda cesarete ihtiyacım vardı şu an.

Kapıyı sessizce aralayıp içeriye göz attım. Oda bomboştu neyse ki. Ben de elimi çabuk tutup içeri girdim. Arkamdan kapıyı kapattıktan sonra dolapların bulunduğu kısma yöneldim. Bir sürü dolap yan yana dizilmiş durumdaydı. Fazlasıyla büyük sayılan dolaplara hayretle baktım. İçine girsem rahat rahat sığabileceğim kadar büyüklerdi. Bizim soyunma odasındakiler bu kadar büyük değillerdi. Bu nasıl bir ayrımcılıktı!? Neyse konumuz bu değildi şimdi.

Çağrı'nın isminin yazılı olduğu dolabı görünce onu kilitlememiş olmasını umarak kapısını hafifçe çekiştirdim. Kilitli değildi çok şükür. Dolabı tamamen açıp mektubu koyabileceğim en doğru yeri bulmaya çalıştım kendimce.

Fazlasıyla düzenli bir dolaptı. En altta eşofmanları katlanmış bir şekilde duruyordu. Eşofmanları görünce ona geri vermeyi unuttuğum eşofman takımı aklıma geldi. En yakın zamanda geri vermem gerekiyordu. Bunu aklımın bir köşesine not ettikten sonra parmak uçlarımda yükselerek mektubu dolabın üst tarafına bıraktım. İlla ki görürdü. Ben şu an tam olarak nerede durduğunu göremiyordum ama Çağrı'nın boyu uzundu. Rahatça görebilirdi.

Tam geri çekileceğim sırada zil sesi ve ardından bir orduya aitmiş gibi gelen adım sesleri duyuldu. Aman Allah'ım! Bu beden eğitimi dersi sevdası yüzünden erkekler koşa koşa buraya geliyorlardı. Hayır yani nesini bu kadar seviyorsunuz acaba? Sırası mı şimdi?

Hemen kendime acil bir çözüm arayışında bulundum. Odadan şimdi çıkarsam kesinlikle yakalanırdım. Bu odanın içinde saklanmam en mantıklısı olacaktı. Etrafa hızlıca göz attım. Hiçbir yer yoktu! Ah bir saniye! Dolap! Oraya rahatça sığabilirdim.

Soyunma odasının kapısının kulpu hafifçe aşağıya indirilmişti ki kendimi Çağrı'nın dolabının içinde buldum. İçeri girdiğimde dolap biraz sarslılmış, hafif gürültü çıkarmıştı. Umarım ki dışarıdakiler bu sesi duymamışlardır. Daracık, havasız dolabın içinde sıkışıp kalırken yakalanmamak için dualar etmeye başladım. Heyecandan nefes alamıyordum. 'Sakin ol Eylül. Sakin ol. Yakalanmayacaksın.' diyerek kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

''O ses de neydi? Siz de duydunuz mu?'' Odanın içinden gelen kalın erkek sesini duyunca içimden küfürler etmeye başladım. Duymuşlardı tabii ki.

''Rüzgârdır kanka. Hayalet olacak hali yok ya.''

Neyse ki soruyu soran kişi itiraz etmedi ve herkesin arasında değişik muhabbetler dönmeye başladı. ''Çağrı, bugün hava güzel gibi. Basket antrenmanını bahçedeki sahada mı yapsak diyorum?''

Ne? Oha ama. Çok oha! Siktir! Çağrı'nın dersi beden eğitimi miydi şimdi? Bunu nasıl unuturdum? Şimdi gelip dolabını açacak ve içinde beni görecekti. Ne yapacaktım? 'Ha ha ha! Sürpriiiiiiz!' mi diyecektim? Ben ölmüştüm. Bitmiştim. Benim için yolun sonu burasıymış demek ki. Allah'ım ne olur o beni görmeden canımı al. Lütfeeen. Yalvarırım. Bu rezillikle baş edemezdim ben.

Hayalet ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin