20.bölüm

17 2 0
                                    

Derin, Barış'ın odasında söylediklerinin ağırlığıyla odadan çıkarken, ayakları adeta yerden kesilmiş gibiydi. Kalbi hızlı atıyor, her adımında sanki daha da ağırlaşıyordu. Kapıya ulaştığında, elini kapı koluna uzattı ve bir an duraksadı. Gözleri dolmuştu ama kararından emindi. Kapıyı açtığında içeri dolan soğuk hava, yüzüne çarptı derin bir nefes alarak dışarı adımını attı.

Tam o sırada, arkasından gelen aceleci adım sesleriyle irkildi. Daha ne olduğunu anlayamadan Barış onu belinden yakaladı ve hızla kendine doğru çekti. Derin, Barış'ın ani ve kararlı hareketiyle kollarında buldu kendini. Barış, onu sıkıca sararak, başını kendi omzuna yasladı.

Barış'ın sesi, Derin'in kulaklarına fısıldarcasına ulaştı, yumuşak ve kırılgandı.

BARIŞ: Gitme, Bu gece kal yanımda, sadece bu gece..

Barış'ın sözleri, Derin'in içinde bir şeylerin kırılmasına neden oldu. Gözyaşları, artık tutamadığı bir sel gibi yanaklarından süzülmeye başladı. Barış'ın sıcaklığını, onun çaresizliğini ve sevgisini hissediyordu. Ona karşı hala çok şey hissediyordu, onu bırakmak istemiyordu ama buna mecburdu.

Bir süre Barış'ın kollarında, ağlayarak kaldı. Her şey o kadar karmaşıktı ki, düşüncelerini toparlamakta zorlanıyordu. Ancak Barış'ın bu samimi ricasını geri çeviremedi. Başını hafifçe kaldırarak, gözlerindeki yaşlarla ona baktı.

DERİN: Kalacağım..

Barış, bu cevabı duyduğunda derin bir nefes aldı, sanki içinde taşıdığı tüm korkular bir an için dağılmıştı. Derin'i biraz daha kendine çekti, onun varlığını biraz daha hissetmek istedi. Sessizce, birbirlerine sarılarak öylece kaldılar. Zaman durmuş gibiydi, her şeyin ötesinde, o an sadece birbirlerine ihtiyaçları vardı.

Birkaç dakika sonra, Barış yavaşça geri çekildi, gözlerinde minnetle Derin'e baktı. İçinde hala çözülmemiş çok şey vardı ama bu gece, birlikte olmak her şeyden daha önemliydi.

BARIŞ: Hadi içeri girelim üşüdün burada.

Derin, hafifçe başını sallayarak kabul etti. İkisi de biliyordu ki, sabah her şey tekrar zorlaşacaktı ama bu gece, birbirlerine sarılarak biraz olsun huzur bulabileceklerdi. Barış, Derin'in elini nazikçe tutarak, onu tekrar konağın içine götürdü. Kapıyı sessizce kapattılar ve beraberce, biraz olsun huzuru bulmak için içeriye doğru adım attılar.

Barış, Derin'i salona götürdü. Büyük odanın köşesinde duran, uzun zamandır yanmamış şömineye yöneldi. Sessizce birkaç odun parçasını içine yerleştirdi ve kibriti çakıp ateşi yaktı. Şömine hemen cızırdamaya başladı, odanın soğuk havası yavaş yavaş sıcak bir huzura dönüştü.

Barış, alevlerin dansını izlerken, Derin'e dönüp hafif bir gülümsemeyle, "Sana güzel bir kahve yapayım mı?" diye sordu. Derin sadece başını sallayarak onay verdi. Gözleri hala yaşlıydı, ama Barış'ın yanında olmak ona iyi geliyordu. Birkaç dakika içinde, Barış iki fincan kahveyle geri döndü. Kahveleri, şöminenin yanındaki küçük masaya yerleştirip, Derin'in yanına oturdu.

Bir süre sessizce kahvelerini içtiler. Şöminenin çıtırtıları, odadaki tek ses kaynağıydı. Derin, alevlere bakarak düşüncelere daldı. Her yudumda biraz daha sakinleştiğini hissediyordu. Barış ise, Derin'e izliyordu; onu kaybetme korkusu içini kemiriyordu ama yine de bu anı bozmamak için sessiz kalıyordu.

Sonunda Barış, cesaretini toplayarak konuşmaya başladı.

BARIŞ: Derin, sana ne kadar aşık olduğumu biliyorsun, değil mi? Seninle geçirdiğim her an, hayatımın en güzel anı oldu. Ama bilmeni istiyorum ki durum ne olursa olsun seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.

Gönlümün mafyası...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin