6.Bölüm. Yüzleşme

63 53 9
                                    

"Seni burda hiç görmemiştim." dedi az önceki yerine geçip otururken. Arkadaşı burda değildi, yalnız kalmıştık. Ben de koltuğa geçip yanında oturdum, aramızda neredeyse 60 santimlik mesafe koyarak.

"Kendi mekanım dışındaki başka yerlere nadiren uğrarım."

"Kendi mekanın mı var?"

"Evet, ama burası daha büyük galiba." Az önceki gibi rahat bir şekilde oturtup gözlerimi gözlerinden ayırmadan cevaplıyordum sorularını. Mavinin koyu bir tonundaydı gözleri.

"Aslında çok şaşırtdın beni. Böyle bir yere sahip olmak için daha çok küçük gözüküyorsun. Lütfen kusura bakma bu söylediğim için, aksine göründüğünden daha olgun olman çok güzel bir şey bence."

"Öyle mi?" dedim gülümseyerek. O da gülümseyip bana karşılık verdi, ama dudaklarına bakmak gibi bir hata yapmadım kesinlikle, geçeni onun yatağında geçirmek gibi bir fikrim yoktu. Sadece sabah uyandığında hala aklında kalıcak bir iki şey söyleyip gülümsemem yeterliydi.

"Ne söyleyeyim sana, içecek bir şeyler?"

"Alkolsüz herhangi bir şey alırım. Fark etmez ne olduğu." Zaten içmeyeceğim için bir farkı yoktu önüme ne geldiğinin. Kardeşime bilerek mesaj atmamıştım ki, burdan ayrılmak için nedenim olsun beni aradığında.

"Peki seni buralarda ilk kez görme şerefini neye borçluyuz, küçük hanım?" dedi garsona sifarişleri verdikten sonra. Bana birinin "küçük hanım" demesinden tiksiniyorum artık, bir de Dağhan "küçüğüm" diye söylüyordu ya , ağzına bir tane çakasım geliyordu.

"Memnun değil misin yoksa, beni burda gördüğüne?" Klasik verecek cevap bulamıyorsan, soru sor taktiği.

"Çok memnun oldum aksine. Yalnız mısın burda?"

"Hayır, arkadaşımla geldim." diyip fırsatını bulmuşken etrafı taradım Aslıyı bulmak için. Mesele çok uzamadan adamın yanından ayrıla bileyim diye getirmiştim kızı. Selin aramasa bile, o bir şeyler yapacaktı. Başka bir masada bir kızla söhbet etdiyini gördüm, gözlerimiz buluştu bir anlık. Her şeyin yolunda olduğunu göstermek için gülümsedim hafiften ona. Tabi ki, gülümseyerek karşılık falan vermedi, kaba bir kızdı işte.

"Lavaboya gitmişti az önce, beni yerimde bulamayınca da başka masaya geçmiş." dedim masum şekilde, sanki arkadaşımın ihanetine uğramış gibi.

"Benimki de beni bırakıp gitti galiba." Sanki bilerek gönderdiğini bilmiyoruz biz şimdi. "Belki senin yerine de uğrarız bir gün." Kendini davet etdirmeye çalışıyordu. Bu iyi bir şeydi, benden hoşlandığını gösteriyordu.

"Ola bilir. Ne zaman istersen." Bu sırada gelen içeceklerimizi önümüze koydu garson. Onun önündeki baya ağır bir şeye benziyordu. Şaşkınlığıma sebep alkole bu kadar düşkün birine benzememesiydi kendisi, önümdeki kaslı vücudunu düşünürsen devamlı olarak spor yapan birine benziyordu.

"Ne düşünüyorsun?" dedi aramızdaki sessizliyi bozarak önündeki içkiyi bir dikişte içip. Yüzündeki karizmatik ifade bir an bile bozulmamıştı.

"İçkiye düşkün biri olduğunu." dedim dürüstce.

"Sen de araba kullanacağın için içmiyorsun herhalde."

"Ben kendi evimden dışardayken asla içmem."

"Kolay sarhoş olanlardan mısın?" dediğine gülümsedim.

"Bilmem, yarış mı yapsak bir gün? Bana yenildiğindeki yüz ifadeni görmek için sabırsızlanıyorum şimdiden." Cesur kelimelerimin hoşuna gitdiyi belliydi. Yoksa kolay sarhoş olan biri değildim, ama yine de onun karşısında şansım yoktu.

YALANCI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin