9.Bölüm.Nefret.

36 27 1
                                    

"Sarılabilir misin bana?" diye sordum odaya girip ardımızdam kapıyı kapatan adama. Sorarken kendimi garip hissetdirmiştim, çünkü ilk defa bir erkekten böyle bir şey istiyordum. Küçük bir çocukken bile ihtiyaç duymadığım şefkate şu an ihtiyacım vardı.

Soruma sesli olarak cevap vermeyip bir kaç adımda bana yaklaştı. Kollarını belime dolayıp vücudumu kendine yaslayınca kollarımı kaldırıp boynuna sardım. Topuklu ayakkabı giymeme rağmen boyum hala onunkinden kısaydı ayakta dururken. Kafamı omzuna yaslayıp gözlerimi kapadım.

Kendimi duygusal olarak o kadar yıpranmış hissediyordum ki, bir kaç saat önceki sinir küpü halimden eser kalmamıştı. Saçlarımın üzerinde hissettiğim parmaklar hafifçe gezmeye başladı saçlarımın içinde.

"Saçların çok güzel." diye kulağıma fısıldayınca gülümsedim.

"Mmmm, bence onlar da benim gibi yorgun. Gözlerimi yeniden araladım saçlarımın üzerinde hissettiğim dudaklarla.

"Arslan, seninle konuşmalı olduğum şeyler var." diyip ellerimi çözdüm boynundan. O da belimdeki kollarını gevşetince elinden tutup koltuğa doğru çektim onu.

"Dün akşamki karşılaşmamız tesadüf değildi." dedim ikimizde koltuğa oturduktan sonra. Ne baş verdiyini anlayacağını biliyordum zaten, ama bu akşam burda olması artık anladığını gösteriyordu.

Ne kadar çekici bir kadın olsam da, bir gün sonra birinin tüm işini atıp peşime düşeceği kadar olamazdım. Karşımdaki adamın kim olduğunu düşündüğümdeyse, bunu sadece işin içinde ben olduğum için başardığımı düşünmüyordum tabi ki.

Bana "Merhaba" dediyi andan artık anlamıştım, fakat ne kadar, neyi bildiğini öğrenmem gerekiyordu. Bir de en önemlisi akıllılık yaparak kendimi masum biri gibi çıkarmalıydım bu işten.

"Yaptığım şeyin yalnış olduğunu biliyorum, ama senin dikkatini çekmek için ordaydım. Böyle bir şey sadece aklımda vardı, yani çok düşünülmüş, önemli birşey değildi. Hatta telefonuma arama geldiğinde çıkıp gidecektim ordan. Belki sonrasında hiç karşılaşmayacaktık, çünkü ikinci kez böyle birşeyi asla yapmayacaktım. Son anda arkadaşımın içerde olduğunu hatırlayınca geri döndüm. Yani sen orda olmasaydın, gelip benimle konuşmasaydın, arkadaşımı da alıp çıkacaktım."

"Neden dikkatimi çekmek istedin?" Sorduğu soruyla boğazımdakı yumrunu yutkundum.

"Bir kaç gün önce bir adam girdi hayatıma. Ben daha ne olduğunu anlamadan, bu adamın kim olduğunu, benimle ne derdi olduğunu anlamadan kabus gibi çöktü hayatıma. Ondan kurtulmak istedikçe daha çok hayatıma müdahale etmeye başladı." Derin bir nefes aldım

"Bunları şu anda sana anlatma nedenim benim sana olan yakınlığımı yalnış anlamaman. Seni kullanmaya, ya da senden yardım istemeye çalışmadım asla. Ama gözlerimin önünde hayatımdaki adamı öldürdü bu adam. Kendimi çok kötü hissettiğim bir dönemdeydim, ben de bir anlık kararla zarar vermeyeceği biriyle beraber olmak istedim.

Tüm bu söylediklerimden sonra hala benimle olup olmayacağına sen karar vereceksin. Yani ben eğer devam edeceksek bunun oyun olmasını istemiyorum, ya da aramızda sorun olsun istemiyorum daha sonrasında. Zarar görmeni de istemiyorum, bu yüzden senden uzak durmam gerekiyor aslında. Ama ben senden kaçmak, uzaklaşmak yerine anlatmayı seçtim."

"Bilmiyorum." dedi her zaman yüzünde olan iyimser ifadenin tam aksi sert bir ifadeyle." Senin yerinde başka biri olsaydı, bu yaptığını yapsaydı şimdi benimle oturup böyle sakın konuşmasına izin vermezdim herhalde. Ne anlatmak istediğimi anlıyorsun, değil mi, Melek?"

"Evet." dedim sadece. Kastettiği şey şu an yerimde başka biri olsa, karşında böyle sakın oturmak bir yana kalsın, canını bile yakmaktan çekinmeyeceğiydi.

YALANCI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin