12.Bölüm.Tarçınlı kurabiye.

208 141 63
                                    

Ne zaman artık büyüdüğümüzü anlarız?

Bir gün bir rüyadan uyanırız ve her gün şaşırdığımız şeyler artık normal gelmeye başlar. Ama asıl iyi insanların bile ikiyüzlü olduğunu anladığımızda büyürüz. Canları yandığı halde gülüyorlar çünkü, bu ikiyüzlülük değil mi?

Başkalarından birşeyler beklemeyi bıraktığımız zaman büyürüz. İşte o gün gerçek kendimizi buluruz, hayatdaki amacımızı anlarız. Bir gün tüm masallar biter, gerçekler başlar. Bizi mutlu eden küçük şeyler bile anlamını itirir, basitleşir.

Tüm bunlar sadece bir gecenin sabahında olur. Bir gecede değişir tüm sabahlar. Bir gecede ölür çocukluk. Bir gecede biter tüm masallar, tüm hayaller, tüm mutluluklar. Gerçek gülüşler, gerçek hevesler ölür bir gecede.

Masumluğumuzu öldürürler, ruhumuzu parçalarlar ve asla o gecenin sabahında eskisi gibi olmayız. Kim olduğumuzu buluruz böylece asla gerçekleşmeyecek hayelleri kurmayı bıraktığımızda.

Ben de herkes gibi büyüdüm bir gecenin sabahında. Ama benimki farklıydı, çünkü benim ruhum zaten paramparçaydı. Ben hiç çocuk olmamıştım ki, ben hiç masum olmamıştım ki.

Benim hayatla savaşım sadece o gün başlamamamıştı, ben doğduğum günden beri bir savaştaydım. Bu yüzden bir çocuk nasıl hisseder, nelerden mutlu olur diye sorsalar, cevaplayamam.

Bilmem ben çocuk nasıl olunur, ben hayatımın hiçbir anında çocuk gibi hissetmedim çünkü. Ben hiç masum olmadım mesela, ben hiç hayal kurmadım, ben hiç mutlu olmadım.

Hayatımın dönüm noktası olan o geceden önce de içimde bir çocuğun ruhu yoktu. Benim ruhum hep kirliydi. Hayatdaki kimliyimi bulduğum o gecenin sabahında da benliğimi kabul edip ruhumu dinledim.

Her çocuk bir meleyin masumluğunu, temizliyi ile doğar. Ama ben şeytan olarak doğdum, masum değildim, temiz değildim. Bu yüzden ruhumu nefretle besledim, sevgi benim için göstermelik yalanlardan başka birşey olmadı hiçbir zaman.

Vücudumu insanların en çirkin arzularının, kirli düşüncelerinin altına atdım. Her defasında ruhumu besledim kinle, çünkü ben buydum, ben kötüydüm. Bu kendime seçdiğim bir sıfat değildi, bu benim gerçek benliğimdi, gerçek kimliyimdi.

Siyah saçları alnına dağılmış şekilde sırtüstü yatan adamı izliyordum o uyuduğundan beri, saatlerce. Hiç uyumamıştım tüm gece, onu izlemek uyumaktan daha çekiciydi çünkü.

Herşeyde kötüydü, öpüşmeyi bile beceremiyordu. Muhtemelen öptüğü ilk kadındım, ya da yıllardır biriyle beraber olmamıştı. Bana zorla sahip olmaya çalıştığı için değildi ondan kaçmam, aksine iyrenç ruhumun hoşuna bile giderdi bu yaptığı.

Ama sarhoştu, kendinde değildi. Ben birlikte olduğum kişinin beni tamamen hissetmesini isterdim. Sarhoş biriyle beraber olmazdım o yüzden, kendim de sarhoş olmazdım biriyle birlikte olacaksam.

Aptal adam, benim mekanımda yangın çıkarmıştı beni yakmak için. Ama karşılığında benim bir yangın çıkarmaya ihtiyacım yoktu. Çünkü yangın bendim, benim yanğınım onu yakıyordu zaten.

Eğer bir gün birlikte olursak, tüm varlığımı hissetmesini ve asla o anları unutmamasını isterdim. Oysa ki, dün yaptığı herşey için pişman olacaktı uyandığında. Bana dokunmayarak göstermek istediği şey kendi vücudumu bir nebze olsun değerli görmemdi çünkü. Bana gerçekten sevilebileceğimi göstermeye çabalıyordu, ama yine sadece bir gecede kendine verdiği sözü çiğnemişti.

Ve yine bir gecenin sabahıydı. Yine birşeyler değişmişti, asla geriye alamayacağımız şeyler olmuştu yine bir gece. Hayalkırıklığına uğrama nedenim buydu, çünkü bir kaç gün önce hayatıma giren adamla içime kendimden bile gizlediğim küçük bir umut dolmuştu.

YALANCI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin