7.Bölüm.İlk dokunuş.

62 47 4
                                    

(Dağhan)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Dağhan)



Arabamın farlarının ışığında göre bildiğim kadarıyla kahverengi devasa kapının önüne geldiğimde konumu bir kez daha yeniden kontrol etdim. Resmen dağ başında yaşıyordu adam, ev seçme tercihi bile "ben insanlardan nefret ediyorum" diye bağırıyordu.Bir de yol boyunca navigasyonun beni sinir etmesi ayrı bir konuydu, galiba hiç bir zaman araba kullanırken navigasyonla yön bulmayı doğru düzgün beceremeyecektim.

Arabadan inmeye üşendiyim için kornaya bastım bir kaç defa kapının açılması için. Geleceğimi biliyordu, ben de bir kaç dakika bekledim böyle. Zaten gergin olan sinirlerimi kendine getirmek için yeniden kornaya bastım 20-30 saniye durmadan. Bu adamı şu an gebertmemek için biri bana neden söylesin, bir tek takıntılı sapık eksikti zaten hayatımda.

Sonunda çikolata renkli kapı açılınca yeniden gaza basıp bahçeye çektim arabayı. Yanımdaki koltuğa atdığım telefonumu alıp montunun cebine koydum. Arabanın anahtarlarını da alıp indim arabadan. Kilitledikten sonra hiç zaman kaybetmeden kapının ziline bastım.

Zaman yavaş akmıyordu aslında, aksine belki de o kadar hızlıydı ki, yola çıktığım zamandan şimdiye kadar olan zaman aralığının nasıl geçtiğini anlamamıştım. Çocukken yaşadığımız evden uzaklaşıp yeni bir yere gidince, ya da evden başka bir yerde uyanınca içimizde olan garip bir his vardır ya, öyle hissediyordum işte. Şu an kendimi savunmasız hissetmemdi belki de, kendimi çocuk gibi görmemin nedeni.

Ne kadar olduğunu asla anlamadığım bir süre sonra kapı açıldı, koyu yeşil renkli kazağını gördüm ilk başta. Kafamı kaldırıp gözlerine bakınca aynı anda yutkundum boğazımdakı yumrunu. Bir tek onu her gördüğümde yaşadığım şey neyse onu aşa bilseydim herşey çok kolay olacaktı.

"Sonunda gelebildin." Aşırı kalın ve kulak çınlatan sesiyle söylediği şeye kaşlarımı çatdım.

"Benimle konuşmak istiyorsan, bana gelmek gerekiyor, gerizekalı." Diye bağırdım.

Yüzünde mimik bile oynamamışti. "Geç içeri."

Gözlerimi ondan ayırmayıp içeri geçince kapıyı kendim kapatdım sertçe vurarak. Evde yankılanmıştı kapının sesi, sinirlenme ihtimali umrumda bile değildi. Gerçi sinirlenince nasıl biri olduğunu bilmiyordum, hep aynı yüz ifadesiyle bana baktığı için.

"Evimde ne işin vardı. Kardeşime nasıl yaklaşırsın, hayvan herif." diye yeniden bağırarak konuştum, ama beni umursamadan odanın içine doğru yürüdü. Tek kişilik koltuğa oturduğunu görünce ben de ardından gidip diğer koltuğa oturdum. Koltuğun kirlenmesini umursamadan ayakkabıyla olan ayaklarımı kaldırıp koltuğa koydum, dizlerimi kendime çekerek kollarım sayesinde önümde bağladım bacaklarımı.

"Sana soru sordum." dedim beni boş boş izleyen adama.

"Emin olmam gerekiyordu, rol yapmadığından."

YALANCI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin