25. hakikât.

247 33 245
                                    

Selamlar!

Arayı açtığım için hepinizden çok özür dilerim. Lakin maalesef, anca yetişiyorum 🩶

Kusuruma bakmayın ne olur.. 🩶 Umarım beklettigime değer.

Bu arada, bu kadar yoğunluğun arasında ani bir kararla, bir kitap daha yayınladım.

Bir One Shot kitabı. Fikirleriniz varsa benimle paylaşmaktan nolur çekinmeyin 🩶

Okumak isterseniz ↓

https://www.wattpad.com/story/377702818?utm_source=android&utm_medium=link&utm_content=share_writing&wp_page=create&wp_uname=capelli_

İyi okumalar!

*

Cüneyd'in seslenişi ile Lokman ve Sadi odaya doğru yürümeye başladılar.

Cüneyd arkasını döndü, Zeynep'e baktı. Hâlâ yanakları pembeydi. Yarım ağız güldü. Zeynep'e doğru ilerledi ve onu belinden tutarak yatağına oturttu.

"Bu sabah bana sordun ya.. 6 aydır neredeydin diye." dedi Cüneyd Zeynep'in yatağının yanındaki sandalyeye oturup.

"Evet?" diye mırıldandı Zeynep.

Cüneyd Zeynep'in elini sıkıca tuttu. "Sanırım hakikâti öğrendim.."

"Nasıl- gerçekten mi?" dedi Zeynep gözleri parlayarak. Hakikâti öğrenmek, Cüneyd'e yine itimat edebilmek demekti zira.

"Evet.." dedi Cüneyd başını sallayarak.

O esnada, Lokman ile Sadi kapıda göründüler. Lokman kapıyı çaldı. "Zeynep kızım, müsaade var mı?"

"Var. Buyrun?" dedi Zeynep kaşlarını hafifçe çatarak. Cüneyd'e dönüp baktı, adamı tanıyor gibiydi, yüzünde hafif bir tebessüm ile bir adama bir de Zeynep'e bakıyordu. O vakit kimdi bu adam?

Lokman, Zeynep'in sorgulayıcı bakışlarını gördüğünde, gülümsedi. "Zeynep kızım, ben Lokman. Cüneyd'in dayısıyım."

"Öyle mi? Ben, bilmiyordum. Şey- hoş geldiniz." dedi Zeynep afallayarak. Çabucak kendini toparlayıp gülümsedi. Cüneyd'e döndü. "Bir dayın olduğunu neden bana söylemedin?"

"Ben de bilmiyordum çünkü."

"Ne demek bilmiyordum?" dedi Zeynep kaşlarını çatarak.

Cüneyd tam konuşacaktı ki, Lokman araya girdi. "Bazıları, Gülayşe'nin vefatından sonra yeğenimi görmeme mâni oldular. Ondan dolayı, Cüneyd hatırlamıyor beni."

"Yahu Lokman!" diyerek sitem etti Sadi. Odaya girdiğinden beri ilk kez konuşmuş, diğerleri ilk kez ona bakmışlardı.

"Hoca Efendi!" dedi Cüneyd sert bir sesle. "Daha fazla mâni olma. Hakka giriyorsun."

"Cüneyd ben senin iyiliğin içi-"

"Ne benim iyiliğim için? Bir dayım olduğunu benden saklamak mı iyilik? Yahut annemin ölümünü hâlâ gizlemek mi iyilik?"

"Ben-"

"Ya hakikâti anlat ya da dışarı çık Efendi." dedi Cüneyd yumruklarını sıkarak.

Her şeye rağmen, yıllarca onu büyüten adamı tamamen hayatından silmek istemiyordu Cüneyd. Amcasıydı nihayetinde.

Bu yüzden sadece anlat, diyordu. Anlatırsa anlarım sebebini, daha fazla kızmam ona, diye düşünüyordu içten içe.

Münzevi | Cüneyd Güneş | CünZeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin