Selamlar!
Sizlere bayram bitmeden bir bayram hediyesi daha atmış olabilmek adına, son iki üç gündür tüm işi gücü bıraktım durmadan yazıyorum. Tekrardan iyi bayramlar herkese 💙
Ve beklediğinize değdiğini de umuyorum.
İyi okumalar! Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Cüneyd dergâhtaki sohbetini bitireli sadece dakikalar olmuştu. Bu sohbetinde, faninin faniye gösterdiği yardımı, fani olmayana da göstermek gerektiğini anlatmıştı.
Bizden olana yardım ettiğimiz gibi, bizden olmayana da yardım edebilmeliyiz, diyordu Cüneyd. Bir olma, aralarındaki ayrımları kaldırma mesajı veriyordu aslında. Faniler bunu anlamışlardı.
Öyle görünüyordu ki, yeni Mürşidlerinin sözlerine gerçekten kıymet veriyorlardı.
Bu durum Cüneyd'in gururunu okşuyor, kendini o makama layık hissetmesini sağlıyordu.
Cüneyd tüm bu sohbeti yaparken, hem babası Vahit hem de refikası Zeynep onu gururla izliyorlardı. İkisinin de gururlu bakışları Cüneyd'e kendisini değerli hissettiriyordu.
Şimdi neredeyse herkes dağılmış, Zeynep ile Cüneyd birlikte son kalan fanileri uğurluyorlardı.
"Selametle." dedi Cüneyd tekkeden ayrılan son faniye de.
Zeynep ile yalnız kaldıklarında, "Sohbet.." dedi Cüneyd. "Sohbeti nasıl buldun?"
"Çok iyiydin Cüneyd." dedi Zeynep gülümseyerek. "Söylediğin her kelime öyle değerliydi ki... Hem ayrıca ikindi namazını Eyüpsultan'da kılmak güzel bir karar."
"Gerçekten mi?" diye sordu Cüneyd. "Gerçekten beğendin mi?"
Cüneyd övgü almayı, özellikle de sevdiklerinden övgü almayı seviyordu. Ve tabii Zeynep'ten övgü almayı ayrı seviyordu.
"Beğenmez olur muyum? Beğendim elbet." dedi Zeynep gülümseyerek.
Ardından etrafına baktı Zeynep, kimsenin olmadığını gördüğünde ise kısık bir sesle "Kızların okuması gerektiğini ne zaman anlatacaksın?" diye sordu.
"Tasalanma." dedi Cüneyd. "İnsanların bana alışmaları için bekliyorum sadece. Beni benimsediklerinde, doğruyu anlatacağım."
Zeynep başını salladı. "En doğru zamanda bu kararı vereceğini biliyorum."
Kısa süreli bir sessizliğin ardından Cüneyd, "Haydi Zeynep Hanım. Evimize gidelim." dedi.
"Gidelim Cüneyd Efendi." dedi Zeynep hafifçe gülümseyerek.
İkili beraber yürümeye başlamışlardı ki, arkalarından bir ses geldi. "Mürşid Hazretleri!"
Ses Vahit'e aitti. Başta Cüneyd ardında Zeynep arkalarını dönerek Vahit'e baktılar.
"Efendim baba." dedi Cüneyd. Başlarda ona baba demek Cüneyd'e tuhaf geliyordu aslında. Lâkin bugün babasının onu gururla izlemesinin ardından, kalbinin babasına karşı ısındığını hissediyordu Cüneyd.
"Çok güzel bir sohbetti." dedi Vahit gülümseyerek.
Zeynep, Vahit'in önceki karşılaşmalarında olduğu gibi ürkütücü bakmadığını fark etmişti. Tuhaftı lâkin şimdi samimi görünüyordu.
Cüneyd babasına gülümsedi, elini kalbine koydu. Birkaç saniye duraksamanın ardından ise, "Rahat ediyor musun?" diye sordu.
"Sağ olsunlar iyi ilgileniyorlar. Rahatım yerinde Mürşid Hazretleri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münzevi | Cüneyd Güneş | CünZey
FanfictionMünzevi'de, Cüneyd ile Zeynep'in hikâyesini, Kızıl Goncalar'ın 18. bölümünden itibaren, olmasını istediğim şekilde yazıyorum.