Selam! Sınav haftamdan dolayı diğer bölümlere kıyasla daha uzun bir arayla geldi bu bölüm. Bunun için hepinizden özür dilerim 🩶
Ama açıkçası bu bölüm ile ilgili beklentilerim oldukça yüksek. Beğeneceğinizi ve de beklediğinize değeceğini umuyorum. Umarım beğenirsiniz! İyi okumalar 🩶🪐
bölüm şarkısı: gamzedeyim deva bulmam
Cüneyd Güneş, gencecik yaşında onlarca kez krizlere girmiş, birçok travma yaşamış bir insandı aslında. Acının ne olduğunu belki de en iyi o biliyordu.
Fakat tüm bu acılarının ardında, hayatında ilk defa bu kadar korkuyor, ilk defa bu kadar kötü hissediyordu Cüneyd.
Öyle ki şimdi, önceki acılarının hiçbirinin acı sayılamayacağını düşünüyordu.
Zeynep'i bulmak zorunda olmasa şu anda olduğu yerde saatlerce
ağlayabilecek kadar kötü hissediyordu kendini."Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni
Ben yanaram dün ü günü,
Bana seni gerek seni"Yunus'un sözleri şimdi daha da anlam kazanıyordu Cüneyd'de. Cüneyd'e Zeynep gerekti.
Cüneyd saatlerdir Zeynep'in gitmiş olabileceği yerleri arıyordu tek tek. Evlerinin yakınındaki parka gitmişti mesela, birkaç akşam beraber gitmişlerdi oraya, aklına ilk gelen yer orası olmuştu Cüneyd'in.
Sonra Zeynep'in salıncakta sallandığı o ormana gitmişti. İkisinin de ruhlarının huzurla dolduğu o yerde bulmayı ummuştu Zeynep'ini. Lakin Zeynep orada da yoktu.
Saat ilerliyor, hava kararıyordu. Hava karardıkça Cüneyd'in ruhu da kararıyordu sanki. İçindeki ümit gittikçe azalıyor, karamsarlığa gömülüyordu.
Yürürken elinde Zeynep'in dizdiği tespih ile durmadan zikir çekiyor, Allah'tan yardım diliyordu.
Yolda gördüğü küçük bir erkek çocuğunu durdurdu Cüneyd. "Selamün aleyküm delikanlı."
Çocuk gülümsedi. "Aleyküm selam Cüneyd Efendi."
Cüneyd oldukça kötü hissetmesine rağmen gülümsedi. "Sen nereden tanıyorsun bakalım beni?"
Çocuk kıkırdadı. "Sizi kim tanımaz Cüneyd Efendi. Hem ben babamla sohbetinize gelmiştim. Oradan tanıyorum sizi."
Cüneyd güldü. "O vakit sana bir sualim olacak delikanlı. Benim refikamı da tanıyorsundur, Zeynep."
"Tanıyorum tabii! Hatta ablamın öğretmeniymiş Zeynep Hanımanne."
Cüneyd'in dolu gözlerinden bir damla yaş süzüldü Zeynep'in ismini duymasıyla. Cüneyd, çocuk fark etmeden hızlıca gözyaşını sildi ve konuştu. "Onu hiç gördün mü bugün?"
Çocuk birkaç saniye düşündü. Başını iki yana salladı. "Görmedim.."
Cüneyd başını salladı. "Allah razı olsun. Allah'a emanet ol."
"Siz de Allah'a emanet olun Cüneyd Efendi!" dedi çocuk ve Cüneyd oradan ayrıldı, yürümeye devam etti.
Birkaç dakika daha etrafı arayarak yürüdükten sonra cebinden nokia telefonunu çıkardı Cüneyd, en üst sırada olan Arif'i aradı. İlk çalışta telefonu açtı Arif.
"Buyrun Mürşid Hazretleri." dedi Arif hızlıca. Arif, Meryem Hanım'ın yanındaydı anlaşılan arkadan kadının ağlama sesleri geliyordu.
"Bir- bir haber var mı Arif?" diye sordu Cüneyd titreyen sesini gizleyemeyerek.
"Maalesef Mürşid Hazretleri.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münzevi | Cüneyd Güneş | CünZey
FanficMünzevi'de, Cüneyd ile Zeynep'in hikâyesini, Kızıl Goncalar'ın 18. bölümünden itibaren, olmasını istediğim şekilde yazıyorum.