bölüm|2

404 55 47
                                    

Sabah diş tedavim vardı, anesteziden kafam mal gibi ama yazmak istedim beklersiniz diye.. Minnoş ellerinizle birazcık yorum bırakmayı unutmayın hepinizi seviyorum.
.
.
.
Günlerdir süren hazırlık yetmezmiş gibi birde uykusunun en güzel yerinde uyandırılmıştı Felix, söylene söylene kalkıp kapalı gözleriyle banyoya ilerledi ve elini yüzünü yıkayıp geri döndü.

"Felix, hadi oğlum oyalanma"

"Ben niye gidiyorum almaya ya, jisung gitsin. Uykumun en güzel yerinde uyandırıyorsun birde"

"Söylenme Felix jisung evde değil, babanı mı uyandırsaydım. Neyse al şu anahtarları hadi geç kalma, inmek üzeredir"

"Anladık, gidiyorum işte"

Annesinin elindeki anahtarları alarak kapıya yöneldi Felix bir kaç dakika sonra da arabaya binip yola çıkmıştı.

"Şansa bak amk, başkalarının keyfi için uykumuzdan oluyoruz. Ne değerli piçmiş atla taksiye gel, gereksiz döl israfı götüne koyduğum"

Bu güne kadar bir kez bile görmediği adam hakkında atıp tutarken içindeki kıskançlığa da engel olamıyordu, onun yerinde kendisi olabilirdi değil mi?

"Gitmiyorum işte kendi gelsin sikik!"

Yolunu değiştirip Chan'ın evine doğru sürmeye başladı, eğer neden gitmediğini sorarlarsa bir bahane uydururdu elbet Felix için çokta zor değildi bu. Olmadı arabanın tekerliğine soktuğu bıçak bile işini hallede bilirdi.

Bir süre sonra Chan'ın evine geldiğinde kapıyı çalma gereği duymadan şifreyi girerek direk yatak odasına yöneldi. Uykusu vardı ve şu an bundan daha önemli bir şey yoktu onun için. Uyuyan adamın yanına yaklaşıp yorganı kaldırarak yavaşça altına girdi, bedenini sıcak tene yaklaştırırken gözleri çoktan kapanmıştı. Kim ne yaparsa yapsındı umrunda değildi.

Kollarındaki çocuğun saçlarına küçük bir öpücük bırakırken gözlerini araları Chan, Felix'in ne zaman geldiğini bilmiyordu ama önemli olan şu an yatağında olmasıydı. Ona aşık değildi elbette, sadece çıkarları için kullanıyordu. Yine de Felix'in sadece kendine ait kalabileceğine inansa sevgili olmayı deneye bilirdi. Gerçi kendi de sadık kalıp kalamayacağı konusunda emin değildi. Melek gibi uyuyan güzel kokulu çocuğu defalarca kez öpüp yataktan kalkarak banyoya adımladı, suyun altına girer girmez de banyonun kapısı tekrar açılmıştı.

Felix Chan'ın yanına adımlayıp kapalı gözleriyle kollarının arasına girdi ve sarılıp göğsüne bir öpücük bıraktı.

"Nerede benim arsız çocuğum, çok bebeksin bu sabah"

"Gece uykumu böldüler bu yüzden kendime gelemiyorum"

"Neden uyandırmışlar benim güzel bebeğimi?"

"Bay Hwang'ın oğlu Seul'e dönüyor ya gidip onu havaalanından almam için uyandırdılar"

"Peki sen ne yaptın?"

"Buraya geldim, taksiye falan binip gitmiştir heralde evine"

Chan sesli bir kahkaha atıp sımsıkı sarıldı kollarındaki çocuğa, yaptığı bu şey hoşuna gitmişti.

"Afferin sana, gerçekten akıllı bir çocuksun"

"Hımm, akıllı çocuklar güzel hediyeleri hak eder değil mi nerede benim telefonum?"

"Yatak odasındaki komidinin üzerindeydi görmedin mi?"

"Ciddi misin?!"

"Evet, git bak hadi"

Felix kocaman açılan gözleriyle Chan'ın dudaklarına hızlı bir öpücük bırakıp koşar adımlarla yatak odasına geldi. Bakışları saniyeler içinde komidinin üzerindeki kutuyla buluşurken heyecanlı bir şekilde yaklaşıp kutunun içindeki telefonu eline aldı.

Beni kucağına alsana||HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin