Eve geldiğinde saat fazlasıyla geç olduğu için ortalıkta kimse yoktu, bu saatte herkes en derin uykusunda olmalıydı. Odasına doğru yürümeye devam ederken birden vazgeçip adamlarını kardeşinin odasına yöneltti. Birine ihtiyacı vardı, böyle sorgusuz sualsiz kollarının arasına alacak, geçecek diye teselli edecek birine. Elbette ki onu karşılıksız sevebilecek tek kişi kardeşiydi her ne kadar kardeş olmayı başaramamış olsalar bile...
Kapıyı açıp odaya adımladı ve tekrar yavaşça kapatıp uyuyan kardeşinin yanına gelip örtüyü kaldırarak altına girdi, Hyunjin'in yanında çıktığından beri ağlamaya devam ediyordu. Yaşadıkları öyle ağır geliyordu ki kendini tutmak için elinden geleni yapsa da göz yaşları kendiliğinden süzülüp gidiyordu.
"Gidip kendi odanda ağla, uykumu bölüyorsun"
"Gitmeyeceğim"
"Sessiz ol ozaman"
"Ölmek istiyorum.."
"Bunu kendi odanda yap, başımı belaya sokma"
"Sarılalım mı..?"
Jisung kapalı olan gözlerini açıp bir süre bekledikten sonra arkasına döndü ve sessiz sessiz ağlayan kardeşiyle yüz yüze geldi.
"Canım yok yanıyor, dayanamıyorum.."
Kardeşinin ağlayarak söylediği sözler kalbini acıtırken gözlerinin dolmasına engel olamadı jisung, neyseki oda karanlık olduğu için görünmüyordu.
"Ne oldu yine?"
"Benimle sevgili olmayı bırak altına yatmaya bile layık değilmişim, öyle söyledi"
"Piçe bak, kendini bir halt zannediyor anlaşılan!"
"Öyle aşşağıladı ki beni, çok utanıyorum. Keşke içimde tutsaydım keşke söylemeseydim"
"Utanması gereken o, sen neden kendini üzüp ağlıyorsun?"
"Çok seviyorum onu, nasıl vazgeçeceğim..?"
"Hiç bir şey olmamış gibi yaşamayı dene, eski sikik haline geri dön"
"İki dakika insan olamıyorsun değil mi?"
"Hepsini senden öğrendim, uyuyacağım sus artık"
Jisung gözlerini kapattığında Felix yine kardeşine yaklaşarak kollarının arasına girip gözlerini kapattı, şu an asla unutamayacağını düşündüğü aşkın sabah uyandığında kalbinden yok olup gitmesini diledi fakat öyle olmayacağını biliyordu..
.
"Felix uyan, bay Hwang kahvaltı yapıyor beş dakikaya çıkar"
Acıyan gözlerini zorla aralayıp tepesinde dikilen kardeşine baktı Felix, yataktan kalkacak hali yoktu.
"jisung, bugün sen götür ne olur. Kalkacak halim yok, hasta hissediyorum"
"Numara mı yapıyorsun yine?"
"Hayır değil, gerçekten halim yok"
jisung elini uzatıp kardeşinin alnına koyarak ateşi olup olmadığına baktı, Felix gerçekten sıcaktı.
"Tamam sen dinlen, ben bırakırım"
Odadan çıkıp tekrar alt kata indi jisung, kahvaltı masasına baktığında Hyunjin'i görememiş koşar adımlarla bahçeye arabanın yanına çıkmıştı, Hyunjin yine arabanın yanında kapısının açılmasını bekliyordu. jisung arabaya yaklaşıp kapısını açtığında Hyunjin çattığı kaşlarıyla jisung'un yüzüne baktı.
"Şoförüm nerede?" Dediğinde jisung da aynı Hyunjin gibi kaşlarını çatıp dişlerini sıktı, bu adam gerçekten şerefsizin önde gideniydi. İçinde azıcık insanlık olmasa hakettiğini bulmuş diyecekti kardeşi için ama onun dün geceki halini hatırlayınca üzülmeden edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni kucağına alsana||Hyunlix
FanfictionYaşadığı hayattan kurtulmanın tek yolu çalıştığı evin Küçük bey'ini yoldan çıkartıp kalbine girmekti ve bunun farkında olan Felix hırslarının kurbanı olup tüm kozlarını oynayacaktı..