Alışveriş merkezinde Hyunjin'in arkasından ilerlerken aklından geçen düşüncelerin her biri fazlasıyla sinir bozucu olan bu adamı sikmekten ibaret olsa da kuzu kuzu yürümekten başka bir şey gelmiyordu elinden, ve yüzünü göremese de önden yürüyen adam onun her bir düşüncesini tahmin ederek keyifli bir şekilde sırıtıyordu.
Hyunjin sonunda bir mağazaya adımladığında Felix'te bıkkın bir şekilde peşinden ilerledi fakat alışveriş yapmayı sevdiği için Hyunjin'i siktir edip çoktan kendi için bir şeyler bakmaya başlamıştı bile, gerçi gördüğü her fiyat etiketinde gözleri biraz daha büyüyordu ve küfürler ederek geri bırakıyordu. Eline aldığı tişörte büyük bir beğeniyle bakarken üzgün bir nefes verip yerine bırakıyordu ki yanına adımlayan adamın tişörtü almasıyla kaşları çatıldı.
"Bunu beğendim, kendim için alacağım"
Hyunjin Felix'e sinir bozucu o ifadeyle kısa bir bakış atıp yanından ayrılırken Felix sinirden dolan gözlerini saklamak için derin bir nefes aldı ve cebindeki telefon'u çıkartıp Chan'ı arayarak kulağına götürdü.
"Hey geliyor musun?"
Hyunjin'in sesiyle Chan'a hızlıca bir kaç kelime söyleyip telefonu kapatarak mağazadan çıkan adamın yanına adımladı Felix, Hyunjin elindeki poşetleri Felix'in gözlerine bakarak uzatırken Felix sakin kalmaya çalışarak poşetleri alıp ilerlemeye başladı, olay çıkartıp uğraşmak istemiyordu.
Aradan bir kaç saat geçerken Felix elindeki poşetler yüzünden zorla yürüyor Hyunjin ise inatla daha fazlasını alıyordu, adamda bok gibi para vardı tabi bir ev alacak kadar para harcamıştı.
"Şimdilik bu kadar yeterli, karnım acıktı gidip bir şeyler yiyelim"
Sonunda rahat bir nefes vermiş karnı fazlasıyla acıktığı için içten içe mutlu olmuştu Felix, alışveriş merkezinde bir yere oturarak verdikleri siparişleri beklemeye başladılar.
Felix canının sıkıntısından cebindeki telefonu çıkartıp oynamaya başlarken Hyunjin çocuğun elinde tuttuğu kendi telefonuyla aynı olan markayla şaşırdı, onun gibi birinin bu telefonu alabilmesi mümkün değildi çünkü.
"Başka bir yerde de çalışıyor musun?"
"Hayır" Dedi Felix, bakışları telefonunda oynadığı oyundaydı.
"Elindeki telefonu alabilmen için-" dediğinde Felix çatık kaşlarla Hyunjin'in yüzüne baktı, adamın ezikleme mesaisi başlamıştı yine.
"Eee, devamını getir"
"Fazla pahalı bir telefon ve alabilmen için ya bir kaç işte birden çalışman gerekiyor ya da-"
"Ne! Bu telefon sevgilimin hediyesi, ayrıca neyi nasıl aldığım seni ilgilendirmez"
"Sevgilin çok zengin anlaşılan"
Felix Hyunjin'in bu cümlesiyle istemsizce sırıtırken sessiz kalıp tekrar oyununa döndü, Chan Hyunjin'in kuzeniydi ve bu detay aklına gelince baya komiğine gitmişti.
"Komik olan ne?"
"Biraz sessiz ol, aklımı karıştırıyorsun oyun oynuyorum burada"
Umursamaz bir şekilde konuşup karşısındaki adamın yüzüne bakmazken elinden çekilen telefonla sinirli bakışları sonunda adamın gözlerini bulmuştu.
"Ver şunu yoksa-"
"Yoksa ne, mesai saatlerinde telefonla oynayamazsın"
"Aptal mısın ya, ver şu telefonumu!"
Felix yerinden kalktığında Hyunjin de ayağa kalkıp telefonu ceketinin içindeki cebe koydu.
"İstiyorsan alabilirsin" Diyerek sırıttı Hyunjin, Felix'in yüzündeki ağlamaklı ifade görülmeye değerdi gözleri bile dolmuştu. Felix ne yapacağını bilemezken tam elini uzatıyordu ki arkadan gelen bedeni gördüğünde ağlayarak yanına ilerleyip boynuna sarıldı. Hyunjin çocuğun sarıldığı kişiyi gördüğünde fazlasıyla şaşırırken Chan Felix'i kendinden ayırıp yüzüne baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni kucağına alsana||Hyunlix
FanfictionYaşadığı hayattan kurtulmanın tek yolu çalıştığı evin Küçük bey'ini yoldan çıkartıp kalbine girmekti ve bunun farkında olan Felix hırslarının kurbanı olup tüm kozlarını oynayacaktı..