Jisung kolundan tuttuğu Jeongin'i sürüklerken ne olduğunu anlayamayan omega ayak uydurmaya çalışıyordu. Saraya geleli sadece yarım saat olmuştu ama gelir gelmez selamlaşma faslından sonra Jisung tarafından esir alınmıştı.
"Hyung ne oluyor?"
"Çok saçma şeyler oluyor." Kısık sesiyle kurduğu cümle Jeongin'in oflamasına sebep olsa da umursamadan ikisini Seungmin'in odasına sokmuştu. Seungmin bitki toplamaya çıktığı için odasında değildi.
Kolundaki baskı azaldığında karamel saçlı omega iki elini beline yaslamış, ne olduğunu anlayamadığı için kaşlarını çatmıştı.
"Anlatacak mısın artık?"Jisung sızlamaya devam eden mühür yerini ovuştururken suratını buruşturdu. "Minho sakin ol artık ya."
Jeongin onun suratına bıkmışlıkla bakarken derin bir nefes verdi. "Kyungjin'i gördün değil mi? Minho'nun kuzeni."
Hatırladığı keskin bakışlarla Jeongin'in içi titrerken kafasını hızlı hızlı aşağı yukarı sallayarak onaylamıştı. "Gülümsese bile insanı ürperten alfadan bahsediyorsan, evet."
"Hah işte, geldiğinden beri bakışlarını üzerimden çekmedi ve Minho çok gergin. Onun siniri bana da yansıyor. Ağzımı açamadım misafirler geldiğinden beri. Sürekli mührüm sızlıyor, midem bulanmaya başladı artık. Normal mi bu?"
Jisung'un gerçekten sıkıntıda olduğunu gerginliğine ve kızarmış yüzüne bakınca fark etmişti Jeongin. Kendisi de neyin ne olduğunu bilmediği için yardımcı olabileceği bir konu değildi ama canının yanıyor olması onu da telaşa düşürmüştü.
"Bilmiyorum hyung, birisine soramaz mıyız? Belki Felix hyung ya da Seungmin hyung biliyordur sorunun ne olduğunu."
Jisung sıkıntılı bir nefes daha verdikten sonra Seungmin'in odasındaki sandalyelerden birisine oturmuştu. Tam o sırada kapı açılmış, Seungmin ona ihtiyaç olduğunu anlamış gibi elinde topladığı bitkileri koyduğu bez çantasıyla içeri girmişti. Şaşkın bakışları iki omega arkadaşını bulduğunda duraksadı.
"Jisung? Jeongin? Bir şey mi oldu?"
"Hyung tam zamanında geldin. Jisung hyung pek iyi değil."
Jisung durumu Seungmin'e de açıkladığında beta anladığını belirtir şekilde kafasını sallamıştı. "Daha mührün çok yeni olduğu için eşinin yoğun duyguları canını yakabilir. Minho hyung Kyungjin'i hiç sevmez, gerçi kimsenin sevdiğini görmedim ya neyse. Seninle yakın olma düşüncesi muhtemelen sinirini bozmuştur ama böyle olmaz. Duygularını kontrol altında tutması lazım, bünyene ağır gelebilir. Konuşmamı ister misin?"
"Ben hallederim, teşekkür ederim Seungmin."
Seungmin mühür yerine ağrısını alması için hafif mentollü bir krem sürmüş, daha sonrasında üçü birlikte odadan çıkıp misafirlerin ağırlandığı salona ilerlemişlerdi.
Jeongin'in ailesi Yang amcanın rahatsızlanması yüzünden dahil olamasa da Jeongin arkadaşını yalnız bırakmamak için gelmişti. Herkes büyük salonda otururken onlar dışında Komutan Bang ve Komutan Seo eksikti sadece. Jisung yanındaki ikilinin de sağa sola baktığını fark ettiğinde onlarla, özellikle Jeongin'le sonra dalga geçmeyi aklının bir köşesine yazarken Minho'nun yanındaki boş yere oturmuştu.
Kral Minho anında onun elini tutarken omega gülse mi ağlasa mı bilemedi. Yine de mühür yerinin sızısı azaldığı için az önceye göre çok daha rahat hissediyordu.
"Ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?"
Kral Minho'nun sorusu Leydi Chaeryoung'a yönelikti. "En fazla birkaç gün, biliyorsun Ji Seok eğitim alıyor. Aksatmasını istemiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the chosen one | minsung & omegaverse
Fanfic"Sizler ülkenin kralı olacak alfa için eğitilecek seçilmiş omegalarsınız." ↪ minsung