1.7

187 10 8
                                    

-Kerem'den-

Dün akşam ani bi kararla Benficadan gelen teklifi kabul edip Portekize gelmiştim. Akşam çekimler yapılmış, transfer açıklanmıştı. Daha iki - üç gün öncesine kadar ısrarla tekliflerini reddederken kendimi bi anda burda bulmuştum. İçimde en ufak bir pişmanlık kırıntısı yoktu ve olmayacaktı.

Menajerim yeni bir ev ve araba ayarlamıştı. Şimdi ise stadyuma 20 dakika mesafedeki evimde Barışla görüntülü konuşuyordum. Ece bu sabah bizimkileri evine çağırıp niye gittiğimi sormuş. Barışda bezgin bir şekilde onu anlatıyordu.

"Öyle yani kanka. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Daha fazla o karaktersizle aynı ortamda durmamak için çocukları da alıp çıktım."

Çok garip hissediyordum. Herşey bir anda olmuştu ve ben bile daha hiçbir şeyi hazmedememişiken bir açıklama yapmadan gitmemi Ece de anlayamamıştı tabii.
Barışın anlattığına göre tüm suçlu olarak beni görüyormuş. Bu bana çok komik geliyordu. Birlikte olduğumuz gecenin sabahı, daha ben uyanmadan 'işim çıktı' diyerek eski sevgilinle buluş bide üstüne sarıl hatta öpüş ve tüm suçlu Kerem olsun.

Yaşananlardan midem bulanıyordu. Yanlış anlaşılmasın; Ece'den değil, yaşananlardan.
Benim Ece'den midem bulanmazdı ki. O benim her şeyimdi. Hayatımın ta kendisiydi. Eğer Ardayla sarılıp öpüştükleri fotoğraflar evime kargoyla gönderilmeseydi ve Ece karşıma geçip 'ben seni eski sevgilimle aldatıyorum' deseydi komik şakaymış der geçerdim. Kulaklarımız yalan yanlış şeyler duyabiliyor ama gözlerin gördüğü herşey gerçek malesef.

Eğer bu olay yaşanmasaydı önümüzdeki ay evlilik teklifi edecektim. Her şerde bir hayır var derler. Eğer Ece benim için hayırlı olan olsaydı, Yüce Rabbim bana onu nasip ederdi.
Yinede çok inanmıştım beni gerçekten sevdiğine. Belkide başından beri yalandı herşey.

Keşke hiç tanışmasaydık. Keşke aramızdaki tek şey benim onu uzaktan izlemem olarak kalsaydı. Belki o zaman; Ailemi, evimi, ülkemi, arkadaşlarımı ve Galatasarayımı arkamda bırakıp buraya gelmek zorunda kalmazdım.

Kimse beni buraya gelmeye zorlamamıştı evet ama daha fazla orda kalmam ne bana nede Ece'ye iyi gelmezdi.

Transfer kararını çok fazla düşünmedim. Çünkü eğer biraz daha düşünsem vazgeçer, Ece'nin karşısına geçip açıklama beklerdim. O ise böyle birşeyin olmadığını söyler, yalanlar ve en önemlisi ağlardı.

Söylediklerine elbette inanmazdım ama ağlaması benim şu hayatta en nefret ettiğim şey. Onu ağlarken görmek benim için ölümden de beter. Biliyorum, böyle daha da çok ağlayıp üzülecek ama ben onu o halde görmeyeceğim. Dinlersem de inanır affederdim ki bu en kötü olasılıktı

Benim içinde çok zor bir süreç ama arkamda sevdiklerim olduğu sürece kolayca atlatacağıma eminim. 1-2 haftaya 'beni terk eden kendisiydi' diyerek unutur gider ama olan yine bana olur. Hayatında ilk kez bu kadar yoğun duygular hissettiğin birinden böyle bir darbe yemek hiçte kolay değildi.

Ben Ece'yi terk etmemiştim. O beni aldatmıştı ve ben bu yalana ortak olmamak için kendimi o çöplükten çekip çıkarmıştım. Başka çarem yoktu. Benim bünyem bunca yaşanan şeyi kaldıramazdı.

Burası benim için yeni bir başlangıç olacaktı. Beni destekleyen binlerce taraftar, yeni arkadaşlar yeni bir hayat..

"Şstt oğlum kime anlatıyorum ben sabahtan beri ya?"

Düşüncelerimin arasında ekranda bağıran Barışı görmemle hâlâ konuştuğunu yeni yeni fark ediyordum. Bide bu dalgınlık meselesi vardı tabi...

"Kusura bakma Barışım. Açımda biraz, buralarda da helal et pek bulunmuyormuş Orkun öyle söylemişti. Acaba İstanbul'dan mi getirtsem diyordum."

Uzaktan Uzaktan.. | Kerem Aktürkoglu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin