-Kerem'den-
Sorulan sorunun saçmalığıyla kaşlarımı çattım. Böyle bir günde, yanımda Yaren varken ne kadar doğruydu bu soruyu sormak?
Yaren hafifçe elimi sıkarak yüzüne bakmamı sağladı. Nazikçe başını sallayarak 'konuşabilirsin, sıkıntı yok' anlamında gülümsedi. Rahat bir nefes alıp az önceki soruyu soran adam döndüm.
"Kız arkadaşım ve benim için böyle özel bir günde, özellikle de onun yanında böyle şeyleri konuşmak bana saygısızlık olarak geliyor. Lütfen kurduğumuz cümlelere dikkat edelim. Şanslıyım ki sevgilim böyle şeylere takılan biri değil. Ve son olarak da çok merak ediliyorsa söyleyeyim. Ece ve müstakbel eşi Arda'ya mutluluklar diliyorum."
Kurduğum cümlenin ardından hafifçe tebessüm ettim. Dışardan her ne kadar umursamıyormuş gibi gözüksemde içim kan ağlıyordu. Şüphesiz benim için çok zor birşeydi ama bunu belli edip medyanın ağzına laf vermeye gerek yoktu. O zaman hem Ece hemde Yaren arada kalacaktı ve ben ikisinide üzmek istemiyordum.
Bu düşüncelerimi birine anlatsam 'ikisi arasında mı kalıyorsun?' derdi. Ama benimki arada kalmak falan değildi. Ece benim ilkimdi. İlk sevdiğim kadın, ilk sevgilim, ilk birlikteliğimdi.
Yaren benim için iyi bir arkadaştı. Medyaya sevgilim olarak tanıtmamın tek nedi ise yine Ece'ydi. Daha fazla beni düşünüp üzülmesin, kendi yoluma bakıp onu çoktan unuttuğumu sansın ki oda kendi yoluna baksın istemiştim. Meğerse o zaten çoktan yoluna bakmaya başlamış. Evlilik kararları almıştı.
Bu kadarını beklemiyordum. Ben Ece'yi hâlâ delicesine severken, yanımdaki sevgilim olarak bilinen kadına bile hâlâ onu anlatıp ağlarken o bu gün beni aldattığı adamla evleniyordu.
Eğer bana, Ece'yi ilk kez barda görüp 'ne güzel kızmış' dediğim gün, bunları yaşayacağımızı söyleseler hayatta inanmazdım.
1 senenin içine o kadar çok şey sığmıştı ki. Başta beraberken, birlikte gelecek hayalleri kuruyorken simdi o kurduğumuz hayalleri başkalarıyla gerçekleştiriyorduk.
Sorulan birkaç sorunun ardından ödüllerimizi almış, töreni tamamlamıştık. Şimdi ise Yarenle birlikte bana geçiyorduk. Yarın sabah ikimizinde boş günüydü ve bir yerlere gitmeyi düşünüyorduk.
...
"Kerem birşey soracağım."
Ekrandan başımı yanımdaki Yarene çevirmemle birlikte, oda kucağındaki mısır tabağını kenara bırakıp vücudunu tam olarak bana çevirmişti.
"He noldu?"
"Diyorum ki acaba yarın hazır boş günümüzken.."
"Gezmeye gidicez ya kızım, ne boş günü. Geçen gösterdiğin restorandan yer ayırttım oraya gideceğiz."
Yaren oflayarak hoşnutsuzca konuştu.
"Ya ne restoranı Kerem ya? Ben Türkiye'ye gidelim diyorum sen restoran diyosun."Şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. Neydi bu şimdi?
"Ne Türkiyesi? O nerden çıktı?"
"Ya lütfenn. Bak ben en son Türkiyeyi gördüğümde 15 yaşında falandım. Çok özledim memleketimi. Nolur gidelim. Birkaç gün izin alırız. Bizim içinde tatil olur, hem Tuğçe de düğün için gitmişti, dönüşte onuda alıp evimize geri döneriz. Sende aileni görmüş olursun. Çok güzel olmaz mı?"
Biraz düşündüm. Gitmek istiyordum evet ama onca hatırayla tekrar karşılaşmak bana iyi gelir miydi bilmiyordum. Yinede fazla düşünmedim. Sonuçta işin sonunda ailemle birlikte olacaktım. Arkadaşlarımla da milli aralar harici görüşemiyorduk. Benim içinde iyi bir tatil olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaktan Uzaktan.. | Kerem Aktürkoglu
Fanfic'Öyle uzaktan uzaktan, hiç konuşmadan.. Nasıl da bağladın beni?.. Bu kitap, Göksel'in 'Uzaktan' şarkısından esinlenerek yazılmıştır.