2.1

255 26 12
                                    

"O eve gitmek istemiyorum, orası kötü anılarla dolu. Bu gün menajerimle konuşacağım, orayı satması için."

"Sen bilirsin kanka. Tuğçenin İstanbula döndüğünde kaldığı bi ev var. Yani kendisi geldiğinde kullanmak için satın almıştı ama bende kalıyor. Orası şuan boş. Bayada güzel.
Hatta yanımda yedek anahtarı da var. İsterseniz oraya geçin?"

Tuğçe'nin hayır demeyeceğini bildiğim için kabul edecektim. Bide ev bulmakla uğraşamam.

"Olur kardeşim, gidelim o halde."

Yunusta onaylayınca, yanımda sessizce bizi izleyen Yaren'e döndüm.

"Sıkıntı olmaz değil mi?"

"Boş yapmada gidelim hadi. Çok yoruldum, uyumak istiyorum."

"Tamam be. Sormadım say. Düş önüme hadi."

Yaren göz devirince kendi aramızda gülüştük. Birbirimizle garip bi anlaşma şeklimiz vardı. Yareni bir kadın olarak görmüyordum. Askerlik arkadaşımmış gibi hissediyordum. Tabiiki kadın olarak görmüyorum derken aşk anlamında demiştim. Annem, Reyyan, Tuğçe, yengelerim, ve Yaren benim baştacımdı. Hepsi benim için çok başkaydı.

Yunus tek kaşını çatarak bana bakmaya başladı. Yaren önden ilerleyince dibimde bitip konuştu.

"Siz nasıl manitasınız amina kodugum? Sen Eceyle konuşurken her kelimeni seçerdin. Yarenle konuşurken bize olduğu gibi davranıyorsun?"

Doğru ya. Yunusta bizi gerçekten sevgili sanıyordu.

"Uzun hikaye. Anlatırım yarın. Şimdi gidelim yoksa Yaren ikimizi de bir kaşık suda boğar."

"Kaçtığını sanma Aktürkoğlu, başına bela olurum biliyosun."

"Aynen kardeşim aynen. Hadi yürü gidelim artık."

...

Saat 22.00'a geliyordu ve biz 4 saattir Yunuslarla birliktelik bardaydık. Her seferinde böyle mekanlardan nefret ettiğimi, bir restorana gidip oturmanın daha güzel olduğunu anlatıyordum ama tabii ki kimse beni dinlemiyordu.

Bide üstüne hepsi içip, zil zurna sarhoş oluyordu. Sonra tüm gece hepsiyle uğraşmak zorunda kalıyordum.

Tabiiki bu günde aynısı olmuştu. Özellikle de  Yaren çok fazla içmiş, ayakta bile duramıyordu.

Koluna girerek zorla ön koltuğa oturttum. Kemerini takarken zar zor konuştu.

"Kerem.."

"Efendim?"

"Seni yarın annemlerle tanıştırayım mı?"

Kurduğu cümleyle nefesimi tuttum. Annesi vefat etmişti ama sarhoş olduğu için yaşadığını düşünüp, bizi tanıştırmak istiyordu.

"Olur, tanıştır."

Yarım yamalak kafasını sallayıp geriye yaslandı. Sürücü koltuğuna geçip oturduğumda çoktan sızdığını fark ettim.

"Delisin kızım, deli."

...

İstanbul trafiğinden bir kez daha nefret etmiştim. 10 dakikalık yolu 30 dakikada zor gelmiştik.

Arabayı garaja park edip Yareni uyandırmak için kapısını açtım.

"Yareen. Hadi kalk eve geldik."

Uzaktan Uzaktan.. | Kerem Aktürkoglu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin