16

619 41 0
                                    

  Sahaya yaklaşırken alışkın olduğum bir gürültü hakimdi. Bugün antrenman da bireysel seanslar vardı. Çim sahaya adım attığımda Erkan hocayı görmemle ona doğru ilerledim.

  "Günaydın hocam." Neşeli sesime o da aynı şekilde karşılık vermişti.

  "Bugün sana özel program hazırladım. Futbolcuların performansını arttırmak adına egzersizler uygulayacağız. Amacımız hem dayanıklılığı arttırmak, hem de sakatlanma risklerini en aza indirmek."

  Antrenman alanında futbolcular ısınmaya geçerken oluşturdukları dairenin içine girdim. Uygulayacakları egzersizleri gösterirken gözlerim sık sık Barış Alper'e kayıyordu. O ise zaten egzersizlerden verim alabilmek için gözlerini üzerimden çekmiyordu.

  "Sakatlanmak istemiyorsanız bacaklarınızı iyice gerin. Metehan bu hareketten kaçman sana pahalıya mâl olabilir. Yunus senide görebiliyorum dizin için önerdiğim egzersizlerde bu esneme hareketinde vardı, rahatça artık yapabilmen gerek." Bir yandan hareketleri yaptırıp bir yandan üstlerinde hakimiyet sağlamaya çalışıyordum. Esneme bitince Erkan hocayla göz göze geldim ve bana iyi gittiğime dair işaret yaptı.

  Kenara çekilirken Yunus'un yanıma yaklaştığını farkettim. "Ayda beni bir kontrol eder misin. Sabahtan beri dizimi açmakta sorun yaşıyorum." Dizini dikkatlice kontrol ederken, esnetmelerle bölgeyi değerlendirdim.

  "Burada biraz gerginlik var. Soğutucu sprey kullanmamız iyi olabilir. Onun dışında egzersizlere beraber devam edeceğiz. Çoktan iyileşmiş olması gerekirdi." Yunus sıkıntıyla nefes verip onayladı beni. Gergindi haklı olarak. Canını sıkıyordu bu durum ama büyük bir şey olmadığını hissettirmem gerekiyordu.

  "Her sporcuda olabilecek kasılmalar bunlar. Emin ol düzenle ilerlediğimizde kısa sürede normale dönecek." Yunus teşekkür mırıldanıp antrenmana geri döndü. Kenara geçip kondisyon antrenmanlarını izlemeye başladım.

Berkan ile ara sıra göz göze geliyorduk, göz kırpıp gülümsememi sağlıyordu. Ama Barış Alper'in sert bakışları gülümsememin solması için yeterliydi. Derdi neydi bunun?

  Umursamayıp Erkan hocanın yanına gittim. Bireysel seanslar için bir kaç kritik konuşma yaptık. Daha önce bununla ilgili bir deneyimim olmamıştı. Fenerbahçedeyken sadece grup çalışmalarına odaklanmıştım, pek bireysel antrenmanlara girmemiştim. Erkan hocanın bana her şeyi deneyimletmek ister gibi bir hali vardı. Bu benim için büyük bir şanstı. Planlamaları çok sistematikti ve bana çok şey katacaktı.

" Ilk seans için Barış Alper'le çalışacaksın. Adelesinde hafif sıkıntıları var ama ciddi bir durum değil." dedi Erkan hoca. O sırada Barış Alper ile göz göze geldim. Bir kaç metre ötemizde durmuş su içiyordu. Yüzündeki sert ifade hala çözülmemişti. İçimde bir huzursuzluk belirdi ama bunu belli etmemeye çalışacaktım.

Antrenman sonrası Barış yanıma geldi. "Nerede çalışacağız?" Sesi her zamankinden mesafeliydi.

"Sahada başlayacağız. Seninle özellikle güçlendirme ve esneme üzerine çalışacağız." dedim düz bir sesle.

Birlikte saha kenarına doğru yürüdük. Ona uygun egzersizler gösterirken aramızdaki gerginlik hissediliyordu. Barışın bana olan bakışları sanki başka bir şey anlatmaya çalışıyordu ama ben bunu çözmeye çalışmaktan vazgeçip işime odaklandım.

"Bu hareketi yaparken nefesini kontrol et." dedim sakince.

"Senin üzerimde bu kadar durman gerekmezdi." dedi aniden. Şaşkınlıkla gözlerimi yüzüne çıkardım.

"Bu işimin bir parçası Barış Alper. Sende biliyorsun." Sesim sert çıkmıştı.

Barış derin bir nefes alıp kafasını iki yana salladı, "Seninle konuşmamız lazım, ama şu an değil." Kelimelerin ağırlığı üzerime çöktü. Seansın geri geri kalanını sessizlik içinde tamamladık. Aklımda dönüp duran soru işaretleriyle ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum.

Seans bittiğinde, bana bir kez daha bakıp sahadan uzaklaştı. Gözlerimi bir süre onun arkasından ayıramadım. İşimde bir huzursuzluk, bir beklenti vardı. Düşüncelerimi toparlamaya çalışırken Erkan hoca yanıma geldi. "İyi iş çıkardın bugün Ayda."

Gün boyunca antrenmanlar devam etti. Geri kalan zamanda da diğer futbolcular ile de bireysel seanslar yaptım ama dikkatim sürekli Barış Alper'e kayıyordu. Herkes toparlanmaya başlarken Berkan yine bana formasını verişiyle ilgili konuşup, espiriler yapıyordu.

"Yani Ayda," dedi bana doğru yaklaşarak "Bu forma meselesi çok önemli. Bilirsin, benim formamı almak büyük ayrıcalık. Şöyle düşün, ileride ben efsane olduğumda senin elinde bir hazine olacak!" Ekiple beraber bende kıkırdadım.

"Berkan senin forman müzeye konacak kadar değerli olursa, bende formanın yanında en önemli parçayım demektir."

Herkes kahkahayla gülerken Berkan elini kaldırıp çakmamı sağladı.

"Heh! Bak işte anlaştık! O zaman benim müze projemi başlatabiliriz. İlk parça da Ayda ve formam olacak!" dedi göz kırparak.

Ekip dağılmaya başladığında, Barış Alper göz ucuyla bize bakarak yanımızdan geçerken durdu. Yüzündeki gerginlik ve kasvet Berkan'ın neşeli tavrının tam tersiydi. Bir an konuşup konuşmamak arasında kalmış gibi bir ifade belirdi yüzünde.

  "Ayda'nın formanla değil sahada gösterdiğin performansla ilgilenmesi gerekiyor." dedi gözlerini Berkan'dan bana kaydırarak. Sözlerinde anlayamadığım bir imâ vardı. Berkan'a baktığımda bozuntuya vermeden güldü ve omuz silkti.

  "Dostum, Ayda formamı almayı kabul etti. Bu konuda rekabete girer miyiz bilmiyorum ama senin şansın var mı emin değilim." dedi alaycı bir tavırla. Rahat tavrı Barış Alper'in sinirini bozmuş gibiydi. Yüzündeki gerginlik gözle görülür şekilde arttı. Gözleri keskinleşti, anlındaki damar belli oldu ve dudakları sert bir gülümsemeyle kıvrıldı.

  "Merak etme Berkan, kendimi kanıtlamak için forma konusunda seninle yarışmama gerek yok." Berkan'ın omzuna iki kere dostça vurup içeriye ilerledi.

  Sözleri sadece Berkan'a değil, bana da bir mesaj veriyor gibiydi.

Intern |B.A.Y|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin