3

879 46 8
                                    

Derbiden 3 gün önce

Takım Galatasaray ile oynayacağı maça çok sıkı hazırlanıyordu. Mourinho her ne kadar sakatlıklar yaşanmaması için daha rahat davransada Ali Koç'un hırsı Can Bartu Tesislerini kavuruyordu. Ona göre Galatasaray maçının sonucu şampiyonluktan daha önemliydi. Futbolculara gelip yaptığı motivasyon konuşmalarından bunu çıkarmıştım. 4 gündür antrenmanlara geliyor futbolculara konuşma yapıp gidiyordu. Şu an da olduğu gibi.

"Sonuç ne olursa olsun her birinizle gurur duyuyorum. Siz harika oyunculardan, harika karakterlerden oluşan mükemmel bir takımsınız. 10 kişi kalsanız dahi sahaya koyduğunuz ruhla bu maçı alacaksınız. Haydi beyler ailemiz için, Fenerbahçe için. Alın bu maçı. Kimin hak ettiğini herkese gösterin. Hak eden sizsiniz." Yan gözle bana bakıp derin bir nefes aldı. "Çevrilen oyunlara, şikelere, futbol terörüne karşı belki şampiyon olamazsınız. Ama bu önemli maçta rakibinizi yenmek sizi daha çok konuşulan yapar." Büyük bir alkış koptu. Tüm futbolcularda ve ekipte gözümü gezdirdim. Hepsinin gözü alev alevdi.

Ali Koç konuşmasını bitirip gittiğinde etrafıma baktım. Herkes aynı şekilde duruyordu. Mourinho boğazını temizleyip dikkatleri üstüne çekti. Tercüman Selim hemen yanında yer aldı. "Yarın son antrenmanımızı yapacağız ve maç için hazır olmuş olacağız. Başkanımızın dediği her cümleye katılıyorum. Gözlerinizdeki o kazanma hırsının parıltısını görüyorum. Çıkıp maçı alacaksınız ve Rams Park'a imzanızı atıp döneceksiniz! Yarın maçtan önceki son antrenman olduğu için tüm ekip forma giyinip gelsin." Gözleri beni buldu ve üstüne basa basa söylediğiyle bıyık altından güldüm. "Fenerbahçe forması giyilecek. Güzel bir hatıra fotoğrafıyla bu haftayı kapatalım. Dinlediğiniz için teşekkürler, bugünlük bu kadar zorlama yeter. Yarın görüşmek üzere."

  Sonunda diye mırıldanıp arkamı dönerek sağlık eşyalarını toplamaya başladım. Diğer stajyerlerin dün son günüydü ve tek stajyer ben kalmıştım. Bugün en az futbolcular kadar koşuşturmuş ve yorgunluktan bayılmak üzereydim. Ferdi ve İrfan halime acıyıp bana yardım ederlerken hiç reddetmedim. Kendilerini tedavi ettiğim eşyalar, toplasınlar işleri ne!

  "Ayda lütfen geçen seneki gibi Galatasaray forması giyip gelme. Bu sefer Ali Koç'un elinden ben bile kurtaramam seni." Ferdi'nin dedikleriyle gülümsedim. Geçen sezonda yarınki antrenmana formalarınızı giyip gelin demişlerdi. Ne forması olduğunu belirtmedikleri için arkasında Icardi yazan Galatasaray formamı giyip gelmiştim. Kimse bana Fenerbahçe forması giy demediki nerden bileyim? Tabii basına açık bir antrenmanda böyle bir olay yaşandığı için fotoğraflarım hızla yayılmış ve haftalarca konuşulmuştu. Şükrü Saraçoğlu'nda Galatasaray formalı kız!

  "Ayda, güzelim Ferdi haklı. Valla yakıcaksın stajını. Tuttuğun takımda almıyor seni ortalarda kalıcaksın diye çok üzülüyoruz." İrfan'ın söyledikleriyle kahkahayı bastılar. Çantayı sallayıp göğsüne geçirdim. İşleri güçleri benimle dalga geçmek!

  "Ötüp durmayın başımda siktirin gidin! Aslanlar gibi toplarım ben tek başıma." Dediklerimle canlarına minnet elindekileri bırakıp içeri gittiler. Aptallar blöf atıyordum insan sorar! Sahaya baktığımda yardım alacağım kimse kalmamıştı. Söylene söylene tüm dağınık sağlık malzemelerini çantaya koydum ve fizyoterapistler için ayrılan odaya ilerledim. Fizyoterapist Ömer hoca bir kaç gündür hastaydı ve gelemiyordu. Bana emanet etmişti. Önceki stajımıda burada yaptığım için artık tecrübeli gibiydim ve dağınıklıklar harici zorlanmıyordum.

  Klüpteki neredeyse herkes bana karşı iyiydi aslında. Belki bunun en büyük sebebi Ferdi'nin kuzeni olmam olabilirdi. İlk zamanlar Galatasaraylı olduğum için bu bizim futbolculara iyi bakmaz diye yorumlar duyuyordum. Ama zamanla işimde profesyonel olduğumu görmüşlerdi ve sesleri kesilmişti. Hiçbirine saygısızlık yapmamıştım. Onlarda tuttuğum takıma karşı saygılı davranıyorlardı. Tabi ara sıra atışmalar oluyordu ama kimse kimseyi kırmıyordu. Tüm bunlara rağmen yinede bir Galatasaraylı olarak Fenerbahçe Spor Klübü'nde staj yapmak zordu. Ait hissetmiyordum. Maçlarda gol attıklarında ben hariç herkes ayaktaydı. Bir kaç taraftarında dikkatini çekmiştiki hakkımda tweetler görmüştüm. Kim olduğumu öğrenmeye çalışmış hatta tehditlerde bulunmuşlardı. Bu süreçte özellikle futbolcular bana destek olmuş ve arkamda olduklarını söylemişlerdi.

Bazen düşünüyorum acaba Galatasaray staj başvurularımı kabul etseydi ne olurdu? Tribünden izlediğim adamların sakatlıklarında ilk ben koşacaktım, kazandıklarında onlarla canı gönülden kutlamalara katılacaktım. Buradaki ekiple nasıl yakınsam onlarlada öyle olacaktım. Burada mutluydum çok şey katmışlardı bana ama dediğim gibi aidiyet duygusunu sağlayamıyordum.

Aynada kendime bakıp gözlüğümü takarak odadan çıktım. Antrenman yoğunluğundan bayadır ektiğim bir arkadaşım vardı. Yorgundum ama bugünde ertelersem yarın stadı basıp canıma okurdu.

Intern |B.A.Y|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin