18

610 45 0
                                    


Haftanın son staj gününde tesislere daha erken gitmeye karar vermiştim. Bu saatte bir kaç temizlik personeli harici kimse olmazdı. Temizlik personellerine selam verip biraz sohbet ettikten sonra sessiz koridorda ilerlemeye başladım. Köşeyi döndüğüm an da biriyle burun buruna geldim. Gözlerimi hafif yukarı kaldırdığımda bunun Barış Alper olduğunu fark ettim. Burada olmasını hiç beklemiyordum, yüzümde bariz bir şaşkınlık vardı. Gözlerimiz kenetlenirken aramızdaki mesafe bir adımla kapanacak türdendi. Kalbim hızla çarpmaya başladı. Her sessiz saniyede dahada geriliyor ama bir yandan da bu kadar yakın olmanın tuhaf bir çekiciliğini hissediyordum. Tüylerim ürperiyordu, üşüyordum.

Barış Alper'in yüzü gerilmiş gibiydi. Kaşları çatık ve bakışları yoğundu. Bir süre ikimizinde nefes alış veriş sesleri vardı sadece. Bakışları dudaklarıma kaydığı anda üşüme dalgası gitmiş, yerini sıcaklığa bırakmıştı. Benimde gözlerim istemsizce dudaklarına kaydığında, dudaklarını yalamıştı. Aramızdaki mesafe neredeyse sıfırlanmıştı. Hangi ara bu kadar yakınlaştık bilmiyordum.

Barış Alper boğazını hafifçe temizleyip kırık bir gülümsemeyle "Bacağımdaki kaslar biraz ağrıyor." dedi. Sesi yumuşaktı fakat hafif bir gerginlikle titriyordu. Bacaklarına baktım, önceki antrenmanda yoğun çalıştıklarını hatırlıyordum. Hatta kasık tarafındaki sızıyla Erkan hoca Barış Alper'ı dinlenmeye almıştı.

"Son antrenmanda zorlamış olabilirsin. Eğer istersen yardımcı olabilirim." Sesim o kadar kısık o kadar titrek çıkmıştı ki anın büyüsünde olmasam utançtan yerin dibine girerdim.

Hafifçe gülerek "Biliyorum, belkide sana ihtiyacım var." diye yanıtladı. Sözlerinde ciddi bir ton vardı. Aramızdaki mesafeyi biraz daha kapatmasıyla sıcak nefesleri tüm yüzümdeydi.

"Kaslarında problem varsa, bacağının üst kısmına kadar bakmam gerekebilir." Profesyonelliği elden bırakmamaya çalışsamda sesim hala titriyordu. Dudaklarında muzip bir gülümseme belirmişti.

"Yani, şimdi hemen mi geçelim odaya, yoksa randevu mu almam gerekiyor?" dedi alaycı bir tonlamayla. Ama gözlerindeki o başka anlamı görüyordum. Hem ciddiydi, hemde alaycı. Beni test eder gibi konuşuyordu.

"Isınmaya çıkarsın, iyi hissetmiyorsan odama gelirsin, kontrol ederiz. Daha iyiysende yinede kontrol amacıyla antrenman sonunda odama gelirsin. Bugün sahada olmayacağım." Yani her türlü odama gel Barış Alper.

Tekrar aramızda sessizlik başladı. Bir şeyler söylemek istiyorduk ikimizde ama çıkmıyordu sesimiz. Sonunda kendimi toparlayıp konuştum.

"Alper iyi misin?" Ona ikinci ismiyle seslenmemle yerde olan bakışları beni buldu. Gözleri karanlıktı. Yanında olduğum halde ne hissettiğini çözemiyordum. Cevap vermesini bekledim, ama o hala düşüncelere dalmış gibiydi.

"Sadece," derin bir nefes alıp verdi, "Yorgunum."

"Çok çalışıyorsun, sonraki maç için dinlenme talep edebilirsin. Hatta bunu bende yapabilirim, yetkim var biliyorsun." Bir an için gözleri parladı. Sanki konuşmayı derinleştirip, aramızdaki mesafeyi aşacak bir fırsat arıyordu. Gözlerinin parlaklığı hemen gitti, kafasını iki yana salladı ve bir kaç adım geriledi. Tekrar üşümeye başlamıştım. Ne güzel duruyorduk dip dibe neden gitti ki?

"Teşekkür ederim Ayda." Yorgunluğunun altında yatan başka bir şeyler vardı. İsmail'in dedikleri geldi aklıma. Belki de barış Alper seni biraz fazla kafaya takıyordur, demişti. Onun ne düşündüğünü ya da hissettiğini sorgulamak istemiyordum bir yandan da açıkçası, belki de işin özüne inmekten korkuyordum.

"Peki, sana iyi şanslar Barış Alper." Başını salladı ama yüzündeki ifade hala belirsizdi. Gözlerimiz buluştuğu an kalbindeki sıkışıklık daha da arttı. Teşekkürler diye mırıldanıp birkaç adım daha geri çekildi. Görüşürüz deyip hızla yanımdan uzaklaştı.

İçimdeki boşluk hissi ile, o anın tuhaf ağırlığını üzerimden atmakta zorlanıyordum. Gidişiyle düşündüğüm her şey daha da karmaşık bir hal aldı. Kalbimdeki belirsizlik, stajımı nasıl etkileyecekti? Olumsuz ve düşünceli bir görüntü vermek istemiyordum. Onun hissettiklerini anlamadan nasıl devam edecektim? Her şeyi ben ve arkadaşlarım mı abartıyordu, yoksa Barış Alper mi karışıktı anlayamıyordum.

Intern |B.A.Y|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin