25

585 44 4
                                    


  Kulübün kapısından içeri adım attığımda bir kaç kişiye selam verdim. Erkan hoca ile karşılaştığımda gün içindeki planlamadan bahsetmişti. Icardi'nin sakatlık durumuyla ilgilenecektim, onun dışında bir kaç futbolcuya egzersiz hazırlamam gerekiyordu.

  Fizyoterapi odasına girdiğimde hemen eşyalarımı yerleştirip, masama geçtim. Biraz soluklanıp, öyle başlayacaktım. Bugün Barış ile konuşacaktık. Yüzleşmek beni korkutuyordu. Hem kariyerim hem de hislerimle ilgili bu kadar yoğun duygular içinde olmak beni savunmasız bırakıyordu. Onun şu an buralarda olduğunu bilmek bile kalbimi hızlandırıyordu. Kendimi sakinleştirmek ve kafamda ne konuşacağıma dair kurgu yapabilmem için akşama kadar epey vaktim vardı. O yüzden tüm kafamdakileri silip, masamdaki dosyalara göz attım.

  Kapı tıklandığında gel komutumla Mauro odaya girmişti. "Günaydın Ayda nasılsın?" Yüzündeki hafif gerginlik, sakatlığın ciddiyetinden ziyade sahalardan uzak kalmanın yarattığı stres gibi görünüyordu. "İyi Mauro, asıl seni sormalı, bilmem gerekenleri söyle." Gülümseyip sedyeye oturdu ve sargılı olan bacağını uzatıp boş boş baktı.

  "Biliyor musun, bu sakatlık beni o kadar etkilediki, sadece fiziksel değil, mental olarakta zorlanıyorum." Hâlâ bacağını izlerken dikkatle onu dinliyordum. Bugün sadece fizyoterapist değil psikologluğunu da yapacak gibiydim. Ama bundan asla şikayet etmezdim. Yıllardır hayalini kurduğum stajdaydım, manyak mıyım ben? Gözlerini bir an bacağından kaldırıp bana baktı, dikkatle ona baktığımı fark edince bakışlarını camdan dışarıya çevirdi ve konuşmaya devam etti.

  "Bazen, sahada oynamaktan çok daha fazla şeyle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Herkes onun için bir şeyler diyordu, ama kimse başbaşa kaldığımızda ki bana davranışını bilmiyordu. O... çok seviyor gibiydi. Wanda ile ilişkimde kendimi kaybettiğimi hissettim. Sakatlıkta bunun üzerine gelince, iyice çıkmaza girmiş gibi hissediyorum." Derin bir nefes verip şakaklarını ovdu. Bakışlarının yorgunluğu bir kenara göz altları mosmordu.

  "Anlıyorum," dedim, ona destek olmak için elimden geleni yapmaya çalışarak. "Zor bir karar verdin ama duygusal yüklerden arınmak bazen iyi bir başlangıçtır. Belkide zamana ihtiyacınız vardır, kafanızı toparlamanız ikiniz içinde sağlıklı olacak." Kafa sallayıp beni onayladı. Bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra hızla kafasını kaldırıp büyük bir enerjiyle konuştu.

  "Hadi başlayalım kontrole, hem bedenimi hem zihnimi sana emanet ediyorum Ayda. Canlandır beni!" Kıkırdayıp sandalyemden kalktım ve yanına gittim. Bacağındaki sargıyı kontrol ettikten sonra, basit germe hareketleri yaptırıyordum. Egzersiz yaparken sohbetede devam etmiştik.

  "Bazen insanlar ayrılıklar üzerine konuşmaktan çekinirler. Ama yüzleşmek iyileşmenin ilk adımıdır."dedim.

  "Belki de Barış ile konuşmakta buna benzer bir şey." Dediği şeyle refleksle ona baktım. Böyle bir şey demesini beklemiyordum.

  "Ne demek istiyorsun." Kaşlarımı çatıp sorduğum şeye karşı, o yüzüme gülerek bakıyordu.

  "Belli ki aranızda bir çekim var. Bunu hissedebiliyorum. İkiniz de birbirinize karşı çekiliyorsunuz ama bunun üzerine konuşmaktan da kaçıyorsunuz. Bazen birine karşı hissettiğimiz şeyler yüzleşmeyi gerektirir. Ne kadar çekinseniz de yapacağınız konuşma belki de ikiniz içinde de bir dönüm noktası olacak." Kalbim hızla çarpmaya başladı. Uzun zamandır zaten nabzımı korumakta zorlanıyordum.

  "Ya her şey daha kötü ve karmaşık olursa?" Dedim içimdeki kaygıyı dile getirerek. Mauro ciddiyetle, "Hayatta her şey karmaşık. Önemli olan hissinin ne olduğunu bilmek ve bunları ifade edebilmek. Kendini korumak için konuşmamayı seçmek daha sonra büyük bir pişmanlık yaratabilir." Haklıydı, kendimi hislerimden kaçırmak yerine onlarla yüzleşmem gerekiyordu.

Intern |B.A.Y|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin