Hayat

372 48 161
                                    

 

Deniz ÇİÇEK ERTEKİN

"Kabul ettim."

İmam dualar okurken gözlerim kucağımda duran aile cüzdanına gitti. Sabah erken vakitte kalan testleri yaptıktan sonra yıldırım nikahı ile evlendik. Şimdi ise bir camide dini nikahımız kıyıldı. Derya Bey çok anlayışlı oldu bana. Kabul ettim ben. Evlenmeyi kabul ettim.

Sahi ben ona nasıl hitap edeceğim?

"Allah iki cihan saadeti versin. Önce Allah'a hayırlı kul, sonra birbirinize hayırlı eşler olasınız. Acısıyla tatlısıyla geçen bu hayırlı kurumda birbirinize karşı saygı ve sevginizi yitirmeyin. Dinimiz İslâm'ın sancaktarlığını yapacak hayırlı evlatlarınız olsun."

Amin, dedik. Gözlerim yaşardı. Ben evlendim lakin yuvama neşe getirebilecek miyim? Anne olmak uzak geliyor bana. Eşimi mutlu edebilecek miyim? Hastalığım cereyan ederken evlendi benimle. Belki de evliliğimiz hastanelerde geçecek. Bunu istemezdim. Ben onu enkazın içine mi sürüklüyorum? Allahım bir çıkmazda debelenip duruyorum.

Ayağa kalktık. Derya Bey, imamın elini öptü. İmam bizi tebrik etti. Her şeye rağmen gülümsemek istedim. 

İmam yanımızdan ayrıldığında elimde duran aile cüzdanını çantama koyup çantamı koluma taktım. O sırada Derya Bey'in sesini duydum. 

"Deniz..." dedi farklı bir tınıda. İçim gıdıklandı. Başımı kaldırdım biraz utanarak. Yeşil gözleri gözlerimdeydi. Cesaretle ayırmadım gözlerimi gözlerinden. Mum ışığında dolma yediğimiz gün dediğim gibi başka yeşil bu. Maşallah.

"Hastaneye gitmeden önce alışveriş yapalım." dedi gülümseyerek. Heyecanlandım. Bakışları derinleşti. Bana özel bir şey verilmiş gibi sevinirken devam eden sözleriyle başımı eğdim. "Ben eşim olduğun için mutluyum."

___

İlk durağımız kuyumcu oldu. Derya Bey birkaç yere gideceğimizi söyledi. Ben ona nasıl hitap edeceğim, bilmiyorum hâlâ. 

Yüzüklerimizi aldık. Her şey çok hızlı ilerliyor. Bir de bana altın küpe aldı. Altın bilezikler, tektaş yüzük ve altın bir saat... Küçük şeylere bile sevinmesini bilen ben belki de ömrümün en güzel anlarını yaşıyordum. İtiraf etmeliyim ki onun yanında kendimi güvende hissediyorum. Ayaklarım yerden kesiliyor. Garip bir kız değilim. 

Gözlerimi parmağımdaki yüzükten alamazken yanımdan gelen sesle başımı çevirdim dalgınca. "Geldik." dediğinde gözlerimi etrafta gezdirdim. Bir AVM'nin önündeyiz.

Arabadan indi. Kıyafet mi alacağız şimdi?

Arabanın önünden dolanıp kapıyı açtığında mahcup oldum. İndim arabadan. AVM'ye doğru ilerlerken başımı ona çevirdim. Gece nöbetteydi, hiç uyumadı.

"Acelesi yoktu aslında..." dediğimde başını bana doğru çevirdi. "Hiç uyumadın."

"İyiyim ben." 

Önüne döndü. Dönen kapıya geldiğimizde elimde sıcaklık hissettim. Elimi tuttu. Başımı kaldırdım alel acele. Gözleri karşıdaydı. "Kalabalıkta kaybolmayalım." dedi. Gözlerimi bağlı ellerimize çevirdim. Yüzüklü eli sarıyordu elimi. Derya Bey'e yüzük ne güzel yakıştı diye geçirdim içimden. 

Eşi kimse sanki?

Ne diyeceğim ben bu adama?

Derya Beyim?

Saçma.

Sadece Derya desem ilk günkü şok gelir aklıma. Kız zannettim adamı. Tuhaf gelir dilime.

Derya deniz misali Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin