Derya ERTEKİN
Dairemin önüne geldiğimde yangın söndürme tüpüne çevirdim başımı. Anahtara gerek yok. Deniz müsait olmayabilir. Zile basmam uygun olur.
Zile bastım. Biraz beklememin ardından kapı aralandı. "Hoş geldiniz!" dedi gülen yüzüyle. Başta tepki veremesem de toparladım kendimi hemen. Gözlerinin renginde mavi şal var başında. "Hoş buldum." diyerek içeriye geçtim.
"Kahvaltıdan yeni kalktım. Gelince yersiniz diye size de ayırdım. Çayın altını yeni kapattım." deyip girişteki dolabın üzerindeki tencereyi aldı eline. "Kalan dolmaları saklama kabına koydum. Acıkınca yersiniz. Karşı komşu teyzeye yemek pişirdim sabah. Tenceresi kalmasın burada. Hastaneye geçmeden vereceğim. Siz kahvaltınızı yapıp istirahat edersiniz. Kendime göre bir ev bulur bulmaz taşınacağım."
"Zahmet etmeseydin, eline sağlık. Teşekkür ederim. Kolay gelsin."
Baş selamı verip kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Kapıyı kapattım. Gözlerimi evde gezdirdim. Normalinden aydınlık geldi gözüme. Mutfağa geçtim. Burnuma güzel kokular geliyor.
Masa dikkatimi çekti. Çok güzel donatılmış. Krep mi o?
Misafir, berekettir derdi annem. Evin havası değişti hemen. Umarım gönlüne göre bir ev bulur.
Elimi yıkayıp bardağıma çay doldurdum. Normalde nöbetten sonra direkt uyurdum ama şimdi kahvaltı yapmak istiyorum. Hastanede doğru düzgün bir şey yemedim.
Kahvaltımı yapmaya başladım. Bildiğim tatlar bile bir başka lezzetli geliyordu damağıma. Krep çok güzel. Çayımdan yudumladım. Dün akşamki gibi çok tatlı. Nasıl demliyor bu çayı?
___
Kulağıma gelen ritmik sesle gözlerimi açtım hızla. Başımı kaldırıp telefona uzandım. Hastaneden arıyorlar.
Yataktan doğrulurken cevapladım.
"Derya Bey, kafatasından büyük darbe almış hasta geldi. Acil gelmeniz gerekiyor."
"Vital bulgular?"
Yataktan kalkıp dolabımdan hırka aldım. Odadan çıkarken sırtıma geçirdim. O sırada istemediğim sesler geldi kulağıma.
"Nabız düşüyor, hocam-"
"Hemen geliyorum. Kalp masajına başlayın."
Evden çıktım. Arabama binip birkaç dakikada hastaneye ulaştım. Vakit kaybetmeden acile girdim. Acili gözlerimle taradığımda bir asistan yanıma geldi mahcup hâlde. "Hastayı kurtaramadık, hocam." dediğinde kısa nefes çektim içime. Başımı çevirdim. Bir hemşire hastanın üzerini kapatıyordu. Arkasını döndüğünde Deniz olduğunu fark ettim. Kızarmış gözleriyle saniyelik bana bakıp hızlı adımlarla acilden çıktı. Peşinden gittim.
"Deniz Hemşire!"
Adımları hızlandı. Kaşlarımı çattım. Lavaboya girip arkasına döndüğünde yanaklarından süzülen yaşları fark ettim. Mavi gözlerini gözlerime çıkarttı. "Lütfen..." dedi fısıltıyla. Başını çevirip kapıyı kapattı. Kapı ardında ağlayışlarını duyuyorum. Elim kapı koluna uzandığında yanımdaki harektlilikle başımı çevirdim.
"Hocam bayanlar için burası." dedi bir asistan. Elimi kapı kolundan çektim. Başımı salladığımda yanımdan ayrıldı.
Deniz, sabah gülüyordu.
___
Deniz ÇİÇEK
Dairenin önüne geldiğimde karın ağrısı çekmeye başladım. Hastanede gördüm Derya Bey'i. Çok sinirliydi. Kendimde değildim. Oracıkta azar işitsem herkesin içinde hüngür hüngür ağlardım, biliyorum. İçimde bastırdığım duygularım varken bir de azar işitmek felaket olurdu benim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derya deniz misali
Espiritual"Sen kimsin?" dedi yorgun gözlerle. Gözlerinin altı morarmış. Çatık kaşlarıyla ürkütücü duruyor. Derya'nın sevgilisi midir, nişanlısı mıdır nedir, burada ne işi var? "Ne demek ben kimim?" dedim sesimin titremesine engel olamazken. Şaşkınım. "Derya...