24

296 24 0
                                    


24

Okuduğum kitabın son cümlesini de bitirdikten sonra kitabı kapattım. Kitaplığıma yerleştirip yeni kitaplara baktım. Sayfaları sararmaya yüz tutmuş Jane Eyre ilişti gözüme. Ben onu buraya koymamıştım. Araya ayraç koyulmuş sayfayı açtım. Altı çizilmişti.

" Seviyorum sizi, hem de her zamankinden çok. Yalnız, sevgimi göstermek bana artık yasak."

Bana bunu neden yapıyordu? Evde yokmuşum gibi hissettirdikten sonra açtığı bir şarkı ya da böyle şeylerle kafamı karıştırıyordu.

Kitabı yerine koyup bilgisayarımı kucağıma alıp Jane Eyre'nin filmini açtım. Gece geç saat olmasına rağmen yalnızdım.

Duş alıp bakım yaparken kapı açıldı. Aynadan bakışlarımız kesişti. Bakışlarını benden çekmeden tişörtünü çıkartması ağzımın kurumasına sebep oldu. Pamuklu kuzulu pijamalarımla ona baktım. Dudaklarında çarpık bir gülümseme belirdi.

"Geceliklerine ne oldu?" diye sordu.

Deli ediyordu beni. Bunca şey yaşanıyordu ve bazen hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Beni parçalıyordu, kendini parçalıyordu ama bunu zerre umursamıyordu.

"Hak etmeyene göz ziyafeti vermeyi kestim."

Bana bir adım yaklaştı.

"Sence pamuklu ya da saten fark eder mi bunu kesmek için?"

Bir adım uzaklaştım ondan.

"Haklısın. Bunun için bakman lazım. Bakman için de eve gelmen lazım."

Açtığım mesafeyi kapattı.

"Geldim işte."

Tekrar mesafeyi açtım.

"Geç kaldın işte."

Beni baştan aşağı süzdü. Onu ittirip yatağa girdim. Üstüne tişört giyinmeden yanıma uzandı.

"Aç mısın diye sormayacak mısın?"

"Doyurmuşlardır senin karnını. Burayı otel gibi kullandığın için yemekleri artık sadece kendime özel hazırlıyorum."

Ona sırtımı döndüğümde nefesini saçlarımda hissettim. Bir şeyler söylesin istedim, söylemedi.

O uyuduğumu zannetti. Saatlerce öyle durduk. Ardından saçlarıma uzunca bir öpücük bırakıp yanımdan gitti. Ben yine yatakta yalnız kaldım. Ben yine onsuz kaldım. Bizi onarmak için hiçbir çaba göstermeyişine ağlayarak uyuyakaldım.

***

Ertesi gün gündüz vardiyasından çıktıktan sonra eve gittim. Kendime yiyecek bir şeyler hazırlarken İrem aradı beni.

"Kankiii!" diyerek seslendi açar açmaz. Sesinde kelebekler uçuyordu.

"Efendim aşkım?" dedim.

"Mete'yle evleniyoruz." Elimden bıçak düştü. Doğru mu duydum?

"Ne?" Kahkaha attı.

"Evleniyoruz. İstemeye gelecekler haftaya. Gelmen lazım."

Ay algılayamıyorum ama ben! Bir şeyler duyuyorum ama kafam basmıyor.

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Kızım sen mal mısın? Böyle bir şeyin dalgası mı olur? Manitaydık zaten evleneceğiz."

"Nereden çıktı bu?"

"Toplumsal normlardan canım. Adamın da kanı kaynıyor benim de. Evlenmemiz lazım. Tamamen hormonsal problemler yani," dediğinde kahkaha attım.

KOKUNUN İZİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin