29

359 32 5
                                    


29

"Bunca zaman sonra kendisi gelmedi de seni mi yolladı?" diye sordu Gülizar abla. Çayımı yudumladım.

"Hayır," dedim. "O yollamadı. Ben geldim."

Kaşları çatıldı. Beni tekrar tekrar inceledi.

"Neden?" diye sordu. Omuz silktim.

"Abimi divane eden kadını görmek için." Kaşları hafifçe havalandı. Dudaklarında ufacık bir tebessüm belirdi.

"Korkak adamlara sevda ağır gelir, divane olurlar; normaldir." Cevap vermedim. Sessizliği paylaştık birlikte. "Beni diline pelesenk edecek biri değildir Haydar. Ne oldu da anlattı ne anlattı da geldin?"

"Kocamla ayrılmak üzereyiz." Güldü tepkime.

"Şehirli insanlar için ayrılmak ne ki?" Yüreğim sızladı ama onu yargılamadım. Yaralı bir kadındı o. Yaralarını gelerek kanattığım için dikenlerini batırmaktan çekinmiyordu.

"Biz çocukluktan sevdalıyız abla," dedim. "Çok sevdik birbirimizi, çok severek evlendik. İlk birkaç senemiz de çok güzeldi. Onu sevmekten de onunla evlenmekten de hiç pişman olmadım."

Beni dinlemiyormuş gibi görünse de dinliyordu.

"Biz büyük bir aileydik. Tüm ekip ve aileleriyle kocaman bir aile olmuştuk. Pusu yediler bir gün. Herkes öldü. Sağ kalan Haydar abi ve kocamdı. Kocamı esir almışlardı Haydar abi de günlerce komada kaldı. Ben bu süreçte bebeğimi kaybettim."

Kaşları çatıldı. Dudakları ince bir çizgi haline geldi.

"Kocam geldi ama eski halinde değildi. Sana aile travmalarımı anlatıp başını şişirmeyeceğim. Bunun için gelmedim buraya," dedim. Gergindim. "İşin sonunda kaldıramayacağım bir noktaya geldi ve biz kopma aşamasına geldik. Haydar abi de benimle konuştu. Seni anlattı."

"Ortada bırakmasını da anlattı mı?"

"Anlattı." Sinirle güldü. "Şehit olduktan sonra paramparça olmanı göze alamadığı için gitmiş."

"Safsata bunların hepsi!" dedi ve hışımla ayağa kalktı. "Evine git çocuk! Kimsenin ulaklığını yapma."

Arkasına dönüp birkaç adım atmıştı ki konuşmaya devam etmemle durdu.

"Tufan vardı," dedim. "Bir Kürt kızını çok sevmişti. Herkesi ikna etmek için çabaladı. Kızı amcasının oğluna verdiler." Sesim boğuklaştı. "Gelinliği kefeni oldu kızın, sevdiğime kavuşamazsam yaşamanın bir anlamı yok diyerek kendini astı." Gözlerimden birer damla yaş süzüldü. "Tufan da onunla öldü. Nefes alıp veren bir cesetten ibarete dönüşmüştü. O görevde, o da şehit düştü." İçimdeki yangın harlanmıştı sanki. "Onu affetmeyebilirsin. Ona geri dönmeyebilirsin. Ama onun neden bazı şeyleri yaptığını anlıyorum. Hem yaşadıklarımdan hem kardeşlerimin yaşadıklarından."

Bana dönmüyordu ama dinliyordu.

"Pişman olduğuna da eminim ama onların o halini gördükçe en azından nefes alıp veriyor diyerek kendini rahatlattığına da eminim."

"Aptal," dedi Gülizar abla. Güldüm.

"Tüm erkekler aptaldır abla. Onların kalbi de bizi beyni de. Biz olmazsak onlar bir halt değil. Sadece öyle sanıyorlar."

Bana döndü.

"Sen kocanı affedecek misin de benden affetmemi bekliyorsun çocuk?"

Boğazımda koca bir yumruyla yaşamaya alışmıştım ben. Nefesimin tıkanmasına, yüreğimin yanmasına alışmıştım.

KOKUNUN İZİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin